Mutluluk Dalgalar Gibi Yayılır

Mutluluk: Mutlu olduğun zaman başkalarıda faydalanır. (Photos.com)

Harvard Üniversitesinde yapılan bir çalışma bireylerin mutluluğunun aslında grup aktivitelerinin neticesi ve büyük ölçüdede kişinin arkadaşlarının mutlu olup olmamasıyla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Çalışma aynı zamanda kişinin mutluluğunun suyun yüzeyindeki dalgalar gibi yayıldığını keşfetmiştir.

Ayrıca, bu çalışma mutluluğun gücünün zaman ve mekana bağlı olduğunuda bulgulamıştır: Mutlu bir insana daha yakın bir kişinin mutluluktan etkilenme şansı çok daha büyüktür. Mutlu bir insana yakın yaşayan kişinin mutlu olma oranı %34 oranında yükselecektir.

Sosyal ortamların merkezinde yaşayan ve derin sosyal bağlar kurmuş kişiler doğal olarak diğer insanlardan daha mutludurlar. Fakat bunun yanında, mutluluğun yayılması en azından 1 yıl alır!

Bu çalışmadan görüyoruzki pozitif mesajlar olan güzelik, dürüstlük, nezaket, hoşgörü, ve terbiyeli davranışlar, doğru düşünceler, dürüst ve yüksek ahlaklı olmak insanlara ve etrafımızdaki objelere yayılacak ve herşeyi pozitif doğrultuda düzenleyecektir, mutluluğun yaptığı gibi.

Antik dönemde yaşayan insanlar bizlerden daha akıllarmış ve yüksek ahlakın ve nezaketin gücünü ve aynı zamanda kültüre sindirilmiş olan sürekliliğinin muhteşem etkisini bizlerden çok önce keşfetmişlerdir.

Antik Çinde insanlar kendilerine bu yolu rehber olarak almışlar ve bu zengin kültürel miras olan ahlak ve erdem konusunda büyük ilerleme kaydetmişlerdir. Savaşta bile her iki tarafta farkındaydı ki merhametli bir asker yenilmez olabilirdi çünkü zafer tek bir mermi atmadan kazanılabilirdi. O zamanlar herkes görünmez olan bu yasanın işleyişinin farkındaydı.

Çinliler Menşiyus’un “Anne 3 kez Taşındı” hikayesini bilirler. Bu hikaye çocuga verilen vaazlar veya uygulamalı örnekler yerine çevrenin ve çevresel koşulların çocuğu yetiştirmedeki önemini ve gücünü anlatır, anne Zou şehrindeki akademik merkezin yakınında yaşamaya başlayana kadar yer değiştirmekten vazgeçmemiştir.

Bu bölgede yaşayanların çok iyi eğitimli olduklarını, soylu duruşlarını, serinkanlı tutum ve ağırbaşlı davranışlarını farketmiş ve bunların o bölgede yaşayan sakinleri özelliklede çocukları etkilediğini, birbirlerini taklit edercesine davranışların yayıldığını gözlemlemiştir. Çocuklar oldukça ağırbaşlı ve dingin görünüyor ve tutumlarıda oldukça gerçekçiydi.

Sonunda yerleşmek için uygun bir yer bulmuştu. Bu hikaye çevrenin ne kadar önemli olduğunu anlatır.

Antik Çinde kadınların çoğu tarımsal alanda tamamen eğitimsiz idi çünkü okuma yazması olmayan bir kadının ahlaklı olduğuna inanılırdı. Fakat bu inanç kadınların çocuklarını yetiştirmede iyi bir iş çıkarmalarına engel olmadı, eski insanlar şöyle söylerdi “Geleneksel değerler, aile saygınlığı, babadan kalan öğretiler çok derin bir şekilde herkesin zihninde yerleşmiş ve herkesin davranış ve tutumlarının içine sindirilmiş durumdadır”.

Bu değerler yaşlı jenerasyondan hikayeler ve masallarla nesilden nesile aktarılmıştır. Antik zamanlarda bir kişi aile disiplini konusunda eksik ise bu çok ciddi bir sorun olarak görülürdü. Bu ahlaki değerlerin kelimeler olmadan öğretildiğine bir örnektir.

Eğer bir toplum ahlak standartlarını bu düzeye taşır ve bu yoldan ilerlerse, o toplumun insanları sağlıklı olacaktır.

İngilizce Kaynak: http://www.theepochtimes.com/n2/health/happiness-spreads-like-ripples-48256.html

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.