ÇKP’ye SON VER Kampanyası İstanbul’da Yankı Buldu

Beşiktaş’ta kurulan ÇKP’ye Son Ver imza kampanyası stantı önünde ailesi Çin’de zulüm gören üç Uygur Türkü (Fotoğraf: tr.minghui.org)

Çin’de Tibetli Budistler, Hristiyan Yeraltı Kilisesi üyeleri ve Müslüman Uygur Türkleri gibi 1999 yılından beri zulüm görmekte olan Falun Dafa uygulamasının Türk uygulayıcıları geçtiğimiz günlerde İstanbul’da ÇKP’ye Son Ver kampanyası için imza topladı. Tüm dünyada eş zamanlı olarak başlatılan ve amacı ÇKP’ye destek veren veya ÇKP üyesi olan insanların, ÇKP’nin gerçek yüzünü görmesini sağlamak olan imza kampanyası İstanbul’un en hareketli semtlerinden biri olan Beşiktaş’ta yapılan etkinlikle gerçekleştirildi.  Meydanda imza toplamak için kurulan stanta halk büyük ilgi gösterdi.

Zulüm Gören Falun Dafa uygulayıcıları ve Uygur Türkleri aynı meydanda

Beşiktaş meydanında ilginç ama bir o kadar anlamlı bir tesadüf de gerçekleşti. Aynı alanda bir grup Uygur Türkü de imza toplamak için Beşiktaş Meydanı’ndaydı. İmza stantını gören bir grup Uygur Türkü genç, hemen alandaki Falun Dafa uygulayıcılarının yanına gelerek tebrikde bulundular.  Bilgi alış verişinde bulunan iki grup birbirleriyle Çin’de yaşanmakta olan zulüm ve Çin Komünist Partisi’nin karanlık yüzü hakkında paylaşımda bulundular. Alandaki gruplarla Özgür Asya da röportaj yaptı. 

Şemisye Ali (tr.minghui.org)

Üç Kuşak ÇKP Hapishanelerinde

Şemsiye Ali, ‘’Doğu Türkistan’dayken Çin hükümeti Falun Dafa’nın zararlı ve şiddet içeren bir şey olduğunu gösteriyordu. Ben öyle olduğunu düşünmüyorum ve sizi desteklemek için geldim, yanınızdayım. 2015 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. Türkiye’de Hemşirelik bölümünde okuyan Uygur Türk’ü bir öğrenciyim. Türkiye’de yaşadığım için ailemle iletişimim yok. Babam üniversite okumam için beni Türkiye’ye gönderdi. Bu yüzden, babam ÇKP (Çin Komünist Partisi) tarafından 2017 yılından beri toplama kampında tutuluyor. Aynı yıl dedem din adamı olduğu için tutuklanıp hapse atıldı. 2018 yılında da amcam toplama kampına götürüldü’’ dedi. “Şu anda üç kuşak ailemizden üç atamız ÇKP zulmü altındadır.”

Falun Dafa’nın kötü olmadığını biliyorum

2009 yılından beri Türkiye’de tercümanlık yaparak yaşayan ve bir Türk vatandaşı olan Medine Nazmi de  görüşlerini şöyle paylaştı; ‘’Biz Falun Dafa’nın etkinliğini görünce mutlu olduk, herkesin inandığı yolda yürümeye hakkı var. 21. Yüzyılda yaşıyoruz herkes kendi inandığını yapmakta özgürdür. Doğu Türkistan’da yaşarken küçüktük ve Çin hükümeti Falun Gong’u kötüleyen programlarını izlerdik. Fakat şimdi büyüdüm ve gerçekleri biliyorum ve Falun Dafa’nın kötü olmadığını biliyorum. Herkes inancında özgürdür. Falun Dafa uygulayıcılarının eylemlerini destekliyorum.’’ Ayrıca Çin’in karanlık yüzünü de anlatan Medine Nazmi  ‘’34 yaşındaki kız kardeşim Mevlüde Hilal İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu, onurlu bir Türk vatandaşı ve aynı zamanda bir anne. Doğu Türkistan’da yaşayan annemiz hastalanınca kardeşim Mevlüde anneme bakmaya gitti ve bir daha geri dönemedi. 2010 yılı sonlarında Çin’in gösterilmeyen karanlık yüzü olan bir toplama kampına götürüldü. 12 Mayıs 2019’da serbest bırakılmış olsa da 12 Haziran 2019’da Türkiye’de okuduğu ve Türkiye’de yaşadığı için tekrar tutuklandı. O günden beri sesini duymuyorum, haber alamıyorum, sağlığı nasıl bilmiyorum. Kardeşimin özgürlüğe kavuşmasını, kızıyla birlikte Türkiye’ye dönmesini istiyorum. Türk vatandaşları olarak hükümetimizden ben ve kardeşime bu ülkede sahip çıkılmasını istiyorum’’ dedi.

Cevlan Şirmehmet (Fotoğraf: tr.minghui.org)

Annem Çin’in Nazi tarzı toplama kampında tutuluyor

2012 yılından beri Türkiye’de yaşayan ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu olan Cevlan Şirmehmet de Çin Komünist Partisi’nin eylemlerini lanetledi. Şirmehmet, ‘’Çin hükümeti 90’lılarda Falun Gong takipçilerine zulmetmeye ve baskı altında tutmaya başladı. Burada sizi gördüm ve Türkiye’deki Falun Gong takipçilerinin etkinliğini desteklemek için buradayım. Benim annem de toplama kampında. Annemin adı Suriye Tursun, Türkiye’de okuduğum ve yaşadığım için Çin hükümeti tarafından Çin’in Nazi tarzı Toplama Kampında tutuluyor. Annemin özgürlüğüne kavuşması ve o işkence dolu ölüm kampından kurtulması için elimden geldiğince faaliyetlerde bulunup Çin mağduru arkadaşlarımla birlikte sesimi duyurmaya çalışıyorum.’’ diyerek ÇKP’nin zulmünü gözler önüne serdi.

Saadet Partisi Beşiktaş İlçe Teşkilatı Eğitimden Sorumlu Başkanı Serap Ağaç (Fotoğraf: tr.minghui.org)

Saadet Partisi’nden her iki imza kampanyasına büyük ilgi

İmza kampanyası sırasında bir basın açıklaması için meydana gelmiş olan Saadet Partisi Beşiktaş İlçe Teşkilatı da her iki kampanyaya büyük ilgi gösterdi. Saadet Partisi Beşiktaş İlçe Teşkilatı Eğitimden Sorumlu Başkanı Serap Ağaç  önce Uygur Türklerinin imza kampanyasına destek verdi ve daha sonra Falun Dafa uygulayıcılarına yapılan zulüm hakkında bilgi aldı.  Dakikalarca etkinlikteki bütün materyalleri inceleyen Ağaç, ‘’İyi ki varsınız, ne kadar güzel bir şey yapıyorsunuz, ne mutlu size! Bütün inançlara saygım var, bu zulüm bitmeli’’ dedi.

İmza dosyasını alan Ağaç etrafta toplanan kalabalığa giderek insanlardan bizzat kampnayaya imza vermelerini istedi. Saadet Partisi Beşiktaş İlçe Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Yasemin Binnut Erenci de  bizzat Falun Dafa uygulayıcılarının kampanyayı anlatmalarını sağladı.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.