Macaristan Başbakanı Viktor Orban: “Dünyayı sadece Trump kurtarabilir.”

Geçtiğimiz günlerde, siyasi yorumcu ve köşe yazarı Tucker Carlson, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir röportaj gerçekleştirdi. Macaristan Başbakanı’nın “Dünyayı sadece Trump kurtarabilir” sözleri röportaja damgasını vurdu.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, 3 Kasım 2022’de düzenlenen G7 Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında (Fotoğraf: Wikimedia).

Viktor Orban 2010 yılından beri Macaristan Başbakanlığı görevini yürütüyor. Macaristan, Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen bugüne kadar Avrupa Birliği içerisinde birçok krize sebep oldu. Rusya-Ukrayna savaşı, doğal gaz, mülteciler, LGBT gibi birçok konuda kendi has muhafazakâr bir politika izliyor.

Bu yüzden Avrupa Parlamentosu Komisyonu 15.09.2022 tarihinde, 433 lehte, 123 aleyhte ve 28 çekimser oyla Macaristan’ı “Demokratik bir ülke olmamakla” suçladı ve bu yönde Macaristan’ın aleyhinde karar açıkladı. Bunun üzerine Macaristan, Avrupa Birliği ortak fonundan aktarılan milyarlarca Euro paranın kesilmesi ile karşı karşıya kaldı.

Peki, Macaristan gerçekten anti-demokratik bir ülke mi? Hayır, Macaristan aslında demokratik bir ülke ancak Avrupa’da okullarda LGBT dersleri verilmesi gibi konulara karşı olumsuz bir tutum izliyor. Avrupa-Birliğine bağlı birçok ülkede okullarda eşcinsellik övülüyor ve çocuklara erken yaşta eşcinsellik propagandası yapılıyor. Macaristan olaya muhafazakâr bir bakış açısıyla yaklaşarak, okullarda bu tür bir eğitime onay vermiyor.

İhtilaflara sebep olan başka bir konu ise mülteciler sorunu. Macaristan sınırlarını kapatmış durumda ve Avrupa’ya gelen mültecileri kabul etmiyor. Avrupa Birliği bu konuda da Macaristan’ı defalarca uyarmış ve Macaristan’ın üstüne düşen görevi yerine getirmediğini vurgulamıştı. Macaristan hükümeti ise, farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen bu kadar fazla insanın Macaristan’ın demografik yapısını bozacağını ve bunu kabul edemeyeceklerini dile getirdi.

Macaristan, Rusya ile arasını iyi tutmaya çalışan az sayıdaki Avrupa Birliği üyelerinden biri. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa karşı çıktı. Viktor Orban hâlâ Rusya ile masaya oturulması gerektiğini savunuyor. Aynı zamanda Macaristan, Rusya’dan büyük miktarlarda doğal gaz almaya devam eden ülkelerden biridir.

Yani görüldüğü üzere Macaristan, AB üyesi bir ülke olmasına rağmen birçok konuda AB Parlamentosu ile zıt fikirlere sahip. Macaristan hükümeti, demokrasiye saygı duyduklarını ve halklarının aleyhine olacak veya halkın istemediği hiçbir şeyi zorla dayatmayacaklarını defalarca dile getirdi.

Tarihi Röportaj

Tucker Carlson, geçtiğimiz günlerde Viktor Orban ile kamuoyuna açık ve sosyal medyada büyük yankı uyandıran bir röportaj gerçekleştirdi.

Röportajda AB, NATO ve ABD ilişkilerine değinilerek Macaristan’ın tutumu masaya yatırıldı. Viktor Orban özelikle Rusya Ukrayna savaşını, ABD Biden yönetimini ve NATO’yu eleştirdi. Macaristan Başbakanı, “bu savaşa karşı olduğunu ve Batının Ukrayna’da Rusya’yı yenilgiye uğratıp ders verme isteğinin tehlikeli bir oyun olduğunu” vurguladı.

Viktor Orban: “NATO olarak bizim anlamamız gereken mesele, Rusları kolayca yenemeyeceğimiz. Onlar kendi liderlerini alaşağı edip öldürmeyecekler. Onlar asla pes etmeyecek, ülkelerinin birliğini sağlayacak ve sonuna kadar savunacaklar. Biz Ukrayna’ya daha fazla maddi destek sağladıkça, onlar da savaşa daha fazla para harcayacaklar. Biz Ukrayna’ya daha fazla teknolojik destek sağladıkça, onlar da karşılık olarak kendi ordularını daha fazla silah ile donatacak. Bu sebeple Rusya konusunda yanlış fikirlere kapılmamalıyız” dedi.

