Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelinde engellilerin tüm sorunlarına dikkat çekmek, taleplerini gündeme taşımak ve engelli kamuoyunun çözüm önerilerini topluma duyurmak amacıyla, 1992 yılında 3 Aralık tarihini “Dünya Engelliler Günü” olarak ilan etti.
Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelinde engellilerin tüm sorunlarına dikkat çekmek, taleplerini gündeme taşımak ve engelli kamuoyunun çözüm önerilerini topluma duyurmak amacıyla, 1992 yılında 3 Aralık tarihini “Dünya Engelliler Günü” olarak ilan etti. Engelli Hakları Konfederasyonu adına, Başkan MUSTAFA ÖZSAYGI; 3 Aralık ”Dünya Engelliler Günü” için basın bildirgesi yayınladı. Özsaygı bildirgede şunları söyledi;
”Bugüne kadar, dünyada ve ülkemizde engelliler açısından birçok alanda kazanımlar ve ilerlemeler sağlandı. Öncelikle bu hak ve özgürlükler için mücadele veren tüm kurum, kuruluş ve kişileri saygı ile anıyoruz. Ancak verilen mücadeleye rağmen, birçok ülkede ve ülkemizde, tüm engelliler için “Eşit Yurttaşlık” hedefinin çok uzağında olduğumuzu üzülerek görüyoruz. Mevcut sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasal yapı içerisinde engellilere yönelik ayrımcılık, ötekileştirme ve “yaptırımsız şiddet” devam etmektedir.
Türkiye’de engellilerin yaşadıkları en temel sorunlar: sürekli ertelenen erişilebilirlik; tamamlanmayan istihdam kotaları; yetersiz engelli aylıkları, engelli bakım hizmetleri, eğitim ve sağlık hizmetleri; dil ve söylemde engellilere yönelik ayrımcılıktır.
Türkiye’de engellilere yönelik kamu hizmetlerine ayrılan toplam bütçe ve kadrolar, 10 milyon engelli ve ailelerinin taleplerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır. Bütçeden engellilere ayrılan pay yıllardır yüzde 2’nin altındadır. 5 milyonu aşan toplam kamu görevlisine karşın kamuda çalışan engelli sayısının 70 bin bandının altında kalması bu alandaki yetersizliği açıkça göstermektedir. 2024 bütçe teklifi bu alanda kapsamlı bir atama planlaması olmadığını göstermektedir. Türkiye’de iş gücüne katılım oranı % 53 iken engellilerin katılım oranı %22,1’dir. Bu oran kadın engellilerde %12,5 düzeyindedir. Engellilerin istihdamının artması ve yoksulluğunun önlenmesi amacıyla her yıl en az 10 bin atama yapılmalıdır.
Engeli nedeniyle çalışamayan kişilere bugün için verilen engelli aylığı 1.874.- TL’dir. Engelli aylıklarında hak sahibi olma durumu değerlendirilirken, aile bireylerinin gelirlerinin ortalamasının alınması yerine, varsa engelli bireyin kendine ait geliri dikkate alınmalıdır. Engelli aylığı en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır.
Ağır engelli bireylere evde bakım hizmeti verenlerin yüzde 90’ı anneleridir. Bakım hizmeti 8 saat değil 24 saat verilmektedir. Bakım verenlerin sosyal yaşamları, kendilerine ayıracak zamanları yoktur. Bunun karşılığında aldıkları bakım ücreti ise 5.098.- TL’dir. Evde engelli bakım aylığı en az bir buçuk asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. Bakım veren bireyler Sosyal Güvenlik Şemsiyesi altına alınmalıdır. Primleri SGK tarafından karşılanmalıdır. Evde Bakım Desteği için hak sahibi olma durumu değerlendirilirken, aile bireylerinin ortalama geliri değil, varsa bakım hizmeti alan engelli bireyin geliri dikkate alınmalıdır. Evde engelli bakımı hizmetinin kapsamı genişletilerek ihtiyaç sahiplerine cevap verir nitelikte olmalıdır.
