Türkiye’de Kimlikler, Kürt Sorunu ve Çözüm Süreci Araştırma Raporu Yayınlandı

epochTimes-TürkiyeAçık Toplum Vakfı ve Boğaziçi Üniversitesi’nin desteği ve Prof. Dr. Hakan Yılmaz’ın yönetiminde yapılan “Türkiye’de Kimlikler, Kürt Sorunu ve Çözüm Süreci: Kamuoyundaki Algılar ve Tutumlar” adlı rapor yayınlandı.

Rapora göre, kimliğinden ötürü ayrıcalıklı veya ayrımcı muamele görme konusunda Kürtler, yaklaşık %20-%30 arasında değişen oranlarla hayatın birçok alanında (karakollarda, devlet dairelerinde, hastanelerde, iş başvurularında, lüks mağazalarda, üniversitelerde) kendilerine ayrımcı davranıldığını, kötü muamele edildiğini söylemektedirler.

Türkçe’yi ana dil olarak benimseyenlerin oranı %93

Görüşülenlere Türk dili ve Türk kimliğini ne ölçüde benimsedikleri sorulduğunda, %85’i Türkçenin tek ana dilleri, %8’i ise ana dillerinden biri olduğunu söylemiştir. Buna göre, görüşülenlerin %93’ü ana dillerinin Türkçe olduğunu belirtmiştir. Rapora göre, Türkiye gibi nüfus ve toprak bakımından büyük ve her bakımdan çeşitliliği yüksek bir ülkede bir dilin %93 gibi çok yaygın bir oranda ana dil olarak belirtilmesi Avrupa ülkeleri arasındaki en yüksek oranlardan biridir. Görüşülenlerin yaklaşık %6’sı Türkçenin ana dilleri olmadığını, bir başka dilin ana dilleri olduğunu söylemişlerdir.

Kürt milletinin ortak özellikleri: kültür, dil, soy

Görüşülenlere aşağıda sayılan özellikler verilip, bunlardan en çok hangisinin Kürt milletine mensup olmayı belirlediği sorulmuştur: soy birliği, din birliği (İslam), paylaşılan tarih, ortak düşman, ortak dil, ortak kültür, aynı devletin (Türkiye Cumhuriyeti) vatandaşlığı. Birinci ve ikinci sırada işaretlenen şıkların toplamına göre, Kürt milletinin ortak özellikleri, hem Kürtçe bilenler hem de bilmeyenlerin tümü açısından, kültür, dil ve soy (%40-50 arasında), bunların yaklaşık 10 puan gerisinde tarih, onun 10 puan gerisinde de din ve memleket olarak sıralandı.

Kürtler Türkçe’yi anne babalarından öğreniyor

Kürtçe bilenlere Türkçeyi nerede öğrendikleri sorulduğunda, yaklaşık yarısı ev ortamında anne-babalarından, yaklaşık üçte biri okulda, yaklaşık yedide biri ise arkadaşlarından öğrendiklerini söylemiştir. Geri kalan küçük bir kesim ise (Kürtçe bilenlerin %8’i) Türkçeyi televizyon ve gazetelerden, işyerinde, askerde öğrendiklerini belirtmişlerdir.

Kürt sorununu doğuran neden: ekonomik

Kürt sorununu doğuran en önemli sosyal neden sorulduğunda, hem Kürtçe bilmeyenler (%59), hem de Kürtler arasında (%57) “ekonomik” nedenlerin (topraksız köylülük, yoksulluk, işsizlik, devlet yatırımlarının azlığı v.b.) başı çektiği görülmüştür. Kürtlerin kimlik bakımından dışlanması seçeneği genelde %7, Kürtler arasında ise %24 tarafından ana sosyal neden olarak gösterilirken; Kürtlerin Türk kültürünü yeterince özümsemedikleri şeklindeki milliyetçi argüman ise genelde %20, Kürtler arasında ise %7 oranlarında kabul görmüştür.

Kürt sorununu doğuran en önemli siyasi neden sorulduğunda ise, cevap verenlerin %57’si PKK gibi Kürt örgütlerinin devlete silahla başkaldırmasını ve dış güçlerin tahriklerini gösterirken, sadece %31’lik bir kesim devletin Kürt kimliğini baskılamasını ve rejimin demokrasi alanındaki eksikliklerini ana siyasi neden olarak belirtmiştir.

Kürt sorunu nasıl çözülür?

Kürt sorunun en iyi nasıl çözüleceğine ilişkin seçeneklerin başında bir milliyetçi argüman geliyor: “Kürt sorunu yoktur, Terör sorunu vardır; çözüm de terörle mücadeledir”. Genelin %30’u, ama Kürtlerin de %20’si bu milliyetçi argümanı benimsemiş görünüyor.

“Kürt sorunu yoktur; terör sorunu vardır” görüşünün hemen arkasından, “ekonomik kalkınma” (%23) argümanı geliyor. Üçüncü sırada “bağımsızlık, özerklik, federasyon” talep eden ayrışmacı-ayrılıkçı pozisyonu en iyi çözüm olarak tercih eden %22’lik oldukça kalabalık bir grup da mevcut.

Kürtler arasında ise ayrışmacı-ayrılıkçı pozisyonu destekleyenlerin oranı yaklaşık %30’dur. En az destek bulan çözüm yolu ise %13’lük oranıyla “kültürel hakların yasalarca tanınması” yoludur.

Kürt sorunun en iyi siyasi çözümü olarak Kürt sorunun varlığını inkar eden ve onun yerine terörle mücadeleyi öne çıkaran “aşırı sağ” argümanı benimseyen %30’luk kitlenin içinde en başta gelen gruplar, sırasıyla, sağcılar, çok milliyetçiler, MHP seçmenleri, CHP seçmenleri ve solculardır.

Çözüm Sürecine Destek

Türkiye genelinde %57’lik bir desteğe sahip olan çözüm sürecine en büyük desteği veren gruplar, verilen desteğin büyüklüğüne göre, şöyle sıralanmaktadır: BDP seçmenleri, Kürtler, AK Parti seçmenleri, çok muhafazakarlar, çok dindarlar ve siyasi yelpazenin en sağında yer alanlar. Çözüm sürecine en çok karşı çıkan gruplar ise MHP seçmenleri, CHP seçmenleri, siyasi skalanın en solunda yer alanlar, az muhafazakarlar ve az dindarlardır.

Araştırmanın veri toplama aşaması Nisan-Temmuz 2014 döneminde, seçili illerin kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinde gerçekleştirilmiştir. Ayrıca araştırmada Türkiye 18 yaş ve üstü nüfusunu temsil eden 2.300 kişilik bir örneklem kullanılmıştır (1.500 ulusal + 400 1976-1995 doğumlu genç + 400 Kürtçe bilen).

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.