Hong Kong’da Serbest Seçim Yasağına Karşı Protestolar Devam Ediyor

“Occupy Central"  kurucularından Üniversite Profesörü Chan Kin-Mann, Tamar Park’da 31 Ağustos Pazar günü binlerce kişinin önünde yaptığı konuşmasında Pekin’in Hong Kong’a müdahalesini eleştirdi. (Sung Cheung-lung, Epoch Times)
“Occupy Central” kurucularından Üniversite Profesörü Chan Kin-Mann, Tamar Park’da 31 Ağustos Pazar günü binlerce kişinin önünde yaptığı konuşmasında Pekin’in Hong Kong’a müdahalesini eleştirdi. (Sung Cheung-lung, Epoch Times)

Hong Kong’da Occupy Central adlı protesto hareketinin üç lideri ve ayrıca 40 kişi Hong Kong’da özgür bir seçim sistemi olması uğruna savaşma kararlılıklarını göstermek için saçlarını kazıttı.

Eylül başında binlerce kişi Hong Kong’da sokaklara ve halka açık parklara akın etti. Halk, Pekin’deki Çin Komünist Partisi yetkililerinin Hong Kong’da demokratik bir seçime izin vermemesine isyan etti ve bu sebeple merkezi hükümeti protesto etti.

Çin Komünist Partisi, Hong Kong’da 2017 yılında yapılacak olan seçimlere katılacak adayların Pekin tarafından belirleneceğini açıklamıştı. Bunun üzerine Occupy Central kampanyası adı altında farklı gruplar birleşerek Çin hükümetini protesto etti.

Hong Kong halkı Hong Kong’u yönetecek insanları kendi başına belirlemek istiyor. Ayrıca, seçilen politikacıların, Çin Komünist Partisi’nin politik çıkarları doğrultusunda hareket etmesinden endişe ediyor.

Hong Kong halkı gerçek demokratikleşme, serbest ve adil bir seçim olmasını talep ediyor.

Çin Komünist yetkilileri yapılacak seçimin ‘Aday Belirleme Komitesi’ vasıtasıyla gerçekleşmesini istiyor. Ancak bu Aday Belirleme Komitesi doğal olarak Pekin tarafından yönetilecek. Pekin son sözü söyleyecek ve kimin Hong Kong’u yöneteceğine karar verecek.

Pekin, ülkeyi yani Çin’i ve Hong Kong’u seven birisinin yönetmesini de şart koşuyor. Bu “Ülkeyi Sevmek” sloganı, Komünist Çin Devleti yani Diktatörlükle yönetilen bir devlet ve ayrı özel yönetim bölgesi olan demokratik Hong Kong arasındaki gerginliğe işaret ediyor.

Aralık 1984’de Çin ve İngiltere arasında imzalanan ortak bildirge, Hong Kong’un Çin ile yeniden birleştiği 1 Temmuz 1997 tarihinden sonra “bir ülke iki sistem prensibi” altında yüksek derecede özerklik ve dolayısıyla Hong Kong’un demokratik seçim haklarına sahip olması şartı getiriyordu. Pekin’in aldığı son karar, ABD ve İngiltere’de endişe yarattı.

Occupy Central with Peace and Love direniş grubu Çin hükümetini protesto eden gruplar arasında başı çekiyor. Bu grup protesto gösterilerinde Hong Kong’un finans merkezini mekan olarak seçti.

Occupy Central üyesi ve bir Üniversite Profesörü olan Chan Kin-Mann yaptığı bir konuşmada Pekin tarafından alınan kararın saçma olduğunu söyledi ve eğer Hong Kong hükümeti bu kararı kabul ederse, bu Hong Kong’un sonunu getireceğini söyledi.

Chan, üniversitede 30 yıl boyunca Hong Kong’un demokrasisi için mücadele ettiğini ve bugün de kendisi gibi üniversite öğrencilerinin aynı mücadeleyi verdiğini söyledi. “Biz yıprandık ve o 30 senelik mücadelede, birçok gencin ruhunu ve çabalarını harcadık. Savaştık ve her şeyi demokratik Hong Kong için yaptık” dedi.

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.