ABD’li Yetkili, İnsan Hakları İhlali Konusunda Çin Rejimini Sorumlu Tutuyor

ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF) eski Başkanı ve şu anki Başkan Yardımcısı Dr. Katrina Lantos Swett ile detaylı bir röportaj yapıldı.(Wu Wei/NTD Television)
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF) eski Başkanı ve şu anki Başkan Yardımcısı Dr. Katrina Lantos Swett ile detaylı bir röportaj yapıldı.(Wu Wei/NTD Television)

17 Temmuz tarihinde, Epoch Times ve Yeni Tang Hanedanlığı Televizyonu (NTDTV), ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun (USCIRF) eski Başkanı ve şu anki Başkan Yardımcısı Dr. Katrina Lantos Swett ile detaylı bir röportaj yapıldı. Röportaj sırasında, Çin kökenli zihin ve beden gelişimi uygulaması olan Falun Gong’a 14 yıldır yapılan zulüm hakkında da konuşuldu. 23 Temmuz’da Dr. Swett CNN World’de  “ABD, Falun Gong’a zulmeden Çin hükümetini durdurmalı” başlıklı bir makale yayınladı. Federal hükümetin bir resmi yetkilisi bu konuda ilk kez böyle bir duruş sergiledi.

Dr Swett ile soru cevap şeklindeki röportajı Epoch Times muhabirlerinden Sherry Dong ve NTDTV muhabiri Kitty Wang gerçekleştirdi.

Kitty Wang:  Falun Gong’a karşı yapılan zulmün 14. yılında USCIRF’un düşüncesi nedir?

Dr Katrina Swett: Çin hükümeti tarafından Falun Gong uygulamasına ve bu huzurlu ve ahlaklı uygulayıcılara acımasızca yaptığı zulüm ne yazık ki 14 yıldır devam ediyor. Evet, bu durumda 14. yıldönümü çok üzücü bir dönüm noktasıdır. Ve bu trajik bir durumdur. Biz Çin hükümetinin diğer topluluklara da eziyet ettiğini biliyoruz. Onlar bu topluluklara acımazsızca kötülük yapıyorlar ve bu Çin’i lekeleyen bir konudur. Falun Gong gerçekten Çin hükümeti tarafından en acımasız muameleye maruz kalan topluluk olmuştur.

USCIRF raporu ve diğer yollarla, gerçekten Çin Hükümeti üzerindeki baskıyı artırmak için çalışıyoruz. Çin’in çok önemli bir ülke olduğunu ve dünya sahnesinde önemli bir oyuncu olmak istediğini biliyorum. Ama bir süper güç şeklinde yönetilmediğini de biliyoruz. Bu dünyada saygı isteyen bir ülkenin kendi vatandaşlarına muamelesi gerektiği şekilde değil. Bu yüzden bunun çok üzücü bir yıl dönümü olduğunu düşünüyorum. Çin hükümetine yapılan daha fazla baskının karşısında Falun Gong topluluğuna karşı tutum ve uygulamaların değişeceğini umuyoruz. Ve biz bunun olacağına inanıyoruz.

Kitty Wang: Geçen ay, iki Kongre üyesi tarafından Çin’de çoğu Falun Gong uygulayıcıları olan vicdan tutuklularından devletin zorla organ topladığına dair 281 sayılı Kongre Kararı açıklandı. Bu girişim hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dr Swett: İki Kongre üyesinin 281 sayılı Kararı tanıttıkları için çok memnunum. Bu gerçekten korkunç bir insan hakları ihlalidir. Korkunç şeylerin çok fazla yaşandığı bir dünyadayız. Ben ne zaman zorunlu organ toplama konusunda konuşma fırsatı bulsam, insanlar tepki veriyor.

Çünkü bunu duyan insanların kelimenin tam anlamıyla bu gibi konuları bir şekilde sınırların ötesinde gördüklerini söyleyebilirim. Özellikle iğrenç bir muameleyle mağdur edilen, oradaki Falun Gong uygulayıcıları hedef seçilerek zorla organ alındığını gösteren önemli kanıtlar olduğunu biliyoruz.

Çin Hükümeti yetkililerinin zaman zaman daha şeffaf olacağız ya da bunu durduracağız gibi söylemleri bu durumu kabul ettiklerinin göstergesi. Gerçekten insanlık dışı bu korkunç öfkenin durdurulması için, Kongre’de çoğunluğun destekleyeceğini umuyorum. Bu konu, Kongre’de büyük desteği hak ediyor. Bizim Hükümetimizin bu korkunç insan hakları ihlali hakkında konuşmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Kitty Wang: 2004 yılının sonlarında Epoch Times Komünist Parti Üzerine Dokuz Yorum denilen bir yazı dizisi yayınladı. Bu yayın sonucu “Tuidang” hareketi adı altında Çin Komünist Partisi’nden ayrılan, istifa edenler oldu. Epoch Times web sitesinde yayınlanan rakamlara göre şu ana kadar 142 milyon kişi  parti ve yan kuruluşlarından istifa etti. Tüm bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dr Swett: Batı’da bu konuyu çok az kişi biliyor. Çin’de bu kadar sayıda kişinin Komünist Partisi üyeliğinden vazgeçmesini çok enteresan ve dikkat çekici buldum. Bu büyük bir gelişmedir; din özgürlüğü, vicdan ve inanç özgürlüğüne etkisi olacaktır.

