Şiir Nedir İlk Şair Kimdir

Şiir Nedir İlk Şair Kimdir (Görsel: Pixabay)
(Görsel: Pıxabay)

Şiir nedir? Şiir, duygu, düşünce, hayal ve izlenimlerin, ahenkli, ölçülü, imgelerle süslenmiş bir dil aracılığıyla ifade edilmesi olarak tanımlanır. Fakat her şair için bir şiir tarifi vardır.

Peki bazı ünlü şairlerimize göre şiir nedir?

Yahya Kemal Beyatlı’ya göre şiir, musikiden başka bir şey değildir. Yahya Kemal, şiirde ahenge, ses düzenine ve musikiye büyük önem verir. Ona göre şiir, kulağa da hitap etmelidir; bir anlamda duyularla hissedilmelidir.

Ahmet Haşim “Şiir, hissedilmek için yazılır, anlaşılmak için değil.“ der. Ve O, şiiri akıldan çok duyguyla kavranacak bir sanat olarak görür. Ona göre şiir, anlamdan çok sezgi ve duygu işidir.

Cemal Süreya’ya göre şiir, dilin sınırlarını zorlayan, alışılmadık anlamlar yaratan bir tür büyüdür. Şiir, herkesin gördüğünü ama kimsenin söyleyemediğini söylemektir.

Tevfik Fikret ise “Şiir, düşüncenin kanatlarıdır.” der. Fikret, şiiri yalnızca duygular değil, düşüncelerle de beslenen bir yapı olarak görür. Özellikle eğitim, özgürlük ve bilim temalarını işler.

Attilâ İlhan ise şiirin sadece duygulara değil aynı zamanda bilince ve düşünceye de hitap etmesi gerektiğini savunur. Ona göre şiir; insanı, toplumu ve dünyayı anlamaya çalışan akıl ve sezgi birleşimidir. Şiir, düşünceyle duygunun birlikte işlendiği bir sanat eseridir.

Bazı dünya şairlerine göre şiir nedir?

Fransız şair Baudelaire göre “Şiir, gerçekliğin ötesine geçmeyi arzular.” Baudelaire, şiirin sıradan olanı dönüştüren bir güç olduğuna inanır. Ona göre şiir, gündelik yaşamın kirinden sanata uzanan bir yükseliştir.

Avusturyalı şair Rainer Maria Rilke için şiir, derin bir iç yaşantının dışavurumudur. Yüzeysel duygularla değil, içten gelen ve zamana yayılan bir yoğunlukla yazılmalıdır.

Şili’li şair Pablo Neruda’ya göre şiir, doğanın, halkın, aşkın ve insan ruhunun içten ve derin ifadesidir. Onun şiir anlayışı zamanla değişmiş olsa da, şiiri hem bireysel hem de toplumsal bir görev olarak görmüştür.

İngiliz şair ve oyun yazarı William Shakespeare’e göre şiir, insan ruhuna dair evrensel hakikatin sesidir.

Uzun yıllar şiir yazan bir kişi olarak bana göre şiir, düşünceyi en kısa ve sanatsal bir dille, ustalıkla hiç söylenmemiş bir şekilde anlatmadır.

Tarihte adı bilinen ilk şair kimdi? 

Tarihte adı bilinen ilk şair Enheduanna’dır (M.Ö. yaklaşık 2300).

Aynı zamanda ilk lirik şiir örneklerini yazmıştır. Gök Tanrıçası İnanna için şiirler yazmıştır.

Sargon, Akad İmparatorluğu’nun kurucusudur ve Mezopotamya’daki ilk büyük imparatorluklardan birini kurmuştur (yaklaşık M.Ö. 2334–2279).

Bu çok kültürlü yapıyı bir arada tutmak için sadece askeri değil, dini güce de ihtiyaç vardı.

Sargon, imparatorluğun dini birliğini sağlamak için kızı Enheduanna’yı, önemli bir Sümer şehri olan Ur şehrine (Ay Tanrısı Nanna’nın merkezi) başrahibe olarak atadı.

Enheduanna aynı zamanda şairdi ve yazdığı metinlerde, Tanrıça İnanna’ya büyük övgüler düzen ilahiler yazdı.

Sümer çivi yazısıyla yazılan bu tabletlerin orjinali Yale Üniversitesi’nin Babil Koleksiyonu‘nda sergilenmektedir ve Enheduanna’nın kendi yazarlığını kabul ettiği ifadeler içerir:

https://www.themorgan.org/exhibitions/online/she-who-wrote/three-tablets

Enheduanna, yazdığı ilahilerde kendi adını geçirir. Mesela şöyle der: “Ben Enheduanna, İnanna’nın başrahibesiyim…”

Bu da onu, dünya tarihinde ismini yazılı olarak bırakan ilk edebi şair yapar.

Ur kentinde bulunan ve M.Ö. yaklaşık 2300 yılına tarihlenen alabaster disk ise, Enheduanna’nın yüzünü ve dini rolünü betimleyen nadir bir eserdir. Diskte Enheduanna, İnanna tanrıçasına adadığı bir sunakta dua ederken tasvir edilmiştir.

Aşağıdaki bağlantıdan, The Morgan Library & Museum tarafından dijital ortamda sergilenen bu önemli eserin orijinal görüntüsüne ve detaylarına ulaşabilirsiniz:

https://www.themorgan.org/exhibitions/online/she-who-wrote/disk-enheduanna

İşte ilk şiir dizeleri

Ey Yüce İnanna

Göklerin kraliçesi,
Senin emrin yıldırım gibi çakar,
Dağlar titrer adını duyunca.

Senin ellerinde adalet,
Kalbinde ateşli öfke,
Yıldızları bile diz çöktürürsün,
Hükmün her yerde geçer.

Gecenin karanlığında bile parıldarsın,
Gökte ay gibi, yeryüzünde ateş gibi.
Savaşta ön saftasın,
Barışta anaların duasında.

Sen ki ölüler diyarına bile indin,
Gölgeler bile önünde eğildi,
Geri döndüğünde ardında
Binlerce kadının sesi yükseldi.

Toprak seninle bereket bulur,
Rüzgâr adını fısıldar mabetlerde.
Kutsal taşlarda izlerin durur,
Her çağ seni yeniden çağırır.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.