Kayseri’de kayıp üç çocuğun bulunması ve olayın aydınlatılmasında verilen ayrıntıları yazmayacağım. Türkiye’nin alışık olmadığı bir pedofili vakasının analizini de yapmayacağım.
Doğanın uyanması ağaçlardan badem, şeftali, yabani erik ve armut olarak devam etmekte. Bu hafta armut ve yabani erik bize gelinlik kızlar gibi heyecanla tüm güzelliklerini sunmaya, tüm sevgilerini paylaşmaya hazırlanıyorlar.
İstanbul’da üvey annesi ve anneannesi tarafından vahşice öldürülüp, parçaları sokaklara atılan 8 yaşındaki Furkan’ın kısacık ömründe aslında hiç yaşamadığını, bir kimliğinin dahi olmadığını, yaşıtları gibi okula gönderilmediğini, babası ve amcasının küçücük bedeninden işgücü olarak faydalandıklarını, üvey anne ve anneannenin her gün değişik şekillerde işkence ettiklerini de yazmayacağım.
Ağaçlardaki şöleni görüp de kırlardaki sümbüller, papatyalar, muskariler durur mu hiç. Onlar da gelinin etrafında koşuşturan küçük nedimeler gibi heyecanla ortalığa saçılıyorlar.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde 2 erkek çocuğuna cinsel istismarı kamera ile çekip şantaj yapan ve yakalanan 4 kişinin ilçe halkı tarafından linç edilmek istenmesine ve detaylara hiç girmeyeceğim.
Sadece doğada değil parklarda, bahçelerde, evlerde de bahara hazırlanıyor bütün çiçekler. Yaşanan onca çirkinliğe, kötülüğe rağmen vazgeçmiyorlar güzelliklerini sunmaktan. Evet baktığımız her yerde kötülük ve vahşet olsa da o küçücük papatya bize arkasındaki o koskoca iyiliği müjdelemekte.
Yoruma kapalı.