Doktorlar Çin’deki “Soykırımın” Sona Ermesini İstiyor

Washington'da dini özgürlük ile ilgili bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda, Çin'deki yasadışı organ ticareti ile ilgili raporlar sunan doktorlar da vardı. Onlar Çin'de olanları bir "soykırım" olarak nitelendirdi.

 

Devlet tarafından desteklenen yasadışı organ ticaretinin bir canlandırması (Fotoğraf: Mandy Cheng / Getty Images)

ABD dünya çapındaki dini özgürlüğü teşvik etmek amacıyla, dünyanın dört bir tarafından gelen bakanları 24-26 Haziran tarihlerinde Washington’da ağırladı.

Bakanlar toplantısında, inanç özgürlüğü vurgusu yapıldı ve inançlara uygulanan zulme karşı durulması gerektiği ile ilgili konuşuldu.

Bakanlar toplantısı, dini zulme karşı çıkmanın önemini vurguladı.

Zorla Organ Toplamaya Karşı Doktorlar Örgütü (DAFOH) de oradaydı. Doktordan oluşan bu örgüt, 26 Temmuz’da, Bakanlar toplantısı ile aynı binada eş zamanlı bir konferans verdi ve zulme karşı uluslararası bir tepkinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

1999 yılının Temmuz ayında, Çin Komünist Partisi (ÇKP), kişisel meditasyon sistemi olan Falun Gong’a karşı – Çin’de Falun Gong‘u uygulayan kişi sayısı 70 ila 100 milyon – acımasız bir zulüm başlattı.

Çin’de devam eden zulüm ile ilgili, DAFOH genel müdürü Dr. Torsten Trey: “Şimdiye kadar uluslararası toplum, insan hakları ve diğer sivil örgütler, bu zulmü durdurmak için gereken çabayı göstermedi,” dedi.

DAFOH Genel Müdürü Dr. Torsten Trey, 26 Temmuz 2018’de Washington’da (Fotoğraf: Wei Wu / NTD)

Trey, Çin rejiminin Falun Gong uygulayıcılarını “yavaş” bir soykırıma tabi tuttuğunu söyledi. Trey’e göre bunun sebebi, uluslararası toplumun elini taşın altına koymaktan kaçınması ve bu suçları açığa çıkarmakta tereddüt etmesiydi. Kilit rolün ise, insanları öldürerek elde edilen organ hasadı olduğunu vurguluyor Dr. Trey.

“Bu Sadece Çin’de Mümkün”

Utah Tıp Fakültesi Üniversitesi’nde bir Onkolog olan Dr. Glyn Gilcrease, yasadışı organ ticaretinin mağdurlarının haksız yere hapsedilen kişilerden oluştuğunu ve bu yasadışı organ ticaretinin devlet tarafından desteklendiğini söylüyor. Dr. Glyn “Böyle bir şey sadece Çin’de mümkün,” diye ekliyor.

Dr. Trey, zorla organ alınarak yapılan organ ticaretinin bir “soykırım eylemi” olduğunu vurguluyor. Dr. Trey toplantıda, Çin’deki resmi transplantasyon sayılarını sundu, bu sayıların 2006’dan beri pek değişmediğine dikkat çekti ve bunun akabinde “bir şeyler gizliyorlar,” dedi.

Kayıtlar, Çin’de 2000 yılından bu yana organ nakli altyapısında hızlı bir artış olduğunu açıkça göstermektedir: Organ hastalarının hastane yatak sayısı hızlı bir şekilde artmıştır. Bir organ naklinden sonra ihtiyaç duyulan anti-itici ajanların satışı da katlanarak artmıştır.

Çin’in resmi organ nakil sayılarına göre, Çin’de yılda yaklaşık 9.000 ila 10.000 organ nakli yapılıyor. Çin hükümetine göre, Çin’de organ nakli yapan 173 hastane var. Fakat Batılı uzmanlara göre, bu Çin’de yapılan organ nakillerinin gerçek sayısının çok altında ve ülkedeki bazı hastanelerin yılda 1000’den fazla organ nakili gerçekleştirdiği biliniyor.

Yeni Bir Organ İçin Bekleme Süresi İki Hafta Bile Değil

Güney Koreli belgesel kanalı “Chosun TV” de Çin’deki bir hastanenin çalışanı ile röportaj yapıldı. Burada organ transplantasyonlarının Çin’de nasıl gerçekleştiği gösterildi.

