Kanser Hastaları İçin Beslenme Bilgileri

shutterstock_145555969-674x446Sağlıklı Beslenerek Kanseri İyileştirmek: Alkali Diyetinin Temelleri

Her kanser hastasının, ilk kanser teşhisi konulduğunda, doktorundan duyması gereken bilgiler vardır. Hastalara, izleyecekleri tedavi yöntemi ne olursa olsun, yapacakları beslenme değişikliği ile iyileşme şanslarının önemli ölçüde artabileceği söylenmelidir.

Kanser hastalarına iyileşme yolunda, doğru beslenmenin kansere karşı ilk ve en iyi savunma yöntemi olduğu mutlaka anlatılmalıdır. Örneğin, ağırlığı sebzeden oluşan ve biraz meyve, tahıl ve protein içeren alkali diyetine nasıl geçebileceğini anlatmak gerekir. Bu diyet, onkoloji basınında çok tartışılan ketojenik diyete benzer, ama vücuttaki inflamasyonu (yangı) kontrol altına almak amacıyla, alkali diyeti protein, tahıl ve işlenmiş yağ ve şeker tüketimini daha da azaltır.

Bu tür faydalı bilgileri aktarmak yerine, genelde kanserli hastalara kanseri daha da tetikleyen yemek pişirme teknikleri öğretilir. Ne yazık ki, diyet ve kanser ilerlemesine ilişkin çok iyi belgelenmiş raporlar olmasına rağmen, kanser hastalarına bu bilgiler sağlıklı bir şekilde aktarılmamaktadır.

Özellikle de batılı ülkelerde hızlı şekilde modernleşen yaşam, bir anti-kanser, alkali diyeti uygulamak için elverişli değildir. Hazır gıda ürünleri, mikrodalga yemekleri, ambalajlı atıştırmalıklar ve fast food birçok insanın günlük menüsüne girmiş durumda. Eğer kanserle mücadele ediyorsanız bu gıdaların uygun olmadığını zaten biliyor olmanız gerekir.

Ama yeni teşhis konmuş kanser hastaları ne yapmalıdır? Başlayacak olan tedaviye kendilerini nasıl hazırlamalılar? İyileşme şanslarını nasıl artırabilirler?

Kanser hastasının yapması gereken 6 önemli beslenme değişikliği vardır. Bunlar ilk başta zor görünse de aslında yapılması gereken çok basit: mevsime uygun, basit hazırlanmış, taze gıdalar…

1. Alkali diyeti – hücre içi pH’ı artırır ve inflamasyonunu azaltır

Bugün batı dünyasında insanların çoğu, gizli asidoz durumu olarak adlandırılan, hücre içi pH değerini azaltan ve inflamasyonu teşvik eden yemekler yiyor. Bu tür yemekler, kanseri çoğaltmak için mükemmel bir ortam sağlıyor. Buna karşın alkali diyeti zamanla hücre içindeki pH’ı inşa eder ve vücutta sürekli inflamasyona karşı iyi savunma oluşturur. Alkali diyeti, ağırlıklı olarak organik yeşil yapraklı sebzeler, otlar ve baharatlar, kök sebzeleri, soğan, sarımsak, pırasa, frenk soğanı, brokoli, karnabahar, lahana, fasulye, mercimek, bezelye, fındık ve çekirdek ve bunun yanında (günde bir veya iki fincan) pirinç gibi gluten olmayan tahıl içerir. Haftada birkaç kez 50-100 gram arası temiz balık, organik tavuk ya da doğal beslenen hayvan eti de sağlıklı alkali odaklı diyetin bir parçası olabilir. Günde iki veya üç adet taze meyve de vitamin ve mineral tüketimini dengelemeye yardımcı olur. Meyve ve sebzeyi ne kadar çiğ yerseniz o kadar iyidir.

2. Şekeri hayatınızdan çıkarın

Kanser hücreleri diğer hücrelerden, zaman birimi başına daha fazla glikoz (şeker) kullanır. Şeker metabolizmada kanserin ilerlemesini destekleyen asit oluşturur. Ayrıca, meyve dahil şekerli yiyecekler insülin tepkisini tetikler. Eğer gün boyunca sık sık şeker veya meyve yerseniz bağışıklık fonksiyonunuz bastırılır, vücudunuzdaki insülin seviyesi artar bu da insülin direnci yaratır. İnsülin direnci doğrudan kanser çoğalması ile alakalıdır. İşlenmiş şeker, vücutta magnezyumu tüketir, bu da kanserin çoğalmasına sebep olan bir başka faktördür. Yüksek fruktoz mısır şurubu, işlenme yöntemi yüzünden, yüksek seviyede cıva içerir. Bu da vücut içinde kanseri teşvik eden bir toksindir. Şekerin hayatımızdan çıkarılması demek, şekerin tüm formlarını yani bal ve agav gibi doğal şekerin yanı sıra, beyaz şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubunu içerir. Tatlı yeme ihtiyacı hissederseniz, şekersiz elma püresi, iki ya da üç incir, kuru kayısı veya taze ananası deneyebilirsiniz. Meyvede ölçülü olmak önemlidir, çünkü şekerin diğer formlarına kıyasla fruktozun kanser hücresi bölünme oranını, iki kat daha fazla arttırdığı görülmüştür.