Rusya İle Masaya Oturulmalıdır

Tucker Carlson’un “Batı başarılı olursa, Putin’i öldürüp alaşağı ederse, Rusya’nın birliğine ve nükleer silah cephaneliğine sizce ne olur?” sorusuna Orban, “Putin’den önceki zayıf Boris Yeltsin yönetiminin çöktüğü dönemde tüm dünya Rusya’da bir anarşinin baş göstermesinden korkuyordu. Çünkü ellerinde güçlü bir ordu ve çok tehlikeli nükleer silahlar var. Bu yüzden Putin’in başa gelmesi, Rusya’ya tekrar çeki düzen vererek birleştirmesi, herkesi, tüm Batıyı memnun edip rahatlamıştı” yanıtını verdi.

Orban ayrıca, Batının Putin gibi güçlü bir lideri alaşağı etme hedefinin, son derece tehlikeli olduğunu belirtti. Putin gibi uzun yıllardır başta olan güçlü bir liderin Rusya’yı bir arada tuttuğunu hatırlattı. Onu alaşağı etmenin ve bunun sonucunda Rusya gibi güçlü bir ülkede oluşabilecek yönetim boşluğunun, dünya için çok büyük tehlikelere sebep olabileceğini söyledi.

Viktor Orban ayrıca, Ukrayna’ya tarihte birçok Macar’ın göç ettiğini ve orada yüzbinlerce Macar’ın yaşadığını söyledi. Binlerce Macar’ın Ukrayna ordusuna katılarak savaştığını ve bu yüzden de Macaristan’ın oradaki savaşın durmasını ve Rusya ile masaya oturarak barış konusunda antlaşmaya varılmasını, bu savaşa ve kayıplara bir an evvel son verilmesini istediğini belirtti.

Macaristan Başbakanına göre şu anda içinde bulunulan durum çok tehlikeli. Her an için üçüncü dünya savaşı patlak verebilir. Yani bu, dünyadaki herkesin tehlikede olduğu anlamına gelmekte.

Televizyon sunucusu, siyasi yorumcu ve yazar Tucker Carslon, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile röportaj yapıyor (Fotoğraf: Youtube ekran görüntüsü)

Tek Çare Trump

Röportajın devamında Tucker Carslon “Eğer siz NATO Genel Sekreteri olsaydınız ne yapardınız” şeklinde bir soru yöneltti. Viktor Orban ise “Barışı sağlardım ve Trump’ı geri getirirdim” yanıtını verdi.

“Trump’ı geri getirmek tek çare. Anlıyorum, bazıları ona karşı ön yargılı. Tuhaf olduğunu düşünüyorlar ancak geçtiğimiz yılların en iyi dış politikasını Trump yönetiminde gördük. O hiçbir savaş başlatmadı. Kuzey Kore, Çin, Rusya.. hepsiyle iyi politikalar yürüttü. Ortadoğu politikası da gayet doğruydu. Suudi Arabistan ve İsrail’in barış antlaşması imzalamalarına vesile oldu. Bazı eleştirmenler, onun dünyayı anlayacak kapasiteye ve yeterli eğitime sahip olmadığını söylüyorlar fakat bu asla doğru değil. Trump’ın yaptıklarına bakın; hepsi yerinde hamleler. Trump ABD başkanı olsaydı, Rusya Ukrayna’ya savaş açmaya cesaret edemezdi. Trump batıyı ve tüm dünyayı kurtarabilecek olan adam. Buna tüm kalbimle inanıyorum” dedi.

Ukrayna’nın NATO’ya Girmesi Gerçekçi Değildir

Röportajın devamında Tucker Carlson, Kamala Harris’in Ukrayna Başbakanı Volodimir Zelenski’ye yönelik ‘sizi NATO’ya almak istiyoruz’ ifadesini hatırlattı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban “Bu çok eski bir mesele. Bu ilk defa 2008 yılında, Romanya Bükreş’teki NATO toplantısında dile getirildi. O zaman Avrupalı birçok ülke kararsızdı ve büyük bir fırsat kaçırıldı. Çünkü o dönemde Rusya çok zayıftı ve fırsat vardı. Fakat şimdi Rusya güçlendiği için, bu söz konusu değil. Bu herkes için tehlikeli olur. Washington ve Dünya için tehlikeli olur. Ukrayna’nın NATO’ya girmesi gerçekçi değildir” dedi.

