Çocuğunuza hayır dediğinizde …
Çocuk ‘ istiyorum’ dediğinde anne babalar için akan sular durur.
‘ Ne olacak ki bir tane çocuğum var onun dediğini yapmayacağım kimin dediğini yapacağım. İçinde kalmasın , özenmesin başkalarına. Ezik hissetmesin kendisini’ diye düşünür. Eldeki imkanlar kullanılır , yoksa yaratılır. Çocuk istediğini elde eder. Sonra ? Çocuk mutlu da olur mutsuz da … çocuk eğer mutlu olmuşsa sorun yoktur. Fakat istediği yerine getirildiği halde mutsuzsa ya da hemen ardından başka bir şey istiyorsa burda durup düşünmek gerekir. Çünkü psikolojik bir güç savaşı başlamaktadır.
Çocuk istediğini elde etmek için her yolu denemeye başlar. Mutsuz görünür, surat asar, konuşmaz, itiraz eder, ilgisiz kalır, söz dinlemez, ağlar, bağırır çağırır, inat eder. Bu kadar çabadan sonra istediği yerine getirilmez mi, tabiki getirilir. Hele de bu davranışları toplum içinde yapıyorsa… Aileler başkalarına rezil olmamak , onu daha fazla bağırtmamak için dediğini yaparlar. İşte tam bu noktada bütün silahlar çocuğun eline verilmiş demektir.
Çocuk sahip olduğu silahları kullanmayı çok iyi bilir. Anne babaların kendisine karşı olan ilgisini çok erken yaşlarda keşfeder. Eğer erken yaşlarda dengeli davranılmamışsa çocuk bunları kullanır. Evdeyken hayır denildiği halde yanlış da olsa sadece çocuk istediği için yapılan davranışı ileride toplum içinde yaparak ebeveyni zor durumda bırakacak ve istediğini elde edecektir.
Amaç çocuklara doğru davranışlar kazandırmaksa ister evde ister dışarıda olsun dengeli davranmak gerekir. Bir şeyi en başından doğru öğrenirse onu düzeltmek için zaman kaybedilmez.
Çocuk evet ve hayırı aynı olgunlukta karşılayacak şekilde yetiştirilmelidir. Kendisine evet denildiğinde gerçekten doğru ve onun ihtiyacı olan bir şeye evet denildiğini , hayır denildiğinde ise gerçekten yanlış olan ve ileride sorun yaratabilecek bir şey olduğunu anlatacak olgunlukta davranmak gerekir. Çocuğun bu eğitim sürecini inatçılık, ağlama v.b. gibi yukarıda saydığım davranışlarla sabote etmesine izin vermemek gerekir. Aileler bu sırada duygularına kapılıp çocuğun yapılmayacak isteğini yaparak çocuklarına zarar vermemelidirler.
Çocukluk çağında isteklerini kurnazlıkla elde etmeye alışmış çocuklar büyüyüp yetişkin olduklarında da aynı davranışı sürdürmeye devam edeceklerdir. Ta ki bir duvara çarpana dek. Ailelerin zamanında düzeltmediği davranışlar toplum tarafından kabul görmez. Bir yetişkinin yanlış davranışlarını farkedip düzeltmesi kolay değildir.
Aslında bu bir neden- sonuç ilişkisidir. Çocuk istenilmeyen bir davranış yaptığında aileler o davranışı doğuran sebeplere bakmalıdırlar. Sebep değiştiğinde sonuç da değişir.