Kronik Stres ve Uyku Bozukluğu Kalp Krizi Riskini Arttırıyor

 
SAKARYASakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Doç.Dr. Hüseyin Gündüz, kronik stres ve uyku bozukluğunun kalp krizini ve kalp hastalıkları riskini arttırdığını söyledi. Gündüz, düzenli olarak kan vermenin kalp sağlığına önemli katkı sağladığını belirtti. Doç.Dr. Hüseyin Gündüz, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, kalp damar hastalıklarının oluşmasında pek çok risk faktörünün bulunduğunu ifade etti. Hipertansiyon ile kolesterol yüksekliği bulunanlarda, sigara kullananlarda ve şeker hastalarında kalp krizi riskinin doğrudan arttığını dile getiren Gündüz, stresinde kalp krizi oluşumunu tetikleyen önemli bir risk faktörü olduğunu vurguladı. Vücutta stres hormonlarının aşırı artmasının kalbin iş yükünün arttırdığını bununda kalbin zorlanmasına yol açarak kalp damarları üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu ve kalbin içerisindeki damar darlıklarına yol açan plakların aniden yırtılıp kalp krizi oluşmasına yol açabildiğine dikkat çeken Gündüz; “Stres kalp krizine doğrudan veya dolaylı olarak yol açıyor.” dedi. Depresif hastalarda kalp krizi riskinin arttığını kaydeden Doç.Dr. Gündüz, şunları söyledi: “Stresin yenilememesi halinde insan depresyona giriyor. Depresyonda kalp rahatsızlıklarında önemli bir risk faktörüdür. Depresif hastalarda kalp krizi riskinin arttığı bilinmektedir. Dolayısıyla stres faktörünün ortadan kaldırılması, stressiz bir yaşamın sağlanması, stresle mücadele yollarının öğrenilmesi gerekmektedir. Stresle mücadele etmenin en önemli yolu stres faktörünü ortadan kaldırmaktır. Strese ne yol açıyorsa onunla mücadele etmemiz lazım.” “UYKUDA NEFES DURAKLAMASI KALP HASTALIĞININ HABERCİSİ OLABİLİR” Uyku bozukluğunun da kalp rahatsızlıklarının önemli bir nedeni olduğunu anlatan Gündüz, uyku bozukluklarının içinde en önemli olanının ‘uyku apne sendromu’ olduğunu dile getirdi. Uyku apne sendromunun gece uyurken horlama, hırıltılı solunum ve nefes durmalarıyla kendini gösterdiğini kaydeden Gündüz; “Uyku apne sendromu kalp damar hastalıklarının artmasına ve kalp yetersizliğine yol açmaktadır. Teşhisi, tanısı kolaydır. Uyku esnasında kişinin nefes duraklamalarının tespit edilmesi şüphelenmek için yeterlidir. Uykuda solunum durması varsa ve bu biri tarafından fark edilmiş ise mutlaka bir kardiyoloji uzmanına, bir kulak burun uzmanına veya göğüs hastalıkları uzmanına muayeneye gitmek lazım. Özel uyku laboratuarlarında kişinin uyku bozukluğunun derecesi ve şiddeti belirlenerek ona göre uygun tedaviler verilmesi lazım.” ifadesini kullandı. “SAĞLIKLI BİR KALP İÇİN DÜZENLİ KAN VERİN” Sağlıklı bir kalp için öncelikle hayatın bütün süresi boyunca düzgün bir yaşam tarzının belirlenmesi gerektiğine vurgu yapan Gündüz, küçük yaşlardan itibaren yağlı beslenmemeye, şişmanlamamaya, düzenli spor yapmaya, sigara içmemeye, alkolden kesinlikle uzak durmaya ve stres faktörleri ortadan kaldırmak için mücadele edilmesinin gerekli olduğunu söyledi. Gündüz, kalp hastalıklarından korunmak için şu tavsiyelerde bulundu: “Sağlıklı bir kalbe sahip olmak için düzenli beslenmek gerekir. Yağsız beslenme özellikle kalbi koruyucu besinler içeren balık yemeliyiz. Kırmızı etten uzak durup, meyvelerden ve sebzelerden lifli gıdalarla beslenilmesi kandaki kolesterolün yükselmesini ve şişmanlığı engelleyerek sağlıklı bir yaşama katkıda bulunur. Bunun dışında düzenli ihtiyacı olduğu kadar uyku ve egzersiz yapma ve yorgun dönemde dinlenme kalp damar üzerindeki olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Kan vermenin de kalp üzerinde olumlu etkileri vardır. Kan vermek kandaki yağ hücrelerinin bertaraf edilmesi ve kandaki yağ miktarının azaltılması sebebiyle kalp krizi riskini azalttığı biliniyor. Sağlıklı olan ve 18–65 yaş arasında bulaşıcı hastalığı olmayan kişilerin kalp krizini azaltmaya bir miktar katkıda bulunması amacıyla kan vermeleri çok faydalıdır. Sağlıklı bir kalp için düzenli aralıklarla senede 1 veya 2 defa kan verilmesi yaşam boyunca sağlıklı bir kalbe sahip olmaya katkı sağlar.”  

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.