Georg Friederich Handel, Saksonya Sarayı’nın önce berberi sonra başarılı cerrahı olan bir baba ile ikinci eşinden olan rahip kızı bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. 23 Şubat 1685’te Almanya’da doğdu.
Handel, 7 yaşında gizlice org çalmayı öğrendi. İlk başlarda babadan bu durum gizlense de, yüksek yeteneği sayesinde kısa sürede baba da ikna edildi oğlunun müzikle ilgilenmesine.
Almanya’daki katedralde orgcu olan başarılı bir müzisyenden dersler alacak, ona hayatı boyunca minnettar kalacaktı. Öyle ki büyüdüğünde ustasının ölümünden sonra eşine yardımda bulunacaktı. 11 yaşında ustası F.W. Zachow’dan org ve kompozisyon dersleri almaya başladı. Artık keman,klavsen ve obua da çalabiliyordu. Oda müziği eserleri bestelenmişti bile.
Lakin baba ile oğul arasındaki hedefler bir türlü uyuşamıyordu. Babası Georg Handel, oğlunun avukat olmasını çok istiyordu. Friederich müzisyen olmak istediğini söyledikçe babası çok kırılıyordu. Küçük yaşta olağanüstü bir müzik yeteneği göstermesine rağmen Friederich bir türlü babayı ikna edemeyecek ve zorla hukuk okuluna gönderilecekti. Lakin hukuk öğrenimiyle birlikte müziğini de icra edebiliyordu.
Handel, genç yaşta babasını kaybetti. Müzikle artık tamamen bağlantı kurabilirdi, lakin hukuk öğrenimini de devam edecekti. 18 yaşında Hamburg’a geçti. Opera orkestrasında 3 yıl kemancılık yaptı. Burada yaptığı Almira operası ile ilk bestecilik başarılarını kazanmaya başladı. İtalya, bu başarıya kayıtsız kalamadı ve Handel’i davet etti. İtalya’da A. Corelli ve D. Scarlatti gibi büyük müzisyenlerle tanıştı. İlk İtalyanca operası Rodrigo’yu burada yazacak, büyük ses getirecekti. ‘Ölümden Sonra Diriliş’ oratoryosu da bu dönemde yazıldı. Ne var ki hala içi rahat değildi.
1711 yılında Londra’ya giderek yarattığı Rinaldo Operası burada da büyük başarı getirdi. 2 yılın ardından İngiltere Kraliçesi ona yıllık maaş bağlamıştı. İşte şimdi her şey rayına oturmuştu. Artık mesleğinde tam güvenceye kavuşan Alman Handel, İngiliz uyruğuna geçiş yapacak, burada ölmeye karar verecekti.
Sanatçı yardımseverliği ve insan sevgisiyle İngilizlerin gönlünü kazandı. Hollanda’da seyahat ettiği esnada bir araba kazası geçirerek ağır yaralandı. İyileşir iyileşmez Londra’ya dönüp çalışmalarına devam etti. Handel, bütün hayatı boyunca çok çalıştı. Yaşadığı büyük aksaklıklara rağmen hiç bir zaman mola vermiyordu. İşinde çok ciddiydi. Öyle ki bestelediği operalarda eseri seslendirenleri beğenmezse çok sinirlendiği bilinirdi.
1751 yılında sol gözünün görememesi sebebiyle yarattığı eserleri yarıda bırakmak zorunda kaldı. Ameliyatlar hastalığına olumlu yanıtlar vermedi. Kısa sürenin ardından diğer gözü de kör oldu. Bunlara rağmen çalışmalara ara vermedi. Daha sonraki çalışmalarını kopisti (nota yazarı) ile sürdürdü.
Son yıllarında artık hayatını sadece ibadete vermişti. 20 Nisan 1759’da hayatını yitirdi. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı, ulusal kahramanlara yapılan bir törenle Londra’da Westminster Katedrali’ne gömüldü.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.