Avrupa’nın Kalbi, Altın Şehir; Prag
Kozmopolit sosyal hayatıyla bugün Avrupa’nın en güzel kentlerinden biri olan Prag.
1 Ocak 1993 tarihine kadar Çekoslovakya ülkesine başkentliğini yapmış, bu tarihten itibaren Çek Cumhuriyeti’nin başkenti olan Prag; “Altın Şehir”, “Şehirlerin Anası”, “Masal Şehri”,”Avrupa’nın Kalbi” gibi isimlerle anılan tarih kokan bir sanat şehri.
İmparatorluklar, Dünya savaşları, Komünizm, yönetimsel sorunlar ile karşılaşmasıyla 1993 yılında tam olarak Çekoslavakya’dan ayrılmış, 2004 yılında tam olarak Avrupa Birliği’ne girmiştir.
Londra, Paris, Roma, Madrid ve Berlin’in ardından Avrupa’nın en çok gezilen 6. şehri olarak kabul edilir.
Avrupa’nın en dikkat çeken ve Prag’ın simgesi haline gelen öğelerden biri, Charles Köprüsü (Karl Köprüsü) veya bir diğer ismi ile Karluv Most Köprüsü’dür. 1357-1400 yıllarında yapımı tamamlanmış 600 metre civarlarında ve üzerinde 30 tane heykel olan trafiğe kapalı, Vltava Nehri manzaralı mistik bir köprüdür.
14. yüzyılda yapılan bu köprü, 516 metre uzunluğunda ve 9,5 metre genişliğinde, 16 adet kemer üzerine oturtulmuş. Harca yumurta karıştırılarak güçlendirildiği söylenen kum taşı bloklarından yapılmış. Köprü, 1700 yıllarında dikilen çoğu Barok stilinde, 30 heykel ve heykelcik ile dekore ediliyor.
Köprünün hemen ardından Prag Kalesi’ne geçiyoruz. 9. yüzyılda Prag’a hakim bir tepede yapılan Vlatava Nehri’nin batısında bulunan Prag Kalesi, şehrin en önemli gezi noktalarından biridir. Prag Kalesi, 1000 yılı aşkın bir süredir şehrin yönetim bölgesidir. Bugün hala içerisindeki çeşitli yapılarla Çek Cumhurbaşkanlığı Resmi Konutu olmaya devam ediyor.
Prag Kalesi aynı zamanda Guiness Rekorlar Kitabı’na Dünyanın En Eski Kalesi ve En Büyük Kale Kompleksi olarak girmiştir.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.