Eğer Hindistana giderseniz en keyif alacağınız şehirlerden birisi de Jodhpur. Jodhpur bir çöl şehri. Mavi şehir olarak isimlendirilen bu fantastik kent Jaipur’dan sonra Rajasthan’ın en büyük ikinci şehri. Bu kenti Rao Jodha isimli bir klan başı 1459’de kurmuş.
Kentteki tüm evler mavi. Buradaki inanışa göre mavi renkli evlere kötü ruhlar musallat olamazlarmış. O yüzden tüm kent maviye boyanmış. Jodhpura gidenler, gündoğumu ve günbatımında bu şehri izlemenin büyüleyici olduğunu ve adeta bir deneyim olduğunu söylüyorlar.
Muazzam bir ihtişamı olan Meherangah Kalesi şehre egemen durumda. Jaipur daki Amber Fort’un insanları etkilediği söylenir, fakat burayı görenlerin adeta dili tutulurmuş.
Bu yapı dünyanın en ihtişamlı 10 yapısından biri olarak kabul ediliyor. 125 metre yüksekliğindeki kayaların üzerine kurulmuş. 36 metre yükseklite ve 21 metre genişliğinde duvarlara sahip. Kocaları savaşta ölen kadınlar kendilerini bu kaleden, aşağıda yanan ateşe atarlarmış. Atlamadan önce de, duvarda el izlerini bırakırlarmış.
Jodhpur’da eski şehir olarak isimlendirilen bölge, 10 km uzunluğunda ve 8 kapılı duvarla çevrelenmiş olan alan. Yeni şehir ise bu duvarlarla çevrelenmiş şehrin dışı.
Jodhpur diğer Hint şehirlerine nazaran daha derli toplu bir şehir sayılabilir. Hindistan gibi karmaşık bir ülkenin her bir köşesinde aniden bir güzellik karşınıza çıkabilir, bunlardan birisi de Jodhpur, yani çölün ortasındaki bu mavi inci.
Bu kentin pazarları ünlü. Her yerden adeta renk fışkırıyor gibi. Karmaşa ve ilginçlikler Hindistanın tüm kentlerinde olduğu gibi burada da peşinizi bırakmıyor. Bir yanda sokak dişçileri, bir diğer yanda ise maymunlar ve trafik. Alışveriş yapmak isteyenlere şunu hatırlatmak istiyoruz. Jodhpur’da Kaşmir, Hermes, şal gibi tekstil ürünleri muazzam bir işçilik ve kalite ile yapılıyor.
Bu arada Jodhpura kadar gitmişken Durag Niwas’in bahcesinde çöl cingenelerini inanılmaz danslarını izleyin. Dünyadaki tum çingenelerin orijinin Rajasthan bölgesi oldugu iddia ediliyor. Danslari ise flamenkoya cok benziyor.