3. Gluten’i hayatınızdan çıkarın

Glutenli tahıllar inflamasyona sebep olur. İnflamasyon kanser ilerlemesini teşvik eder. Bu da tam tahıl da dahil olmak üzere buğday veya çavdar gibi yüksek gluten içeren ürünlerden kaçınmak anlamına gelir. Makarna, cereal, ekmek, kek, kraker, kurabiye ve diğer unlu mamuller alkali diyeti dışındadır. Kanser hastaları, pirinç, karabuğday, kinoa, darı ve amarant gibi glutensiz tahılların hepsini yiyebilir. Bununla birlikte, “glutensiz” hazırlanmış ürünleri kullanmak yanlış olur çünkü çoğu şeker ya da işlenmiş yağ içerir. Bu şekilde alkali diyeti parametreleri dışında kalır.

4. Süt Ürünlerini hayatınızdan çıkarın

Profesör T. Colin Campbell, (PhD Cornell Üniversitesi) inek sütünün kanseri en çok teşvik eden gıdalardan biri olduğunu, geniş kapsamlı bir araştırma sonucu tespit etmiştir. Garip şekilde, suçlu protein – kazein proteinidir. Süt tozu veya peyniraltı suyu ile yapılmış yüksek proteinli yoğurtlar, sade süt, yoğurt ya da peynire kıyasla kanseri daha çok tetikler. Yine de, tüm süt ürünlerini kanser ile mücadele ederken, hayatımızdan çıkarmamız gerekir. Süt ürünleri, şekerde olduğu gibi inflamasyon yaratır, kemik bozulmasına sebep olur (evet doğru, çünkü süt sindirim sırasında yüksek asit üretir) ve kanserin ilerlemesini teşvik eder.

5. Yemeğinizde sadece zeytinyağı, hindistan cevizi yağı ve avokado yağı kullanın

Sadece doğal, soğuk preslenmiş zeytinyağı, hindistan cevizi yağı veya avokado yağı kullanın – mümkünse organik olanı tercih edin. Bu yağlar, doğal şekilde inflamasyonu önledikleri için vücutta potansiyel kanserli hücreleri iyileştirme özelliğine sahiptir. Özellikle hindistan cevizi yağı kanser hastaları için hem yararlıdır, hem de doğrudan antibakteriyel etkisi vardır. Kanser hastalarının yemeklerinde mısır, soya, kanola, aspir veya ayçiçek yağlarını kullanmamaları gerekir. Bu yağlar hem genetiği değiştirilmiş bitkilerden üretilmekte hem de çok işlenmiştir, o sebeple bu yağların kanser riskini arttırdığı düşünülmektedir. Margarin gibi işlenmiş yağlar, raf ömrünü artırmak için yüksek ısıda hazırlanmaktadır. Bu durum yağ moleküllerini değiştirir ve vücudunuzdaki elektrik mesajlarının doğal iletkeni olmak yerine, bu moleküller hücrelerde “ölü noktalar” yaratır çünkü onlar elektrik iletemezler. Sağlıklı hücre fonksiyonuna müdahale ederek kanserin ilerlemesini sağlarlar.

6. İçeceklerinizi değiştirin

Alkolü bırakın. Ayrıca şişelenmiş veya dondurulmuş meyve sularını hayatınızdan çıkarın çünkü onlar yüksek seviyede konsantre şeker içerir ve çoğu asit oluşturan formdadır. Taze sebze ve meyve suyunu evde yapabilirsiniz ancak ağırlığı sebze suyuna verin. Kahve tüketiminizi günde bir bardak veya daha aza düşürün ve temiz su, soğuk veya sıcak içecek olarak hafifçe demlenmiş yeşil çay (siyah çay olmayacak), adaçayı, zencefil ve nane çayı tüketimini arttırın. Gün içinde birkaç kez sıcak veya soğuk su ile hazırlanmış organik limon suyu içilebilir. Günlük olarak taze havuç veya pancar suyu için, bunlar sağlıklı alkali içecekleridir. Eğer bir restoranda yemeye, hazır yemek almaya ya da fast food yemeye alışkınsanız bu değişim zor gibi görünse de, çözümü düşündüğünüzden daha kolaydır. Eğer evde yemek pişiriyorsanız bazı yiyecekleri hayatınızdan çıkarıp, yerine bazılarını eklemeniz yeterli olacaktır.

İster evde ister dışarıda salata yemek her zaman iyi bir seçimdir. Kendi salatanızı yapabilir ya da restoranda salata yemeyi tercih edebilirsiniz. Marul ya da dört mevsim yeşillikleri ile rendelenmiş havuç, pancar, salatalık, hindiba, kiraz domates, rezene, lahana ve ıspanak veya bunların herhangi bir kombinasyonu, ve üzerine hazır salata sosları yerine işlenmemiş zeytinyağı ve taze limon ile hazırlanmış sos sizi oldukça tatmin edecektir. Üzerine nohut veya beyaz fasulye de ekleyebilirsiniz. Yemek sırasında ekmek sepetini veya tatlı menüsünü tamamen görmezden gelin.

Hazırlayan: Nancy Elizabeth Shaw, www.greenmedinfo.com

Orijinal İngilizce haber

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.