Tuidang hareketi kesinlikle Çin Komünist Partisi için bir uyarı niteliğinde ve Çin halkının komünizmden önceki kendi derin manevi değerlerine yeniden kavuşmak istediğini gösteriyor. Bu bir süre sonra gerçekten olacak. Çin’de Çin Komünist Partisi’nin egemenliği bu dönemde geçmişte kalacak.  Bu antik manevi değerler ile Çin halkı yoluna devam edecek ve kendi geçmişi olan medeniyet, geleceğinin büyük bir parçası olacak.

Sherry Dong: Masanjia Çalışma Kampında zorla çalıştırılarak üretilen ürünlerin, K-Mart gibi büyük Amerikan mağaza zincirlerinde yer aldığı bilgisi ortaya çıktı. Siz Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin bununla ilgili bir şey yapması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Dr Swett: Ben kesinlikle Kongre komitelerinde bir soruşturma başlatılmasının çok uygun ve faydalı olacağını düşünüyorum. Bu konuyla ilgilenebilecek birçok Kongre üyesi olduğunu ve bu konuda yargı yetkisine sahip olan çeşitli komiteler olduğuna inanıyorum.

Kongre bağımsız araştırmalar yaparak bazı açılardan iyi iş çıkaran bir organ olma eğilimindedir. Onların Çin ile ilişkileri düzgün tutma gibi bir kaygısı yok. Dışişleri Bakanlığı, Çin ile iyi diplomatik ilişkiler istiyor ben onları anlıyorum. Onlar iyi ticari ilişkilere sahip olmak istiyor. Bu kötü bir şey değil. Başkan Obama Çin ile iyi ilişkiler istiyor, hepimiz anlıyoruz. Bu iyi ve güzel. Ama biz prensiplerimizden vazgeçemeyiz. Biz her şeye gücü yeten yuan ya da her şeye gücü yeten doların üzerinden değerlerimizin satılmasına izin veremeyiz.

Sherry Dong: ABD hükümetinin Çin’deki insan hakları ihlalleri konusunda halka açık olarak kendini nasıl konumlandırması gerekiyor sizce?

Dr Swett: Ben ülkemizde üst düzey liderlerin daha güçlü bir şekilde seslerini duyurmalarını isterdim. Liderlerin Beyaz Saray’da ya da Dışişleri Bakanlığı’nda sürekli basın açıklaması yaparak “Çin’deki insan hakları ihlalini unutmadık, Falun Gong zulmünü unutmadık. Evet birlikte iş birliği yapmamız gerekir ancak zulüm sona ermeli” demelerini çok isterdim ve Çin liderlerinin gözünün içine bakarak şunları söylemelerini arzu ederdim: “Bu ülkeye; bu ülkenin insanlarına yakışmıyor. Vatandaşınıza bu şekilde işkence yapmanıza ve hapsetmenize gerek yok.  Uluslararası standartlarda yaşamak gerekir.”

Bunun olmasını çok isterim. Gerçekçi bir insanım, bunun bu şekilde olamayacağını biliyorum. Ancak yine de küçük akımların bir araya gelerek, büyük bir değişiklik getirebileceğini düşünüyorum. Ve bu değişikliğin Çin’e geleceğini düşünüyorum.

Falun Gong zulmü hakkında USCIRF olarak geçmişe oranla daha fazla konuşuyoruz ve sesimizi duyuruyoruz. Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası din özgürlüğü raporunda cezaevi kamplarındaki suistimallerden bahsetmesini memnuniyetle karşıladık.

Organ toplama ile ilgili 281 sayılı parlamento kararının Kongre’de sunulmasından memnun oldum. Çin’de herşeyin bir anda düzelmesini beklemiyorum. Fakat inanıyorum ki baskıya devam edersek ve suiistimalleri ortaya çıkarırsak…  Çin artık dünya sahnesinde çok büyük bir oyuncu, modern ve güçlü bir ülke. Bu yüzden “Biz sadece gelişmek için mücadele eden bir ülkeyiz” gibi bir bahanesi olamaz. Dünya sahnesinde büyük bir oyuncu ve bu insan hakları ihlallerine son vermedikçe, dünyanın çok ciddi eleştiri ve kınaması ile yüzleşmek zorunda kalacak. Buna son vermesi, geçmişin hatalarını kabul etmesi ve reform yapması gerekir.

Orijinal İngilizce Haber

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.