Sencer Solakoğlu hem hayat hikayesi hem de yaşama bakış açısıyla tarımda ezberleri bozan bir çiftçi. 2009 yılında Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Feyz çiftliğinin kuran ve aynı zamanda Türkiye Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği’nin (TÜSEDAD) başkanlığını yapan Solakoğlu İrfan Donat ile yaptığı ropörtajda Türkiye’deki tarım ve tarımın geleceği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Tarımsal sayım şart
Tarımdaki kronik sorunlar nasıl çözülür? Bu işler nasıl düzelir? sorusuna cevaben Solakoğlu ”Bizim mevcut durumumuzu anlayabilmemiz için ülke genelinde tarımsal sayım yapıp, envanter çıkarmamız lazım. Sonra ülkemiz için stratejik ürünlerin belirlenmesi ve buna göre planlama yapılması gerek. Bölgesel üretim modelleri geliştirip, sadece üretim değil satış ve pazarlama stratejisi de oluşturulmalı. Akabinde eksikleri belirleyip çözüm bulunmalı (dikey tarım, topraksız tarım vs.). Çiftçinin önünü görebilmesi için ürünler daha ekilmeden sözleşmeli tarım ile satış fiyatının belirlenmesi şart. Verimli üretim için kırsal eğitim seferberliği başlatılmalı. Verimsiz üretim kaynak israfıdır. Ne pahasına olursa olsun verimli üretim yapan hiçbir üretici zarar etmemelidir. Model, ithalat değil üretim odaklı olmalı.” dedi.
Gelişmiş ülkelerin hükümetleri kaliteli gıda için tarıma yatırım yapıyor
Türkiye’de tarımın, istihdam, ihracat ve ulusal gelire yaptığı katkı ile önemli bir sektör olduğunu belirten Solakoğlu, son bir kaç on yıl içerisinde dünyadaki ekonomik dalgalanmalar sürecinde tahıl ürünleri başta olmak üzere birçok tarım ürününde (özellikle hayvansal ürünlerde) fiyat katlanmaları gözlendiğini ifade etti. “Dünyadaki çoğu gelişmiş ülkelerin hükümetleri kaliteli gıda için tarıma yatırım yapmaktadır.” diyen Solakoğlu, “Günümüzde dünya çapında organik tarım ilgi görüp, tercih edilse de pahalı olması nedeniyle sadece gelir düzeyi yüksek kişilerce tercih edilmektedir. Yine bu tür tarımın dünyadaki en büyük destekçisi Avrupa Birliği’dir.”
Gıda savaşları ve kıtlıkla yüz yüze kalacağımız gerçeğini göz ardı etmemeliyiz
“Türkiye gibi gelişmekte olan ve birçok 3. dünya ülkelerinde ise gelecekte, fiyatların çok daha fazla katlanması nedeniyle gıda savaşları ve kıtlıkla yüz yüze kalacağımız gerçeğini gözardı etmemeliyiz.” diyen Solakoğlu, biran önce Türkiye’nin tarımda kendi kendine yetebilen bir ülke haline gelmesi gerektiğini vurguladı. Bunun olabilmesi için acilen tarım sorunlarının yanında uygulanan yanlış tarım politikalarının da ivedilikle düzeltilerek çözüm yolları sunulmasının sürdürülebilir tarım için önem taşıdığına dikkat çeken Solakoğlu, “Tarıma yapılan yatırımlardan en büyük payı, buğday, mısır, pirinç, soya ve süt almaktadır. Özellikle tarımdaki makineleşme ve yapay gübre kullanımı, zehirli böcek ve haşaratlara karşı kullanılan ilaçlar (bu haşaratların zararlarını büyük ölçüde engellese de) bu ilaçların kullanımı çevreye büyük zararlar vermekte ve su kirliliği başta olmak üzere önemli sorunlara yol açmakta, bu ilaçlar doğal dengeyi bozmakta ve çevreye zarar vermektedir.” dedi.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.