David ve Goliath; Cesaret ve İnancın Hikayesi
İsrail Krallığı’nın 3.000 yıl öncesine dayanan hikayesinde, savunmasız bir çoban ve zırhını giymiş bir devin düellosu anlatılıyor.
Kıyı düzlüklerinde yaşayan İsrail Krallığının en büyük düşmanı Filistinliler, İsrail Krallığını ikiye bölmek isterler. Bunun üzerine İsrailliler dağlardan iner ve Filistinlilerle yüz yüze gelirler.
Aralarında bulunan vadiler yüzünden haftalar boyu sadece karşılıklı otururlar asla savaşamazlar. Bulundukları bu durumu çözüme kavuşturabilmek için Filistinliler en güçlü savaşçısını vadi tabanına gönderirler ve düelloya davet ederler;
“En güçlü savaşçınızı aşağı yollayın ve biz bunu çözeceğiz, sadece ikimiz.”
Aşağı gönderilen savaşçı ise baştan aşağı parlak bronz zırhla bürünmüş, bir kılıca, cirite ve mızrağa sahip bir devdir.
Hiç bir İsrail askeri ileri adım atmaya cesaret edemez. Öne çıkan tek biri vardır, o da genç bir çobandır. Yıllar boyu koyunlarını kurtlardan koruyan bu genç çoban, tüm askerlerin arasından çıkarak “Bence yapabilirim.” der.
Çobanın ismi David’dir.
David’in elinde sadece koyunlarıyla yürürken kullandığı asası vardır ve bir de sapanı. Dev, bu küçük adama şaşkınlıkla bakar ve alaylı sözleriyle karşılık verir. David, cebindeki taşı alır, sapanına koyar ve fırlatır. Taş, devin tam olarak gözlerinin ortasına çarpar ve bilinçsiz bir şekilde yere serilir. David hızlıca deve koşar, kılıcını alır ve devin kafasını keser.
David Heykeli
İtalyan rönesans dönemi ressam, heykeltıraş Michelangelo Buonarrotti Simoni tarafından 1501 yılında Davud heykelinin yapımına başlanmış 1504 yılında tamamlanmıştır. David heykeli, Floransa’da Galleria Dell’accademia’da sergilenmesi sayesinde her yıl 8 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor.
Malcolm Gladwell hikayeyi, tüm detayı ve ana temasıyla anlatarak dinleyicileri aydınlatıyor.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.