Engelliliğin değerlendirilmesi için verilen Engelli Sağlık Kurulu Raporlarında belirtilen engellilik oranları yetkili hastanelere göre farklılık göstermektedir. Ayrıca, farklı kurumlar mevzuata uygun olmayan gerekçelerle yeni raporlar talep edebilmektedir. Engelli sağlık kurulu raporu sürekli olan kişilerden dahi raporlarını yenilemeleri istenmektedir. Yenilenen raporlarda engellilik oranları düşürülerek engellilerin daha önce yararlandıkları haklar sistemli bir şekilde azaltılmaktadır.
Engelli Sağlık Kurulu Raporu verilirken sadece tıbbi değil sosyal ve toplumsal kriterler de göz önünde bulundurulmalıdır. Engelli Sağlık Kurulu Raporları tartışmasız tüm kamu ve özel kurumlar tarafından dikkate alınmalıdır.
Engellilerin zorunlu olarak kullandıkları tıbbi malzemelerden ve ilaçlardan katkı payı alınmamalıdır. Engelli Sağlık Kurulu Raporları her koşulda ücretsiz verilmelidir.
Engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak engellilere özgü araç ve gereçler ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazları ve diğer tıbbi cihazlar ÖTV ve KDV’den muaftır. Engellilerin yaşamını kolaylaştırma amaçlı aldıkları diğer motorlu araçlar da KDV’den muaf tutulmalıdır.
Türkiye, AB ülkeleri içinde, engelli çocukların ilkokuldan sonra okulu bırakma oranı yüzde 60 ile en yüksek olan ülkedir. Ülkemizin de taraf olduğu “Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme” ve Anayasamızla güvence altına alınan eğitim hakkını engelli öğrencilerin de tam olarak kullanabilmeleri sağlanmalıdır. Engelli çocukların akranlarıyla birlikte eğitime dahil olabilmeleri için nitelikli kapsayıcı/ bütünleştirici eğitim ortamı sağlanmalıdır. Öğretmenler başta olmak üzere insan gücü nitelikli hale getirilmelidir. Çocukların bireysel gereksinimleri göz önüne alınarak makul düzenlemeler yapılmalıdır. Mekanlar, bilgi ve teknoloji erişilebilir olmalıdır.
Her engel grubunun yıllardır çözüm bekleyen sorunları çözümsüz bırakılmaktadır. Görme, işitme, ortopedik, zihinsel, nöro-çeşitli engeli, süreğen hastalığı veya nadir hastalığı olan engelli yurttaşların sorunları çözümsüz değildir. Bu alanlarda başta Engelliler Konfederasyonu olmak üzere örgütlü engelli derneklerinin çözüm raporları, çalıştayları ve atölye sonuçları masalarımızda uygulanmayı bekliyor. Kurum ve kuruluşların, siyasal iktidarın ne yapması gerektiğini yıllardır ifade ediyoruz.
Siyasal iktidarın, STK’ların, Siyasi Partilerin ve aileler başta olmak üzere tüm toplumsal yapıların engellilik meselesini yeniden ele alması ve engellilerin haklarını temel insan hakları bağlamında görmesi gerekmektedir.
2024 yerel seçimlerine giderken tüm siyasi partilerin belediye başkanlıkları ve belediye meclislerinin seçiminde engelli yurttaşların siyasi temsilinin önüne geçmemesi, engellilerin siyasi temsiline alan açması da temel taleplerimizdendir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesinin de talepleri doğrultusunda Türkiye’de zihinsel ve psiko-sosyal engelli bireylerin seçme ve seçilme hakkını kullanabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Türkiye’de, 28 Ekim 2009 tarihinden bu yana, hiçbir çekince koymadan yürürlüğe konulan BM Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmenin düzenlediği tüm haklar, Sözleşmenin gerektirdiği şekilde, tam olarak uygulanmamaktadır.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engellilerin taleplerinin dikkate alınmasına; BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmedeki hak ve özgürlüklerin kullanılmasına ve temel sorunlarımızın çözülmesine vesile olsun.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.