G-7 Ülkeleri Çin’in Pandemi İle İlgili Dezenformasyon Kampanyasına Karşı Birleşti
G-7 ekonomileri, Pekin’in küresel salgına sebep olma suçunu üzerinden atmak için tasarladığı propaganda kampanyasına karşı koymak için anlaştılar.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, G-7 ülkelerinin 25 Mart’ta düzenlenen sanal toplantıda Çin rejimi tarafından yürütülen “kasıtlı dezenformasyon kampanyası” nı tartıştığını bildirdi.
Pompeo 26 Mart’ta katıldığı Hugh Hewitt radyo programına bu tartışmalar ile ilgili olarak verdiği demeçte, “G-7 ülkeleri dün oy birliği ile bu konunun … AB, ABD ve dünya için bir risk, bir problem olduğunu kabul etti.” dedi. “Tüm üyeler bu dezenformasyon kampanyasına karşı bizim safhımızda birlikte çalışmak konusunda anlaştı.” dedi.
Pompeo, Japonya ve G-7’deki AB ülkelerinin (Fransa, Almanya ve İtalya) Çin rejiminin salgın hakkındaki anlatısını – “Çin’in konuştuğumuzda bile aktif olarak yaymaya devam ettiği” dezenformasyon – yeniden şekillendirdiğini anladıklarını söyledi.
Pompeo, rejimin bu sorunun çözümünün kendileri olduğunu ve bu virüs sebebiyle bugün olduğumuzdan çok daha iyi bir durumda olmamızı sağlayabilecek olasılık ve veriye bu işin başlangıcında sahip olup da bunu yapmakta başarısız olan ülke olmadıklarını iddia ederek suçu ötelemeye çalıştığını söyledi.
Son haftalarda Çinli üst düzey yetkililer ve bilim adamları, virüsün Çin’den gelmediğini iddia ettiler. Çin dışişleri bakanlığı sözcüsü Twitter’da, virüsün ABD ordu personeli tarafından Çin’e getirildiği hakkında bir komplo teorisi ürettiler.
Pekin kendisini pandemiyi kontrol altına alan küresel bir
lider olarak resmediyor. Uzmanlar, bu durumu, rejimin diğer ülkelere kendi
otoriter yönetim modelini demokrasiye alternatif bir model olarak gösterme
çabasının bir parçası olarak değerlendiriyorlar.
Pompeo tekrar Pekin’i virüs hakkında bildikleri konusunda şeffaf olmaya çağırdı.
Pompeo Pekin hükümetini virüs hakkındaki bilgileri konusunda şeffa olmaya davet ederek; “Bunun gibi krizlerle karşı karşıya kaldığınızda başlangıçtaki en önemli şey, dünyanın bunu önlemek için, bunun yayılmasını önlemek için ihtiyaç duyduğu verilere erişmesini sağlamaktır, ve Çin hükümetinin bu şekilde davranmaması … küresel taleple tutarlı değil.” dedi ve “Dünyanın bunun nasıl başladığını anlaması önemlidir, çünkü hayatları kurtarmak için şeffaflığa ihtiyacımız var” diye ekledi.
Çinli doktorların Aralık ayı sonlarında SARS benzeri bir salgın hakkında alarm vermesinin ardından, yerel yetkililer Wuhan’daki salgın hakkında hayati bilgileri bastırdı. 23 Ocak’ta tecrit önlemleri uygulandığında, yaklaşık 5 milyon Wuhan sakini şehri terk etmiş ve virüsün ülke çapında ve sonunda da tüm dünyada yayılmasına sebep olmuştu.
Pompeo bu konu ile ilgili olarak da “Virüsün zamanında üzerine giderek sıkı önlemler almak yerine onlar bilgi akışını önlemek için sıkı önlemler aldılar. Gazetecileri şehrin dışına attılar. Kendi ülkelerinde bunun hakkında konuşanları cezalandırdılar ”dedi.
Ayrıca ABD’nin salgını ilk öğrendiğinde Çin’e yardım teklif ettiğini söyleyen Pompeo, “şeffaf olduğumuzu ve bilgiye sahip olduğumuzu göstermek için elimizden geleni yaptık. Tıp uzmanlarımızı göndermeyi teklif ettik. İhtiyaç duydukları her konuda destek sağlamayı teklif ettik. ”
Ocak ayından başlayarak, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, Çin’in salgınla mücadele etmesine yardımcı olacak bir sağlık uzmanları ekibi göndermeyi teklif etti. ABD’li yetkililer başlangıçta Çin’e 13 uzmanın girmesine izin verse de, sonunda sadece iki kişi kabul edildi.
Haber: Cathy He
Çeviri: G. Hakan Koçman
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.