İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakkında çeşitli iddialarla gündemde olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “kenara çekilmesinin faydası olduğunu” söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, partisiinin grup toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için kenara çekilmesinin faydalı olacağını söyledi.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, (Kovid-19) salgını dolayısıyla hükümetin açıkladığı tedbir ve yasakları eleştirerek kararların bilimsel bir temeli olup olmadığını sordu ve “Bilim kurulunun bu konuda bir çalışması olmuş mudur? Yani bilim kurulu, ‘Saat 10’dan sonra dışarı çıkma yasağının getirilmesi, virüsün yayılmasını engeller’ demiş midir? Yoksa, bu kararlar göz kararıyla, Sayın Erdoğan’ın kendi keyfine göre, ‘dostlar alışverişte görsün’ diye aldığı kararlar mıdır?” şeklinde konuşmasına başladı.
Akşener, bu haftaki konuşmasında müzisyen Burhan Şeşen’i kürsüye çağırdı.
Şeşen konuşmasında “Müzisyenler özel insanlar. ben hala bir şarkıyla dünyayı güzelleştireceğimi düşünüyorum. Bir ayrılık sonrasında veya bir aşk acısında hiç mi bir şarkının size tesellisi olmadı?” ifadelerine yer verdi ve “Gözünü yumma, müziğe sahip çık. Gözünü yumma, sahneye sahip çık” dedi.
Şeşen’den sonra tekrar kürüye çıkan İYİ Parti lideri, “Bize göre uygar ülkelerin, en önemli güçlerinden biri de sanattır. O nedenle sanata ve sanatçımıza sahip çıkmalıyız. Sanatçılarımızın çilesini biliyoruz. Dertlerinin takipçisiyiz. İktidar çözmezse, biz geleceğiz, biz çözeceğiz. Hiç merak etmeyin” şeklinde konuştu.
Rize’de kendisi ve partisine yönelik saldırı sonrası Cumhurbşakanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı “Bunlar daha iyi günlerin” ifadesine yanıt veren Akşener, şunları kaydetti:
Biliyorsunuz Sayın Erdoğan geçen haftaki grup toplantısında Rize’deki provokasyonun azmettiricisi olduğunu itiraf etti. Daha başka planları da olacak ki “Bu daha iyi günleriniz” diye ekledi. Bu vesile ile kendisine Rizeliliğini, Rizeli bir ailenin oğlu olduğunu da hatırlatmış olduk çok gururluyum. Sayın Erdoğan, madem Rizelisin o zaman Rize’ye sahip çıkacaksın kardeşim. İkizdere’yi korumak için canla başla mücadele edenlere destek olacaksın. Madem Rizelisin, gelin hanımın adım atmasını beklemeyeceksin, önce sen davranacaksın. Rize’nin doğasını birkaç rantçıya yedirmem diyeceksin. Madem Rizelisin İstanbul’a ihanet ettiğin gibi Rize’ye ihanet etmeyeceksin.
Çay üreticisinin sıkıntılarına değinen Akşener, şu ifadeleri kullandı:
Son 5 yılda çay ithalatı arttıkça arttı, ihracatımız ise yüzde 30 düştü. Sayın Erdoğan’ın hemşerileri daha az, başka ülkelerin çay üreticisi daha çok kazanıyor. 10 yıl önceki 100 liranın değeri bugün 280 lira. Aynı 10 yılda, sayın Erdoğan’ın maaşı 3 kat artmış, işçi maliyetleri 4 katına çıkmış ama 10 yılda çaya verilen destek dolar bazında azalmış, türk lirası bazında ise sadece 1 kuruş artmış. Böyle haksızlık, vicdansızlık olur mu? Rizeli sayın Erdoğan, muhterem kayınbirader, İkizdere’nin güzelim ormanlarına taş ocağı açmaya çalışan hem de Rizeli olan malum müteahhite bir otoyoldan bir yıl için 2 milyar 150 milyon lira garanti ödemesi yaptı. Buradan ilan ediyorum Rizelilere sahip çıkmaya devam edeceğim, hiç kusura bakma milletimizin yanında durmaya devam edeceğim. Sen daha dur, senin deyiminle bunlar daha iyi günlerin. Milletin gerçekleriyle daha çok yüzleşeceksin.
Akşener, konuşmasın son kısmında organize suç örgütü lideri olmak suçlamasıyla hakkında yakalama kararı olan Sedat Peker’in Türkiye’nin gündemine oturan videolarına değindi.
Akşener, şunları söyledi:
Sayın Erdoğan, bu işler öyle bir kişinin çıkıp ortaya kefalet koymasıyla olmaz. Bu işler şeffaf ve adil şekilde yönetilen yargı süreçleriyle olur. Seni bir kez daha devlet ciddiyetiyle ve makamının sorumluluğuyla çalışmaya davet ediyorum. Bu önemli mevkilerde olanların dedikodu usulü iş yapması, başında bulundukları o bakanlıkların, Adalet Bakanlığı’nın hakimi savcısı, İçişleri Bakanlığı’nın kolluk kuvvetleri birbiriyle çalışmak zorundadır. Bu nasıl bir devlet yönetme anlayışıdır?
Bunu samimiyetimle söylüyorum. Bakın durum tahmininizden vahim, vahim, vahim. İçişleri Bakanı’nın kenara çekilmesinde fayda vardır. Delilleri toplayacak kolluk kuvvetlerinin rahatlaması için, adalet mekanizmasının gölgesiz işletilmesi için bu şarttır. Benim Sayın Süleyman Soylu ile ilgili herhangi bir alerjik tutumum söz konusu değildir. Kendisi benim babamın oğlu değildir. Devlet aile ilişkisi biçiminde yönetilmez. Görevini yaptığı zaman alkışlarız, yanlış yaptığı zaman eleştirimizi söyleriz.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.