Kasım 2017’de bir çalışan, böbrek için bekleme süresinin genellikle yaklaşık iki hafta olduğunu söyledi. Ancak acil bir durumda, hasta fazladan para ödemeye razı olduğunda iki haftadan önce de organın temin edilebileceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletlerinde, bir böbrek için ortalama bekleme süresi, Ulusal Böbrek Vakfı’na göre üç ila beş yıl arasındadır.

Dr. Jessica Russo, 26 Temmuz 2018’de Washington’daki bir DAFOH etkinliğinde (Fotoğraf: Wei Wu / NTD)

Dr. Jessica Russo, Philadelphia’daki Thomas Jefferson Üniversite Hastanesi’nde piskolog olarak çalışmaktadır. Dr. Jessica Russo, Çin’in yasadışı organ ticareti ile ilgili gerçeği sakladığını vurguladı ve Çin rejiminin dünyadan gerçek yüzünü saklamaya çalıştığını söyledi.

Russo: Çin Soykırımı “Normalleştirmeye” Çalışıyor

Çin, Falun Gong uygulayıcılarının maruz kaldığı soykırımı “normalleştirmeye” çalışıyor. Psikolog Russo, rejimin barışçıl bir kişisel gelişim uygulaması olan Falun Gong’un bu şekilde acımasız bir zulme tabi tutulmasının, dünyada kabul görmeyeceğini biliyor. Bu sebepten dolayı Çin hükümeti, yaptığı bu zulmü meşrulaştırmak için, birçok batılı halkla ilişkili firmalardan tavsiyeler aldı ve bu tavsiyelerden birisi de : “Falun Gong’un bir tarikat olduğunu söyleyin,” şeklindeydi.

Russo’ya göre, strateji şu şekilde idi: Çin’deki devlet propagandasıyla birlikte Falun Gong’a iftira atmak için Batılı medyayla röportajlar yapın. Russo, bu yaklaşımın Yahudilere karşı Nazilerin kullandığı metoda benzediğini söyledi.

Russo’ya göre, Çin rejiminin Falun Gong’u şeytanlaştırılması tesadüf değildi. Russo, “Falun Gong, Çin Komünist Partisinin temsil ettiğinin tam tersini temsil ediyor. Falun Gong, doğruluk, merhamet ve hoşgörü ilkelerine içeriyor” dedi.

Dr. Glynn Gilcrease III, sunumuna New York Tıp Üniversitesi’nde çalışmış bilim adamı olan Arthur Caplan’dan bir alıntı yaparak başladı:

“Çin’de cinayet işlendiği ile ilgili bir soru işareti yok. Asıl mesele, bizim bu olanlara hala göz yummaya devam edip etmeyeceğimiz ile ilgili.”

Gilcrease, Çin’in rejiminin zorla geri çekilmesiyle ilgili doğru yaklaşımın kolay olmadığını söylüyor. “Suç belli değil ve aynı zamanda “çok yeni ve çok farklı” ki bunu yapmanın bir yolu yok” diyor Gilcrease.

Dr. Glynn Gilcrease III, 26 Temmuz 2018’de Washington’daki DAFOH etkinliğinde konuşuyor. (Fotoğraf: Wei Wu / NTD)

Gilcrease ABD’de Çinli organ nakli doktorlarının eğitim almasının önüne geçilmesini ve veri koruma yasalarının yenilenmesini istiyor. Ayrıca elde edilen organlarının nereden geldiğinin ve nasıl elde edildiğinin tüm hastalara açıklanması gerektiğini söylüyor. Doktor, uluslararası toplumdan daha fazla ülkenin, İsrail ve Tayvan’ın organ turizmi ile ilgili çıkardığı yasalar gibi yasalar çıkarması gerektiğini vurguluyor.

“Sorumluluk Almazsak, Biz de Suça Ortak Oluruz”

Konferansın açılışında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, dini özgürlüğün ABD’nin en önemli önceliği olduğunu açıkladı.

Trey, Çin’deki yasadışı organ ticaretinin ABD ile Çin arasındaki ilişkileri kötü yönde etkilemesinin de mümkün olduğunu söyledi.

Trey, ABD’nin Çin’i Falun Gong’u “silmek” istediğini bildiğini ve bunun farkına varması gerektiğini söyledi.

Russo, “Bu suçu durdurmak için hiçbir sorumluluk üstlenmezsek, o taktirde biz de suçluyuz” diye ekledi.

 

Haberi yazan: Stephen Gregory, The Epoch Times

Çeviren: Evren Durmaz, The Epoch Times Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.