‘O Hala Hayattaydı’: Bir Doktor Çin’deki Yasadışı Organ Hasadını Anlattı

Taipei’de 23 Nisan 2006’da binlerce Falun Gong uygulayıcısının katıldığı bir mitingde; dört gösterici, Çinli komünistlerin Falun Gong takipçilerini öldürdükleri ve toplama kamplarında organlarını hasat ettiklerine dair iddialarıyla eylemin bir canlandırmasını gerçekleştiriyorlar. (PATRICK LIN / AFP / Getty Images)

Enver Tohti, Çin’deki kirli yasadışı organ ticaretini gün yüzüne çıkaran az sayıdaki cesur insanlardan biri. Aslen Uygur Türkü olan Çinli doktor, İrlanda’daki bir komitede “Yaralı adam kendisini savunmaya çalıştı ancak çok güçsüzdü” diyor.

Çin’in büyük çaplı yasadışı organ ticareti yaptığına inanılıyor. Organlar cezaevlerinde bulunan mahkumlardan alınıyor. Bunların bir kısmı, ağır suçlar işlemiş ve idam cezasına çarptırılmış tutsaklar.

Araştırmalar, Çin’deki bu organ toplama ve öldürme işlemenin sipariş üzerine gerçekleştirildiğini gösteriyor.

Temmuz ayında İrlanda’nın Dışişleri, Ticaret ve Savunmadan sorumlu komitesi, Çin’deki yasadışı organ hasadı ile ilgili sunulan kanıtları dinledi ve inceledi.

Özellikle, insan hakları avukatı olan David Matas ve David Kilgour’un söyledikleri çok değerliydi. Bu iki isim, Çin’deki yasadışı organ ticaretini araştırdıkları için Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti.

Komite önlem almak için bir liste oluşturdu ve birkaç önlem sıraladı: Bunlardan biri, İrlanda hükümetinin Çin’e organ turizmini yasaklamasıydı. Çin için çok karlı olan bu ticarette, “organ turistleri” arasında, Çin’in dışından gelen birçok yabancı zengin bulunmaktaydı, fakat birçok Çinli de bu yasadışı hizmetten faydalanmaktadır.

Bu ülke sipariş üzerine organ teslim edebilmek için büyük çapta organa ihtiyaç duyuyor. Fakat Çinliler inançlarından dolayı, organ bağışlamayı pek uygun görmediklerinden, Çin’de iyi çalışan bir “organ bağış sistemi” bulunmuyor.

Birçok Ülke Çin’e Organ Turizmini Yasakladı 

Bu nedenle, organların büyük çoğunluğu mahkumlardan geliyor – özellikle Falun Gong uygulayıcıları organları için tercih ediliyor.

Falun Dafa olarak da bilinen Falun Gong öğretisinin temel ilkeleri “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü”dür ve bu öğreti geleneksel bir meditasyon uygulamasıdır. Çin Komünist Partisi (ÇKP), 1999 yılından beri Falun Gong uygulayıcılarına acımasız ve sistematik bir zulüm dayatmaktadır.

Yüz binlerce Falun Gong uygulayıcısı, Çin’in dört bir yanına dağılmış çalışma kampları ağında hapis tutuluyorlar. Onlar her an yasadışı organ ticaretinde birer kurban olmaya adaylar.

Şuana kadar organ ticaretini ve organ turizmini yasaklamış ülkeler, İsrail, Tayvan, İtalya ve İspanya’dır.

Yasadışı olayları ifşa eden, haberci, gazeteci ve yazar Ethan Gutmann, bu ülkeleri tutumlarından dolayı tebrik etti. Gutmann, “Şuan çok kritik bir zamanda ve dönemde bulunuyoruz,” dedi ve ekledi, “Artık harekete geçmenin zamanı geldi.”

Enver Tohti, İnanılması Zor Gerçekleri Anlattı

Doktor Enver Tohti’de İrlanda’daki komite önünde konuştu. O, Çin’de kendisinin de katıldığı, yasadışı organ hasadını anlattı. O zamanlar sadece görevini yaptığını düşündüğünü söyleyen Enver Tohti, bunu “Devletin düşmanını ortadan kaldırmak” olarak gördüğünü söyledi.

Tohti, bunu anlattığı her defasında, sanki bir duruşmadaymış gibi hissettiğini ve konuşmasının da ona “bir itiraf” gibi geldiğini söyledi.

Doktor ayrıca, Çin toplumunda, komünist yönetim altında insanların nasıl kayıtsız bir köle haline geldiklerini anlattı. Doktor Enver Tohti, “Kendinizi, önünüzdeki görevi yerine getirmeye hazır ve tamamen programlanmış bir toplum üyesi olarak geliştiriyorsunuz.” dedi.

1995 yılında iki baş cerrah kendisinden “büyük bir operasyon” için bir takım kurmasını istemiş. Kurulan bu ekip, bir hastaneye götürülmüş. Onlara silahtan çıkan “ateş seslerini” beklemeleri söylenmiş.

Tohti: “Ateş seslerini duyduktan sonra hızlıca odaya girdik. Silahlı bir memur, sivil elbiseli, sağ göğsünde kurşun yarası olan ve yerde yatan bir adamı işaret etti.”

Enver Tohti, baş cerrahların kendisine kurbanın karaciğer ve iki böbreğini çıkarmasını emrettiklerini söyledi.

“Adam hala hayattaydı, yaralı bir şekilde bize engel olmaya çalışıyordu, fakat çok güçsüz olduğu için hiç şansı yoktu.”

Dünyanın birçok ülkesinde uygun bir organ için bekleme süresi aylar, hatta yıllardır. Fakat Çin için bu geçerli değil. Yeterli finansal imkana sahip olduktan sonra, bu ülkede, birkaç gün içerisinde uygun organ temin etmek mümkündür.

Organlar İçin Yoğun Talep 

Tohti, Çin’deki yasadışı organ ticaretinin, ne denli vicdansız ve alçakça olduğunu ifşa ediyor ve bazı internet sitelerinde “sınırsız organ” ve “kalp naklini planla” gibi sözlerle reklam yapıldığını da ortaya koyuyor.

“Bu kabul edilebilir bir durum değil, organ transplantasyonu gibi hayati bir meselede ‘bir al ve ikincisi bizden olsun’ gibi alışveriş ve satış stratejisi izlenmesi, gerçekten de utanç verici,” diye ekliyor Doktor Enver Tohti.

Ayrıca Doktor Enver Tohti, Sincan Uygur bölgesindeki “Uygurların yaşam kalitesini iyileştirmek” adı altında, ücretsiz yapılan muayenelerden de söz etti.

Biz “ÇKP’nin yasadışı organ ticareti için ulusal bir veri tabanı oluşturduğundan şüpheleniyoruz” dedi. Uygur Türkleri, ÇKP’nin zulmünün  hedefinde olan Müslüman bir etnik azınlıktır. Raporlara göre, Çin’de yaşanan yasadışı organ ticaretinin kurbanları arasında, birçok Uygur Türkü de bulunmaktadır.

Ethan Gutmann ve David Matas, çalışmalarını ve araştırmalarını 700 sayfalık bir rapor haline getirdiler ve bu rapor, Çin’de “yılda yaklaşık 60.000 ila 100.000 yasadışı organ nakli” yapıldığını ortaya koydu.

Kaynak: NTDTV

Çeviren: Evren Durmaz

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.