Antik Çin Hikayeleri; Konfüçyüs-İyi Bir İnsan Olmak İçin Erdemliği Benimsemek Gerekir

İyi insanlar erdemi, yeşim taşı gibi değerli sayıyordu.

Bir gün Konfüçyüs’a danışarak: “Üstat, iyi insanların neden yeşim taşını en değerli taş olarak saydıklarını size sorabilir miyim? Acaba yeşim taşı çok nadir olduğundan mı? ” diye sorar.

Konfüçyüs cevap verir : “Yeşim taşı çok nadir bulunmasından değerli değildir, iyi insanların erdeminin eşdeğer kalitede olduğundandır. Hoşgörü, bilgelik, doğruluk, dürüstlük, sadakat ve bağlılık gibi erdemlere eşdeğer ve aynı zamanda dünyanın ve göklerin ilkelerine karşılığıdır. Yeşim taşı hafif ve hoştur, tıpkı iyi bir adamın hoşgörülüğüdür. Yeşim taşının nazik ama aynı zamanda sert dokusu iyi bir insanın bilgeliğine, inceliğini olaylarını idare etmesinin titizliğine ve dikkatine benzer. Yeşim taşının kenarları ve köşeleri olmasına rağmen kimseye batmaz ve yaralamaz tıpkı iyi insanların adalet duygusunu ve dürüstlüğünü andırır. Ona vurduğumuzda tabiat müziğine benzer berrak ve canlı bir ses çıkarır. Yeşim taşı ne kadar güzel olsa da belirli lekeleri vardır, önyargısız ve saklanmasına gereksiz iyi bir adamın sadakati gibi asla örtülemez. Bunun dışında, yeşim taşının rengi her açıdan görülebilir, sözlerine sadık olan iyi bir insanın davranışı gibidir. Karanlıkta bile güvenilir ve kimseyi aldatmaz. Yeşim taşı kristal gibidir, ışıltılı ve beyaz bir gökkuşağı gibi saydam, gökyüzündeki beyaz bulutlar gibi, göklerde ve göksel ilkelerine uyum getirendir. Yeşim taşının ruhu manzara gibi izlenebilir «Yeşim taşı derin bir gölden çıkartılmış ise büyüleyici bir nehir görüntüsü olur. Dağda bulunduysa çimler gür olur ». Bulunduğu her yerde mutlaka bir etkisi vardır tıpkı iyi bir insanın davranışları olur, birçok şeyin uyumu sağlar ve bundan tüm etrafı yararlanır. Yeşim taşına değer vermeyen insan yoktur, çünkü insanlar iyi bir adamın erdemine saygı ve hayranlık duyar. Soylu erdemler cennetin tezahürleridir. “


İyi İnsanlar İlkeleri Anlar


Zi Lu, Konfüçyüs’a yaklaşarak danışır: ” Üstat, iyi insanların da endişeleri olur mu? ” Konfüçyüs cevap verir: ” Hayır, iyi bir insan kendini geliştirir ve erdemini anlar. Öğrenciliği sırasında Dao’ya odaklanır ve bu yoldaki ilkelerine aydınlanır. Ermişlerin ve bilgelerin öğretilerini benimsediği zaman ilkelerini daha derinden anlayabilir ve yaşamında daha büyük bir hoşgörüyle ve sağlıklı şekilde uygular. Neticede, iyi bir insan, hayatın gerçek amacını anlar ve yaşamın mutluluğundan faydalanır. Onun anlayışında kişisel çıkarları olamaz. İyi bir adamın endişeleri şöhret ve kazanç için değildir, daha çok bütün dünya için endişelenir. Onun tasası başkaları için sorumluluk ve saygı, yani özverinin ve fedakarlığın göstergesidir. Ahlakı uygulamayanlar böyle insan olamazlar. Kişisel çıkarları elde edemedikleri zaman onları arar ve endişelenir. Onları elde ettikleri zaman ise kaybedebilecekleri için endişelenir. Her türlü kazanç veya zarar için endişelenirler. Bu yüzden devamlı endişe ve korkuyla yaşarlar, hayatlarında tek bir günü sakin ve mutlu olmaz.


Çin geleneksel kültürü daima ahlak üzerine ağırlık konulmuştur. İnsanların, sadece ahlaka riayet ettikleri zamanda ideolojilerini yükseltebilmişler. İyi insanlar, davranışlarında göksel ilkelere, bilgelerin ve ermişlerin öğretilerine uyar. İyi insanlar her anda ahlak değerlerini korur ve toplumun karanlık güçlerinin bataklığına saplanmasına müsaade vermez. İyi insanlar, ruhların büyüklüğü sayesinde başkalarına tolerans gösterir, başkalarının iyi düşüncelerini uyandırabilir, saf ve merhametli yüreklerinin sayesinde her yerdeki insanları etkileyebilir.

İlgili Makale; Antik Çin Hikayeleri

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.