Eskişehir, Sanat Merkezi Haline Geldi

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Piyano Bölüm Başkanı Profesör Oytun Eren: “Festivale tüm Türkiye’den insanlar geliyor, bir hafta boyunca okulumuz bir sanat merkezi haline dönüşüyor.” şeklinde ifadelerde bulundu.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi, yoğun bir programla 4. Uluslararası Piyano Günleri düzenledi.

Festival adeta bir müzik kampı gibi görülüyor. 18-25 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen piyano festivali, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin öğrencileri ve dışarıdan gelen sanatçı ve dinleyicilerin yoğun ilgisiyle devam ediyor.

Festivalin açılış konseri, Devlet Sanatçısı Gülsin Onay solistliğinde Ankara Çoksesli Müzik Derneği Oda Orkestrası ile gerçekleştirildi.

Festivalde Türkiye’nin konservatuvarlarındaki Piyano Bölüm Başkanları, akademisyenler, aktif sahne alan piyano sanatçıları yer aldı.

İstanbul Üniversitesi Piyano Anasanat Dalı Başkanı Cumhuriyet’in 100. Yılını Kutladı

Çarşamba günü İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Bilgeman, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin Koral Çalgan Salonu’nda piyano resitali gerçekleştirdi. Programda Sergei Rachmaninoff ve Yüksel Koptagel, Cemal Reşit Rey gibi Cumhuriyet’in önemli Türk bestecilerinden seçkiler çaldı.

Epoch Times’a konuşan Prof. Dr. Eser Bilgeman:

“Bu tür festivaller bizler için çok değerli. Dolayısıyla 4. Uluslararası piyano festivali kapsamında burada sahne almış olmaktan, performans sergilemiş olmaktan çok büyük heyecan duydum. Benim için çok büyük onur ve gurur. Bu tür festivaller dinleyiciler için çok güzel bir şey, Türkiye’mizin genel kültürüne büyük katkı ve de bizleri dinleyicilerle buluşturuyor.

Bu yıl özel bir yıl. Hem Rachmaninoff’un 150. Doğum yılı hem de Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 100. Yılı. Dolayısıyla hem piyanist kimliğim hem bir Türk kadını müzisyen kimliğimi bir konserde nasıl birleştirebilirim diye düşünürken böyle bir program seçtim.

Türk bestecilerimizden gönül isterki hepsi çalınabilse, hepsi birbirinden değerli eserler. Çaldığım eserlerin hepsi birbirinden heyecan vericiydi. Özellikle 10. Yıl Marşı ile bitirmek istedim. Bu yıl 100. Yıl marşları pek çok değerli besteciler tarafından bestelendi ama ben bu kadar kalıcı olmuş, günümüze taşınmış, hepimizin ezbere bildiği bir marş olduğu için 10. Yıl Marşı’nı seçtim. Aynı zamanda çok değerli Türk Beşleri’nden Cemal Reşit Rey’in eseri olduğu için özellikle 10. Yıl Marşı’nı çalmak istedim. Hepsi çok heyecan vericiydi benim için. Dilerim bu tür festivallerin devamı gelsin, dilerim daha çok yerlerde düzenlenebilsin.” şeklinde duygularını ifade etti.

“Bu sene konserleri daha da çoğaltarak gidiyoruz”

Piyano Festivali’nin yönetimini üzerine alan Eskişehir Devlet Konservatuvarı Piyano Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oytun Eren, arka arkaya gelen sahne programlarını seyircinin beğenisine sunmak için yoğun çalışma temposu içerisine giriyor.

Prof. Dr. Eren festival programını şu şekilde anlattı:

“Bu festivali dördüncü sefer düzenliyoruz. Festival, sayın müdürümüz Lilian Tonella TÜZÜN’ün fikriydi ve yine onun destekleriyle geçen sene düzenledik. Bu sene de konserleri daha da çoğaltarak gidiyoruz. Geçen sene 15 etkinlik vardı, bu sene 25 etkinlikle bayağı büyük bir festivale dönüştü.

Festivale tüm Türkiye’den insanlar geliyor, bir hafta boyunca okulumuz bir sanat merkezi haline dönüşüyor. Bunun etkileri çok iyi oluyor. Hem şehir canlanıyor hem öğrencilerimiz açısından çok iyi… 8 gün yoğun bir program oluyor. Gülsin Onay ile festivali açtık, her güne 4 etkinlik düşüyor, kapanış ise cumartesi akşamı İslam Manafov ile gerçekleşecek. Bu şekilde bitireceğiz, herkesi bekleriz.”

Piyanist Serla Balkarlı 6 Şubat Depremini Konu Alan Bir Eser Çaldı

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde görevini sürdüren Prof. Dr. Serla Balkarlı, seyircilere unutulmaz bir akşam yaşattı.

Konservatuvarın müdür yardımcılığını ve bölüm başkanlığını yapmış olan Prof. Dr. Serla Balkarlı organizasyon hakkında Epoch Times’a konuştu.

