Akromegali hastalığını, hastalar kendisi teşhis ediyor

KAYSERİBeynin merkezinde bulunan hipofiz bezinden fazla büyüme hormonu salgılanması ile ortaya çıkan ve el, ayak, çene, burun gibi vücut uzuvlarının aşırı büyümesine neden olan akromegali hastalığını, hastalar kendileri teşhis ederek doktora başvuruyor.

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Bayram, akromegali hastalığının tipik görüntüsüyle kolaylıkla anlaşılabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Bayram, akromegalinin beynin merkezinde bulunan hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonunun fazlalaşmasından ortaya çıkan ve seyrek görülen bir hormon hastalığı olduğunu vurguladı. “Bize en çok hasta getirenler genelde o hastalığa sahip olan insanlar oluyor. Bu yüzden akromegali hastalığına hastaların teşhis ettiği hastalık diyebiliriz.” diyen Prof. Dr. Bayram, hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda fazla büyüme hormonu salgılanmasına neden olan tümörün ameliyatla beyinden çıkarılarak hastanın sağlığına kavuşturulabildiğini açıkladı. Hastalığın geç teşhisi durumunda da tedavinin ameliyatla sağlandığını, ancak bu sefer hastanın ömür boyu ilaç kullanma riski ile karşı karşıya kalabileceğini dile getiren Prof. Dr. Bayram, akromegalinin çok seyrek görülebilen bir hastalık olduğunu aktardı.

Hastalığın 10 binde bir kişide görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Bayram, “Seyrek görülmesinin yanında çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Dünyada yapılan bir incelemede hastalık başladığından teşhis konulana kadar geçen sürenin ortalama 7 yıl olduğu bildirilmiştir. Yani hastalık çok yavaş ilerler. Ama hastalık erken teşhis edilmezse, ömür boyu hasta bununla uğraşıyor ve birçok problem ortaya çıkıyor. Erken tedavi edilirse beyinde fazla hormon salgılanmasına neden olan tümör ameliyatla çıkarılıyor ve hasta tamamen sağlığına kavuşabiliyor. Ancak geç teşhis edilmesi halinde ise yine ameliyat tek tedavi. Fakat bunun yanında hasta ömür boyu devamlı ilaç kullanıp, aylık iğneleri ömür boyu kullanmak zorunda kalıyor. Hastalığın diğer önemli özelliği de vücutta bütün sistemleri etkilemesi. Hastalık başta kalp damar sistemi olmak üzere bütün sistemleri etkileyerek kalp damar hastalıklarına, uzun süre ve tedavi edilmeyen vakalarda ise çeşitli kanserlere neden oluyor.” dedi.

Akromegali hastalığının en önemli belirtisinin vücutta, ellerde, ayaklarda, çenede, burunda büyümelere yol açması olduğunu belirten Prof. Dr. Bayram, ellerde enine büyüme oluştuğunu, kare el denilen bir şeklin ortaya çıktığını aktardı. Bunun yanında tansiyon yüksekliği ile şeker hastalığının ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Bayram, “Hastada horlama, terleme, sinirlilik gibi değişik belirtiler oluşur. Ama en önemli tespit hastanın tipik görünümüdür. Çok ilerlemiş vakalarda görme şikayeti de oluşur. Bu hastalığın ilginç bir yanı da çoğunun tesadüfen tespit edilmesi. Yani direkt şüphelenerek tespit çok az. Tesadüfen tespit ediliyor. Hasta ağrıları nedeniyle fizik tedaviye gidiyor, orada hastalık belli oluyor. Vücudundaki bir şikâyet nedeniyle plastik cerrahiye gidiyor, orada hastalık belli oluyor. Direkt bize başvuran hasta sayısı çok az. Bunun yanında bize en çok hasta getirenler, o hastalığa sahip olan insanlar. Bu yüzden akromegali hastalığına hastaların teşhis ettiği hastalık da diyebiliriz” diye konuştu.

Akromegalili hastalığının genelde her yaş grubunda görülebildiğini, ancak 30 yaşından sonra hastalığın görülme sıklığının daha fazla olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Bayram, 30 yaşından önce görülenlerin genetik ve ailevi olduğunu söyledi. Genetik nedenlerin yüzde 5 oranlarında olduğuna dikkat çeken Bayram, hastalık 40-50’li yaşlarda zirve yaptığını aktardı.

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.