Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada Kanal İstanbul’un yapılacağını yineledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli’nde konuşma yaparak halka seslendi.
Hizmetin önemini dile getiren Erdoğan;
“Şayet yaşadığınız topraklara, mensubu olduğunuz millete tutkuyla bağlı değilseniz, muhakkak arkasına gizlenecek bir bahane bulursunuz. Bunun için atalarımız ne güzel söylemiş; ‘Her vakte bir bahane bulur binamaz olan.’ Bin bahane bulur namazsız olan. Çalışmakta, üretmekte, millete ve ülkeye hizmet etmekte gözü olmayan siyasetçi de bir sürü bahane üretir. Bu tipler ne hizmet ederler ne de hizmet edene izin verirler. Eskaza ellerine geçirdikleri imkanları da mega projelere taş koymak için kullanırlar. Bu tarz şahıslara, hayatın hemen her alanında hepimiz rastlıyoruz ancak Türkiye’de takoz siyasetinin kurumsallaştığı tek yer vardır. Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle ‘CHP bu ülkenin başına gelmiş en büyük felakettir.’ Hizmet etmek istersiniz, karşınıza ilk CHP dikilir. Yasakları kaldırmak istersiniz, karşınızda yine CHP’yi bulursunuz. Havalimanı, otoban, köprü, metro yapmak istersiniz, herkesten önce CHP karşı çıkar. Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıklı konut yaparsınız, karşı çıkan yine CHP’den başkası değildir.” şeklinde konuştu.
“Son 17 yılda tek bir eser yoktur ki CHP karşı çıkmasın. Takoz koymaya çalışmasın. Marmaray’dan Avrasya Tüneli’ne, Osmangazi, Orhangazi Köprüsü’nden İstanbul-İzmir otoyoluna kadar her projemize mani olmak istediler. Ülkenin ve milletin faydasına olacak hiçbir çalışmanın içinde yer almadılar. Biz bu köprüleri onlara rağmen yaptık”
“Kimi zaman mahkeme kararlarıyla kimi zaman sokak olaylarıyla hep bize engel çıkardılar. Bugün de aynısını Kanal İstanbul projemizle ilgili yapıyorlar. Hiçbir bilimsel, mantıklı, makul açıklaması olmayan iddialarla projeyi daha başlamadan bitirmeye çalışıyorlar. Maalesef aynı tavrı bugün, ön gösterim araçlarını tanıttığımız Türkiye’nin Otomobili ile ilgili de sergilediler. CHP’ye müzahir yayın organları projeyi kötülemek için son bir haftadır adeta seferberlik ilan ettiler. Daha aracı bile görmeden; kimi zaman farını, kimi zaman aynasını, kimi zaman butonunu bahane ederek, içlerindeki kin ve nefreti ortaya döktüler. 60 yıl önce Devrim otomobiline karşı ne söylendiyse bugün aynısını Türkiye Otomobili içini de söylediler. Bak ne diyorum; Devrim otomobiline karşı çıktınız, bu da devrin otomobili bunu böyle bilesiniz”
“Çıkmış ne diyor biliyor musunuz? ‘O parayı insana harca.’ Kanal İstanbul kim için? Onlar insan için değil mi? İnan, buna sor, insan nedir veya insan kimdir? Bunu bize tanımla. Onu bile tanımlayamaz. Bihaber. Zira insan kıymeti anlasaydı, SSK’nın başında olduğu zaman insana değer verirdi. Bunlar SSK’nın başında olduğu zaman insana değer mi verdiler. SSK’yı batıran bu değil mi? Bitti ya olay bu kadar basit ama ne yazık ki bunların yandaşı olan medya bu zata hiçbir zaman bunun hesabını sormadı. Niye? İdeolojik. Ama biz, tuttuk şehir hastanelerini yaptık. Şimdi bu şehir hastaneleri de onları çıldırtıyor. Diyorlar ki ‘Bu kadar büyük hastanelere ne gerek?’ Onu da söyleyeyim sana. Tekrar Kanuni’den sana bir tokat; ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ İşte insana nasıl baktığımızı anladın mı? Ne demiş Kanuni? O Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’yi bir sağlıklı nefese feda etmeyi göze almış. Biz böyle bir ecdadın torunuyuz. Ne anlarsınız sağlıklı bir nefesten. İnsan kadri bilmekten ne anlarsın.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.