Son olarak Tucker Carlson “Siz ülkenizdeki son seçimleri kazandınız. Trump’a yapıldığı gibi, rakiplerinizi sahte belgeler ve iddialar ile alaşağı edip, cezaevine atmayı hiç düşündünüz mü?” sorusunu yöneltti. Viktor Orban: “Bakın, bizim ülke tarihimizde her şey dört dörtlüktü diyemem. Fakat biz, tarihimizde asla buna benzer bir şey yaşamadık. Evet, kavga edebiliriz, tartışabiliriz, ancak ABD’de olanlar gibi bir şeye asla başvurmayız. Bu komünist yöntemleri andırıyor. Yani.. yargıyı bir rakibe karşı kullanmak.. Bunu eskiden komünistler yapardı. Bu, son derece komünist bir yöntem. Bakın biz de bazen farklı fikirlere sahip olabiliriz. Ülkenin gidişatı ile ilgili, ideoloji ile ilgili, ayrı düştüğümüz noktalar var. Fakat biz asla böyle yöntemler kullanmayız. Bu tür yöntemler ülkeyi ayrıştırıp böler, bizim istediğimiz ise ülkenin birliğini ve bütünlüğünü sağlamaktır” diye cevap verdi.

Viktor Orban’ın Röportajı Bize Ne Anlatıyor?

Viktor Orban’ın röportajı Trump’ın dünyada dengeli bir politika izlediği ve Biden yönetimin ne denli kötü politikalar yürüttüğüne dair fikir vermesi açısından önemli görülüyor. Biden yönetiminin ABD’de başa gelmesi ile dünyanın birçok yerinde krizlerin ve savaşların baş gösterdiği biliniyor. Ortadoğu’daki çatışmaların alevlenmesinin yanı sıra Ukrayna savaşı, Afganistan’da Taliban’ın başa gelmesi ve Yunanistan’ın bir silah yığınağına dönüştürülerek Türkiye’ye karşı tehdit haline gelmesi, bu duruma verilebilecek örneklerin başında geliyor. Biden yönetiminin Türkiye’ye F-16 vermezken, Yunanistan’a her türlü desteği sağlayıp, her türlü silahı vermesi, Türkiye için büyük bir tehdit ve provokasyon olarak görülüyor.

Trump’ın Türkiye politikası da tamamen farklıydı. Trump Türkiye’yi birçok konuda desteklemişti. Türkiye’nin S-400 füzeleri almasının önceki Obama yönetiminin suçu olduğunu, Türkiye’nin bir NATO üyesi ve müttefiki olduğunu ve haklı olarak hava savunma füzeleri talep ettiğini, fakat ABD hükümetinin Patriot hava savunma sistemlerini Türkiye’ye satmadığını söylemişti.

Ayrıca Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in, kameraların önünde Trump’a Türkiye’yi şikâyet ederek Yunanistan’ın buna karşılık vereceği imasında bulunması üzerine Trump, “Türkiye’nin güçlü bir ordusu var. Siz saldırırsanız onlar da karşılık verecektir” yorumunda bulunarak tarafsızlığını ortaya koymuştu.

Şu anda pek çok önemli stratejist ABD’nin iyi yönetilmediğini ve ABD’nin mevcut politikalarının dünya barışı ve insanlığın geleceği için büyük tehlike olduğunu ifade ediyor. Tek çareyi 2024 yılında Trump’un tekrar başkan seçilmesi olarak görüyor.  Trump birkaç gün önce basın önünde yaptığı bir açıklamada: “Tekrar başa gelip bütün bu pislikleri temizleyeceğim. Bana iftira atarak, tekrar başkan olmamı engellemek istiyorlar. Baştakilerin çıkarları için yapmayacağı bir şey yok. Şimdi yeni bir Covit-19 varyantını bahana ederek, dünyayı tekrar kapatmayı planlıyorlar. Çünkü buna ihtiyaçları var. Dünyayı kontrol etmek istiyorlar, fakat biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.