Andromeda, Yunan mitolojisinde Habeşistan’lı (Etiyopya) prenses. Etiyopya kralı Kepheus ve kraliçesi Kassiopea’nın kızıdır.
Bir akşam üzeri, Medusa’nın başını kesmiş olan Perseus, şark ülkelerine yaklaştığı sırada yeni bir macera ile karşılaşır. Onun ulaştığı memlekette Kepheus adında bir kral hüküm sürmekteydi. Habeş kralı olan Kepheus’un karısı Kassiepeia, gurura kapılarak kendinin ve kızlarının güzelliğini, Nereid’lerin güzelliğinden üstün görür. Bu öğrenen köpüklü dalgaların kudretli tanrısı Poseidon kendi kızlarının küçük görülmesine kızar. Kepheus’un yurduna, insanları ve hayvanları yutan bir deniz canavarı musallat eder. Kepheus tanrılara danışarak bu afetten kurtulmanın yolunu öğrenir. Eğer kendi güzel kızı Andromeda’yı bu deniz canavarına parçalatırsa her şey yoluna girecek, deniz canavarı o ülkenin kıyılarında artık görünmeyecektir. Perseus Habeşistan’a geldiği zaman Andromeda’yı deniz kıyında kocaman bir kayaya bağlanmış olarak görür. Peri gibi güzel olan prenses, korkunç deniz canavarı parçalasın diye buraya terk edilmiştir. Eğer titreyen kirpiklerinden gözyaşları akmasaydı, Danae’nin oğlu Kepheus’un kızını bir ızdırap heykeli sanacaktı. Perseus kalbinin heyecanla çarptığını hisseder ve kızın solgun güzelliğini uzun süre seyreder. Perseus kıza aşık olur ve onu kurtarır. Poseidon buna çok sinirlensede elinden bir şey gelmez zeus bu ikilinin beraber olmasına izin vermiştir.
Kaynak: Wikipedi
not: Şu dönemlerde “Titanların Savaşı(Clash of The Titans)adlı film bu konuyu farklı bir şekilde ele alan bir film çekilmiştir”
