İlkokul Öğretmeni Kadın Olmalı
İlk çağdaş eğitim bilimci Türk, Salim Sabit Efendi’dir. Osmanlı’da modern eğitimin doğuşunda önemli rol oynamıştır. Türkiye’nin ilk çağdaş pedagoglarının başında gelen Osmanlı modern eğitimin doğuşunda önemli rol oynayan Salim Sabit Efendi, çağdaş pedagojinin ülkeye girişinde ön ayak olan eserleri ile öğretmen ve öğretmen adaylarının, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği donanımlara sahip bireyler olarak yetişmeleri için mücadele vermiştir. İlk alfabeyi hazırladı ve en önemlisi de “İlkokul öğretmeni kadın olmalı” dedi…
Salim Sabit Efendi, 1829’da Vize Saray Kırklareli’de doğdu. İlköğretimini tamamladıktan sonra, Osmanlı İmparatorluğu’nun, İstanbul’da açmış olduğu ilk erkek öğretmen okulu, Dârülmuallimîn’e kaydolur. Burayı başarıyla bitirdi. 1856’da Paris’e eğitim almaya gönderildi. Altı yıl boyunca, Fransızca, ekonomi, politika, cebir, heyet, hendese, hesap gibi dallarda eğitim aldı. Osmanlı Devleti’nin Batı’ya, özellikle Fransa’ya gönderdiği askeri öğrencilerin Fransızca öğrenmesi ve modern eğitim alacakları Fransız okullarına hazırlanması amacıyla açılmış Mekteb-i Osmani’de hazırlık okudu. Burada Türkçe öğretmenliği yaptı. Osmanlı İmparatorluğu’ndan giden öğrencilerin eğitim aldığı bir okul olan Muradyan Mektebi’nde Türkçe öğretmenliği yaptı. Bu yıllarda Fransız eğitim sisteminden etkilendi. Okullarda uygulanan bilimsel metotları benimsedi.
1861 yılında İstanbul’a döndü. Hedefi, öğrenci ve öğretmenleri medrese zihniyetinden kurtarmaktı. İlk görevi, Süleymaniye semtinde bir okul idi. İlk defa bu okulda kendi oluşturduğu yeni tarzda eğitimi uyguladı. Ne var ki sıra, masa, hesap tahtası gibi modern eğitim araçlarını sınıfına koydurması tepki uyandırdı. Yaptıkları Kuran’a ve İslam’a saygısızlık olarak yorumlandı, engellendi. Lakin o yılmadı. Modern eğitimin ilk filizlerini ekmişti Türkiye’de…
1879-1884 yılları arasında İstanbul’da bulunan kütüphaneleri gözden geçirmesi ve bu kütüphanelerdeki eserleri içeren numune defterleri düzenledi. Nereye getirilse görevini başarıyla tamamlıyordu. Değişik yerlerde görev aldı. Her zaman doğru bildiğini uyguladı; birilerini rahatsız etse de…
1887’de Basın Kontrol Komisyonu başkanlığı yaptı. Bir nevi basın sansürlüğü olan bu iş, onun gibi hür fikirli bir insana uygun olmadığından, Abdülhamit’in isteklerini yerine getirmedi ve azledildi. İki yıl yokluk ve sıkıntı yaşadı ve emekliye sevk edildi. Buraya gelene kadar hep ket vuruldu; o yılmadı. Ölene kadar ülkesinin eğitimde çığır açması için üretti, mücadele etti.
İlk kitabı “Elifba-i Osmani”, Sıbyan mekteplerinde ders kitabı olarak kullanılmıştır. Asıl ününü getiren eser Rehnümâ-yı Muallimîn, “Öğretmenler İçin Kılavuz” adını taşır. Sıbyan mekteplerinin düzenlenmesi ile ilgili olarak Eğitim Bakanlığına gönderdiği 48 sayfalık rapordur. İlkokullar için rehber pedagoji kitabını yazdı. Ortaokul “Sözün Ölçüsü” dilbilgisi kitabı, “Kısa Coğrafya” kitapçığı, “Kısa Hesap” kitapçığı, ağırlık ve uzunluk ölçü birimlerini modern ölçü birimlerine çevirmeye yarayan tablo ve çizelgelerden oluşan 47 sayfalık “Ölçü Karşılaştırma Tablosu”, “Osmanlıca Cümle Bilgisi” adlı dilbilgisi kitabı, “Kısa Osmanlı Dilbilgisi”nden sonra Kısa Osmanlı Tarihi Sıbyan mekteplerinde okutulan ilk tarih kitabıdır. Mantık, matematik, söz söyleme sanatı, uzun yıllar okullarda okutuldu.
Öğretmenin, akıllı, adaletli, merhametli, sabırlı, mütevazi, dürüst, kin ve garez beslemeyen nitelikli kişi olmasını savundu. Özellikle ilkokul öğretmenlerinin kadınlar olması gerektiği fikri benim bu yazıyı yazmamdaki ilk nedendir. Çünkü kadın, annedir ve ilköğretim önemlidir. Bir diğer boyutu da, o zamanki Osmanlı’da kadının durumunu düşünürsek, bir hayli çağdaş ve cesur bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Salim Sabit Efendi, 1910 yılında İstanbul’da öldü. Eyüpsultan’daki aile mezarlığına gömüldü.
Ben 1960 yıllarının sonu köyümde eğitime başladım ve ilkokul öğretmenlerim biz öğrencilerine sahip çıkarlardı. O vakit öyleydi. Öğretmenlerimizden hem çekinir hem severdik. Hepsi kadındı. Evlerimize gelirler, bizimle aynı sofrayı paylaşırlardı. Ailem ilgilenirdi. Kurdukları cümle, kılık kıyafet, saçlar yapılmış, tam bir Cumhuriyet kadın öğretmen profiliydi. Şimdi yine, çağdaş, ilerici, başarılı öğretmenlerimiz çoğunlukta. Sorun onlarda değil. Sorun müdahale edilmesinde. İleri değil geri götürülmek için planlı bir sistem uygulanmakta. Ülkem bunu hak etmiyor.
Salim Sabit Efendi bugün yaşasaydı çok şaşırmazdı. Sorunların bir kısmı hâlâ aynı; sadece kılıf değiştirmiş durumda. Bir millet, çocuklarına verdiği eğitim kadardır. Çocukların, gençlerin, soran, karşılaştıran, analiz eden bireyler olması lazım. Ezberleyen değil, anlayan beyinleri olması lazım. Devletin gücü ne ordusundadır, ne hazinesinde; bilim insanlarının masasında, öğrencinin merakında gizlidir. Eğitimin kalbi özgürlükte, aklı bilimde, ruhu insan sevgisindedir.
Mücadeleci, ülkesini seven ve aldığı görevi layıkıyla yerine getiren öğretmenlerimizin, geçmiş Öğretmenler Günü’nü kutlarım. Salim Sabit Efendi ve kaybettiğimiz öğretmenlerimize saygı ve minnetle.