Balkarlı, “Festivali 4. Kez düzenliyoruz, aynı zamanda ben de bu festivalin ev sahibiyim. Birinci ve ikinci piyano günlerini yaparken yöneticilik görevim vardı. Oytun hocanın yerinde ben vardım. Ne kadar zor bir organizasyon olduğunu biliyorum. Biz ilkini yüzyüze, ikincisi pandemiye denk geldiği için çevrimiçi olarak yapmak zorunda kaldık.” dedi.

“Hocalarımızın sahneye çıkabiliyor olması eğitim açısından da çok önemli.”

Balkarlı sanat eğitiminde usta-çırak ilişkisi olduğunu belirterek öğretmenlik konusunda şunları söyledi:

“Festivalde ev sahibi olarak bu etkinlikte yer almak benim için büyük bir gurur kaynağı. Öğrencilerimize örnek olmak açısından da öyle. Çünkü müzik eğitiminde, sanat eğitiminde usta-çırak ilişkisi olduğu için öğrenciler hocalarını sahnede gördüklerinde nereye doğru gitmeleri gerektikleri konusunda daha farklı bir bilgiye sahip oluyorlar, o yüzden hocalaramızın sahneye çıkabiliyor olması eğitim açısından da çok önemli. Ben bu konuda onlara iyi örnek olduğum için de çok mutluluk duyuyorum. Müthiş bir organizasyon, her seferinde biraz daha farklı alanlardan sanatçılar geliyor. Çok renkli. O yüzden Oytun Bey’i ve ekibini çok kutluyorum.”

Balkarlı repertuvarı hakkında da bilgi verdi.

“Franck’ın döngüsel formda yazılmış iki büyük eserini çaldım. Büyük bir romantik dönem bestecisi. Bir tane org için bir tane orjinal piyano için yazılmış bir eser.”

Sahnede 6 Şubat Depremi Konu Oldu

Prof. Dr. Balkarlı, 16 yaşındaki profesyonel eğitim almayan bir gencin bestesini çaldı. Taygun Yıldız’a ait olan bu eser dört bölümden oluşuyordu. Balkarlı bestenin eline ulaştığında 25 dakikalık olduğunu ancak çeşitli düzenlemelerle ve elemelerle 17 dakikaya indiğini belirtti. Bestenin düzenlemesi bittiğinde 6 Şubat depreminin 4:17’de başladığını farkettiklerini belirtti.

Bir yıla yakın beste üzerinde çalıştığını söyleyen Balkarlı eser hakkında şu şekilde konuştu:

“Bir de 16 yaşındaki genç bir besteci adayımızın bir eserinin ilk seslendirmesini yaptım. 6 Şubat’ta yaşadığımız büyük bir depremden sonra yazdığımız bir piyano sonatı. Bir eserin ilk seslendirmesini yapmak büyük bir sorumluluk ister. Eserin yaşayıp yaşamayacağının sorumluluğunu almaktır. Çünkü beğeni alması ve insanların ilgisini çekmesi yorumcunun ortaya koyduğu fikirle ilgilidir. Bu yüzden besteci ve yorumcu arasındaki bağlantının iyi olması gerekir. Umarım başka piyanistler de çalar. Zorlu bir eserdi. Bu esere çalışmak, beni hem üzdü hem sevindirdi. Ama tabii ki biz müzisyeniz, çok zor bir dönemden geçtik, ülkece hala bunun yaralarını sarıyoruz ve yıllarca da sarmaya devam edeceğiz. Yani sadece insanları yitirmedik anıları da yitirdik. Bir sürü insanın anısı da gitti. Ve biz müzisyenler olarak ancak buna benzer etkinliklerle bu kaybettiklerimizi ve bu günü ancak bu şekilde anabiliyoruz. Umarım yerine ulaşır, umarım huzur içindedir bütün kaybettiklerimiz. Bu anlamda duygusal açıdan benim için ağırlığı olan bir eserdi. Umarım yaşar.”

Hande Dalkılıç Piyanoda Yalnızca Sol Elini Kullandı

Dün akşam festival kapsamında, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hande Dalkılıç sahne aldı. Anadolu Üniversitesi’nin Yunus Emre Salonu’nda gerçekleşen konser yoğun ilgi gördü.

Amerika ve çeşitli Avrupa ülkelerinde seslendirdiği ‘My Left Hand’ programındaki eserlere, festivalin konserinde de yer vererek seyirciyi büyüledi.

Dalkılıç, ‘Bir Piyano Bir El’ adı altında konserde çaldığı eserleri şu şekilde anlattı:

“Son aylarda, dünyada da az seslendirilen bir sol el repertuvarına geçtim. İki elin etkisini sol elde topladığımız ve tek elle bu etkiyi yaratan eserlerin olduğu bir sol el programı; ‘My Left Hand’. Albümü de yakında çıkacak. Burada Scriabin’in Prelude ve Nocturne, Reinecke’nin bir piyano sonatı, ve Moszkowski’nin 12 etüdü yer alıyor. Hepsi sol el için. Herkes çok merak ediyordu, eserleri böyle tematik bir konser programı içine aldık.”

Konser 25 Kasım Cumartesi günü İslam Manafov’un ‘Seslerle Tarihe Yolculuk’ ismindeki programı ile kapanışını gerçekleştirecek.

Etkinlik takvimine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://konservatuvar.anadolu.edu.tr/etkinlikler/4-uluslararasi-piyano-gunleri