ABD İstihbarat Teşkilatları Çin’i En Büyük Tehdit Olarak Tanımlıyor
Geçen ay yapılan bir oturumda, ABD’nin Özel Harekat Komutanlığı, gelecekte terörizmle yapacağı mücadelenin odağının ve önceliğinin Çin dezenformasyonu olduğunu duyurdu.
Aynı zamanda, gelecekte Pekin ile oluşabilecek çatışmalar için hazırlanan Özel Harekat Komutanlığı özellikle Hint-Pasifik için bir Joint Task Force (Ortak Görev Gücü) oluşturdu.
ABD gizli servisi, Çin rejimini ülkeye yönelik en büyük tehdit olarak görüyor.
Bu yüzden Başkan Biden ilk heyetini Tayvan’a gönderdi. Dünyanın bu büyük iki ekonomik gücü arasındaki gerilim giderek artıyor.
Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Bürosu da 2021 tehdit raporunu geçtiğimiz hafta içresinde yayınladı. Komünist Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore, ABD’nin karşı karşıya olduğu “büyük ulusal güvenlik tehdidi” olarak sınıflandırılıyor. Bu ülkelerin arasında da, en büyük tehdidin Komünist Çin olduğunu vurgulanıyor.
Pentagon’un eski siber güvenlik görevlisi Albay John Mills konu ile ilgili olarak, “Çin konusunda, Partiler üstü bir hassasiyet oluştu. Çin Komünist Partisi’nin dünyadaki mevcut düzene yönelik tehtidlerine dair, artan bir farkındalık olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Pekin’in sebep olduğu en büyük tehditlerden biri dezenformasyon ve siber saldırıları.
Geçen ay yapılan bir duruşmada, ABD Özel Harekat Komutanlığı odak noktasını değiştirdiğini açıkladı. Teröre karşı mücadelede önce, artık Çin kaynaklı dezenformasyonunun önüne geçilecek. Aynı zamanda, Pekin ile gelecekteki oluşabilecek çatışmalar için hazırlıklar tamamlanıyor ve Hint-Pasifik için de Ortak Görev Gücü kuruldu.
Albay John Mills konu ile ilgili olarak “Biz buna ÇKP’nin etkisini azaltmak için bir önlem gözü ile bakabiliriz ve bundan sonra önleyici eylemlerimizi artırma sürecindeyiz” yorumunda bulundu.
Ayrıca ABD Siber-Ekibi, Pekin’in siber tehditlerine karşı koymaya çalışıyor. Çin’den gelen tehditlerden biri ise son dönemde yaşandı ve Microsoft’a siber saldırı düzenlendi ve bu olay uzunca bir zaman gündemi oluşturdu. Ancak ABD yasaları ve düzenlemeleri, askeri ve istihbarat teşkilatlarının Amerika Birleşik sDevletleri içeresinde faaliyet göstermesini engelliyor.
Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Bürosu raporu yalnızca siber güvenlik sorunlarını değil, aynı zamanda Çin’den gelen diğer tehditleri de ele alıyor.
Rapor, “Çin Global Güç için Bastırıyor” başlığı altında, Çin’in yeni bir dünya düzeni yaratmak için elinden gelen her şeyi yaptığından bahsediyor. Çin kendi otoriter sistemini dünya dayatmaya çalışıyor.
Çin bunu “üst düzey” bir ordu kurarak başarmak istiyor. Buna dayanarak Çin, Pekin ile işbirliği yapmayan ülkelere baskı yapmaya çalışıyor.
Bir Teknoloji sektörü raporunda, Çin’in ABD için en büyük tehdit olmaya devam edeceği belirtildi. Pekin’in özelikle Amerikan kilit teknolojileri ile ilgilendiği ve bunlara ulaşmak için casusluk ve hırsızlığa başvurduğu belirtiliyor.
Raporda ayrıca, Çin’in ABD’deki siyasi ortamı, Pekin’in yararına olacak şekilde şekillendirdiği sonucuna varılıyor. Bu, kamu eleştirisini sansürlemeyi ve Pekin’in çıkarlarına karşı çıkan ABD’li politikacılara baskı yapmayı da içeriyor.
ABD ile Çin arasındaki gerilim sürüyor ve Beyaz Saray Salı günü Tayvan’a resmi olmayan bir heyet gönderdi. Bu ziyaret, Başkan Biden’in isteği üzerine gerçekleşti. Bir Beyaz Saray yetkilisi, bunun Tayvan’a Biden’dan “kişisel bir işaret” olduğunu söyledi ve Başkanın Tayvandan yana olduğunu vurguladı.
Delegasyon, eski bir ABD Senatörü ve iki eski Dışişleri Bakan Yardımcısı’ndan oluşuyor. Onlar önümüzdeki Perşembe günü Tayvan Cumhurbaşkanı ile görüşecek.
Ziyaret, Taiwan İlişkileri Madde 42’nin. yıldönümüne denk geliyor. 1979’da Carter hükümeti, ada ile ticari, kültürel ve diğer ilişkileri sürdürmek ve geliştirmek için, yasayı gayri resmi olarak kabul etti.
Pekin toplantıyı derhal kınadı. Çinli yetkililer, bu toplantı Tayvan’ın bağımsızlık isteğine yönelik yanlış bir sinyal olduğunu vurguladı.
Pekin uzun zamandır adanın bir Çin eyaleti olduğunu iddia ediyor. Halbuki, Tayvan, kendi seçilmiş bir hükümete, anayasasına ve para birimine sahip.
Bir Beyaz Saray yetkilisi Tayvan ile ilgili “şu anda belirli bir planın” olmadığını söyledi.
Donald Trump’ın döneminde, eski Sağlık Bakanı Alex Azar Ağustos 2020’de Tayvan’ı ziyaret etmişti. Azar, ABD’nin Tayvan ile diplomatik ilişkilerini 40 yıldan uzun bir süre önce kesmesinden bu yana, adayı ziyaret eden en yüksek mevkiye sahip ABD’li yetkili olmuştu.
Haber: NTD TV
Çeviri: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.