“İnsanlar, Çin’de köle İşçiliği ve emek hırsızlığı ile elde edilen ürünleri reddetmeli”
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu başkanı Nadine Maenza, köle işçiliği ile üretilen Çin ürünlerinin daha güçlü bir şekilde boykot edilmesi çağrısında bulundu. Yeni bir Amerikan yasasının etkileri ise, kendini göstermeye başladı. Bu yasa ve çağrı, ABD şirketlerine ve ABD vatandaşlarına yöneliktir.
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu başkanı Nadine Maenza, EpochTV’nin “Crossroads” adlı programında verdiği röportajda, Çin’deki köle işçiliği ile elde edilen ucuz ürünleri boykot etmeye ve insanların ürünleri değerinde satın alımları için teşvik ediyor. Aralık ayında Amerika’da, köle işçiliği ile üretilen ürünlere kısıtlama getiren yasanın etkileri görülmeye başlandı. Fakat, Nike gibi birçok şirket için bu bir dezavantaj.
Köle İşçiliğinden Elde Edilen Ürünlere Karşı Yasa
Aralık 2021’de; Uygurlar’ın ve zulüm gören diğer etnik azınlıkların, zorla çalıştırılarak elde edilen mallarının, ABD’ye ithalatını yasaklayan bir yasa yürürlüğe girdi. Bu, köle işçiliğine karşı açık bir sinyaldir.
Maenza:”Bu [köle emeği], değerlerimize ve her türlü insan hakları standardına aykırıdır.” yorumunda bulundu.
Maenza, bu partiler üstü yasanın, “Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası”nın, Sincan’da üretilen her ürünün zorla çalıştırma yoluyla üretildiği inancına dayandığını söyledi. Zorla işçi çalıştırmadıklarını açıkça kanıtlayabilen şirketler bu yasadan muaftır. Bu şirketler, ABD hükümeti tarafından sertifikalandırılacak ve mallarını ABD’de satabilecektir.
Nike, Bu Yasadan Rahtsız
Maenza’ya göre bu yasa, Nike da dahil olmak üzere, birçok şirket tarafından “büyük bir tehdit” olarak algılanıyor. Bu nedenle, bu şirketlerden bazıları yasaya karşı çıktı. Ancak; Nike yaptığı açıklamada, “Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası”na veya diğer tedbirlere ve zorla çalıştırma mevzuatına karşı lobi faaliyeti yürüttüğünü”reddetti.
“Nike, pamuk veya diğer hammaddeleri doğrudan tedarik etmese de, hammaddelerin menşeinin izini sürmeye çalışıyor” dedi.
Nike, tedarikçiler, endüstri birlikleri, markalar ve diğer paydaşlarla yakınişbirliği içinde çalışır. İzlenebilirliğe önem verilmekte ve malzeme kaynakları belgelidir. Açıklamaya göre, şirket temiz üretime değer veriyor.
Şirketler Bağımlı Hale Geldi
Maenza; ABD Ticaret Odası’nın bile, “Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası”na karşı çıktığını söyledi. Büyüklü küçüklü birçok şirket, Çin’den ürün tedarik ediyor. Maenza, ayrıca bir çok iş yerinin, işçinin ve şirketin kaderinin Çin ile olan ilişkilere bağlı olduğunu, söylüyor Sonuç olarak, şirketler Çin ile bağlarını kopartma konusunda isteksizler.
Maenza, bu şirketler Sincan’da köle işçiliğini desteklemeyi bıraktığında, “bir çift Nike (ayakkabı)” satın almak daha pahalı olacak” yorumunda bulundu. Şirketlerin rekabet edebilmek için, yeni yöntemlere ihtiyaç duyacakları aşikardır.
Maenza’ya göre, Çin artık dünya pazarını köle işçileri tarafından üretilen ucuz mallarla dolduramayacak.
“Amerika’da köleliğe izin veren, geçmiş nesilleri suçluyoruz. Fakat, bir çift ayakkabı, çanta ya da spor kıyafetini birkaç dolar tasarruf etmek için, Çin’deki köle işçiliğine göz yumuyoruz”, dedi Maenza.
Müşterinin ‘Hayır’ Demesi Gerekir
“Değişimin en kolay yolu, Amerikan halkının [Sincan ürünlerine] ‘hayır’ demesi olacaktır. Şirketler köle işçiliği ile elde edilen ürünlere ‘hayır’ demeyi başarırsa, finansal olarak onlar da zamanla fayda görecektir.”
Maenza, İnsanlar köle emeğinden yapılan ürünleri satın almayı bırakırsa, tüm şirketler sertifikalanmaya yönelecektir. Böylece, otomatik olarak daha fazla para kazanacaklar, yorumunda bulundu.
Bayan Maenza’ya göre, çoğu Amerikalı, evlerinde köle emeğiyle yapılan ne kadar eşyanın yapıldığını bilmiyor. Bu nedenle, medyanın Çin’de olanlarla ilgili gerçekleri bildirmesinin önemini vurguluyor. Çin’deki, köle işçiliğini teşvikeden tüm bu şirketleri ortaya çıkarmak için, daha fazla rapor ve fırsat olacağını umuyor. Kendisi, temiz uygulamalar ile üretim yapan şirketleri desteklemeyi savunuyor.
Çin Tarafından Yaptırım Uygulandı
Aralık 2021’de Maenza ve Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun üç üyesi, Çin komünist rejimi tarafından yaptırıma uğradı. Bunun nedeni ise, Çin Hükümetinin; Uygurlara, Tibetlilere, Hıristiyanlara ve Falun Dafa uygulayıcılarına yönelik uyguladığı devlet baskısının ve zulmün, Maenza ve Din Özgürlüğü Komisyonu’nun üç üyesi tarafından dile getirilmesi, eleştirmesi ve keza kınanmasıydı. Diğer bir sebep de, Bayan Maenza’nın ve diğer ABD hükümet komisyoncularının, kabul gören ve yürürlüğe giren tavsiyelerde bulunmaları olabilir.
Komisyon, 1998’de kuruluşundan bu yana, Çin’deki din özgürlüğü hakkında raporlar yayınlıyor. Çin’deki din özgürlüğü ihlallerinin ifşa edilmesi, başlangıçta fazla dikkate alınmadı. Fakat, bu son zamanlarda değişti.
Son zamanlarda, Çin rejiminin bu suçlara göz yumduğu veya doğrudan işlediği ortaya çıktı. Bu gerçek, artık inkar edilemez. Bayan Maenza, aynı zamanda “Uluslararası toplum artık,bunu görmezden gelemeyeceğini”, vurguladı.
Bu makale ilk olarak Epoch Times’ın İngilizce baskısında yayınlanmıştır ve Almanca baskısında düzenlenmiştir.
Yazan: Ella Kietlinska ve Joshua Philipp, Epoch Times
Çeviri: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.