Türkiye’de 60’tan fazla şehirde ögütlenmiş olan Kadın Meclisleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle Türkiye’de pek çok ilde, çoğu eş zamanlı olmak üzere, yaşanan kadın cinayetlerine ve kadınların ve LGBTIQ+ bireylerin maruz kaldıkları haksız ve adaletsiz uygulamalara dikkat çekmek için toplu basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Türkiye’nin her bölgesinden 40 civarında şehirde gerçekleştirilen basın açıklamalarında sırasıyla Üniversite Kadın Meclisleri temsilcileri, İşçi Kadın Meclisleri temsilcileri ve Liseli Kadın Meclisleri temsilcileri ön açıklamalarda bulundu. Açıklamaların odağında kadın cinayetlerinin durdurulması, LGBTIQ+ haklarının tanınması, ev içi emek de dahil olmak üzere pandemi koşullarında daha da fazla istismar edilen çalışan kadınların hakları ve eğitim alanında karşılaşılan yanlış uygulamalar vardı.
Kadın cinayetlerini mücadelemizle durduracağız, şüpheli bırakmayacağız
Kadın meclisleri yaptıkları basın açıklamalarında Cinayetleri Durduracağız Platformu olarak 2010 yılından itibaren her ay kadın cinayeti verilerini açıkladıklarına dilkkat çekti. Son yıllarda şüpheli kadın ölümlerini de verilerine dahil ettiklerini belirtikleri açıklamada ilk defa bu ay kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümü verilerini açıklamadıklarını ve bu sefer verileri meydanlardan açıklayacakları belirtildi.
Bu verilere göre Şubat ayında, 28 günde 28 kadın öldürüldü. 12 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Gectigimiz 5 Mart’tan bu 5 Mart’a kadar, 303 kadın öldürüldü; 181 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Açıklamada bu rakamlara alışılmaması ve normalleştirilmemesi belirtilirken her ay açıklanan bu verilerin birer sayı değil, kadınların mücadele dolu yaşamı olduğu vurgulandı.
Kadın mücadelesinin getirdiği değişimler
Açıklamanın devamında kadın cinayetlerini durdurmak için yıllardır verilen mücadelenin sonucunda Cumhurbaşkanı’nın kadına yönelik şiddet ile ilgili açıklamalar yaparak, adımları açıklaması ve devletin kadına karşı şiddetle mücadeledeki irade beyanı önemli bir taahhüt olarak değerlendirildi. Ayrıca bu mücadele sayesinde İçişleri Bakanlığının kadın cinayeti verilerini açıklaması ve Bakanlıkların kadın cinayetlerini gündeme getirmek, eylem planı açıklamak zorunda kalması da önemli gelişmeler olarak ifade edildi. Yıllardır verilen mücadele sonucunda artık mahkemelerin şiddeti meşrulaştıran indirimleri kolay kolay uygulayamadığı ve kadınların sadece açıklamalarla değil; atılacak adımlarla, izlenecek somut politikalarla yaşatılmalarının mümkün olduğu yüksek sesle söylendi.
İstanbul Sözleşmesi Etkin Şekilde Uygulanmalı
Açıklamanın sonunda, Pınar Gültekin, Arzu Aygün, Sevginur Aktaş, Aleyna Çakır, Şule Çet cinayetlerine ve Aslı Baş,ve Rabia Naz’ın şüpheli ölümlerine ve Gülistan Doku’nun hala kayıp olduğuna dikkat çelkilerek, İstanbul Sözleşmesini etkin şekilde uygulanması ile soruşturma süreçlerinin etkin işleyeceği ve katillerin de cinayeti saklayabileceklerini akıllarından dahi geçiremecekleri ifade edildi. “Aysun Yıldırım’ın kapanan dosyasını tekrar açtırdığımız gibi; Aleyna Çakır, Nadira Kadirova, Duygu Delen için yılmadan mücadele ettiğimiz gibi üstü kapatılmaya çalışılan hiçbir kadın cinayetini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız.” ifadelerine yer verildi.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.