“İnsan bütün hataları yapacak kadar uzun yaşamaz”
New York belediye seçimleri tüm dünyada ilgi uyandırdı. Kendini “müslüman, demokrat, sosyalist” diye tanımlayan Zohran Mamdani şehrin belediye başkanı seçildi.
Mamdani Demokrat Parti adayıydı. Seçimlere katılım yüzde 40 seviyelerinde kaldı. Mamdani, karşısındaki bağımsız aday ve Cumhuriyetçi Parti adayına karşı çok az bir farkla kazandı. Adeta kıl payı aldı seçimleri. Ağırlıkla göçmenlerin, solcuların, eşcinsellerin oyuyla seçildi Mamdani.
Siyonizm karşıtı ve Filistin yanlısı olan Mamdani, Trump’a rağmen, siyonistlere, seçkinci beyazlara rağmen kazandı. Üstelik ABD tarihinde ilk kez, açık Müslüman kimliğine rağmen kazandı.
Kazanması Çipras etkisi yarattı. Eski Sosyalist Yunan Başbakan Aleksis Çipras da kazandığında (2015) benzer etki yaratmıştı. Büyük umutlar, beklentiler doğurmuştu onun gelişi de. ‘Yeni bir dönem, yeni bir çağ açılıyor, geliyor’ diyen romantiklerle, eski tüfek solcuların sevinçleri kaplamıştı her yanı. Mamdani’nin kazanışı o günkü günleri anımsattı bana.
Mamdani, Hintli akademisyen bir babanın oğlu. Uganda doğumlu. Yedi yaşında ABD’ye geldi. 34 yaşında, iyi eğitim almış, güzel ortamda yetişmiş. Suriyeli bir sanatçı ile evli. Hırslı, genç, enerjik, star ışığı olan biri. Ona geleceğin ABD başkanı gözüyle bakanlar hayli fazla. Ancak ABD anayasasına göre, ABD doğumlu olmayan biri başkan seçilemez.
New York solun, göçmenlerin, marjinallerin, entellerin, eşcinsellerin şehri. Ayrıca zengin bir eyalet. 3 trilyona yakın yıllık ekonomik gücüyle öne çıkıyor. Trump, Mamdani’nin seçilmemesi için çok uğraştı. Onu ‘kızıl komünist’ diye suçladı.
Trump’ın Mamdani karşıtlığının yarattığı etki, bir nevi Turgut Sunalp etkisidir. 1980 darbesinden sonra 1983’de yapılan ilk genel seçimlerde Kenan Evren, Turgut Özal’a karşı emekli bir general olan Sunalp’i destekledi. Ona oy verilmesini istedi halktan. Ama tepkili halk, inadına Özal’ı destekledi ve seçti. Trump’ın seçimlere müdahilliği de benzer bir sonuç doğurdu New York’ta.
Zohran Mamdani’nin seçilmesi Türkiye’de karışık duygular uyandırdı. Bir taraftan Müslüman ve göçmen kimliğiyle olumlu karşılanırken, diğer taraftan modern kişiliği, duruşu, LGBT yanlısı oluşu, sosyalist davranışı bazı soru işaretlerine yol açtı.
Mamdani, tam bir Z kuşağı lideri. Alttan gelen gençliğe hitap ediyor. Hemen her şeyi vaat ediyor. Tutamayacağı sözler verdi. Bu yanıyla da İmamoğlu’nu hatırlattı.
Dünya Mamdani, İmamoğlu tipli liderler çağı. Gençlere, huzursuz kesimlere bol keseden sözler verip iktidar olmaktır bunun adı. Tembel, tüketici ve sabırsız gençler de böyle istiyor zaten.
İnsan aynı anda sosyalist, Müslüman, demokrat, LGBT yanlısı, bol keseden dağıtan, İsrail karşıtı, çok kimlikli yaşamı savunan biri nasıl olabilir? Her şey olmak, hiçbir şey olmamak anlamına gelmez mi?
Çok kültürlü, çok cinsiyetli, çok kimlikli, aşırı özgürlükçü, bir yaşam biçimini savunmak, tam da ideolojik küreselcilere göredir. Milliyetsiz, dinsiz, ailesiz bir dünya devleti onların temel amacıdır. Bu, aynı zamanda blockchain tabanlı, evrensel temel maaşlı, dijital dünya egemenliğini savunan zihniyetin, politikacı, lider profilinin de ana karakterini oluşturur.
Dünya geneli Mamdani’lere hazır olsun! Devir bu tarz profilli liderleri parlatma devridir.