Rusya-Ukrayna Krizi: Çin İkilemde
Çin Hükümeti, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma nedeniyle bir ikilem içeresinde.
Başkan Xi Jinping döneminde Çin, her iki ülke ile ilişkilerini geliştirdi ve güçlendirdi.
Pekin, Rusya-Ukrayna krizini taraf olmadan çözmek için defalarca diyalog çağrısında bulundu. Aşağıda, ilgili ülkeler arasındaki ilişkilere daha yakından bakacağız.
Son zamanlarda Çin-Rusya ilişkileri yoğunlaştı.
Xi Jinping, salgından bu yana ilk kez Pekin Kış Olimpiyatları’nın açılış töreni öncesinde Rus lider Putin ile bir araya geldi. Burada, pandemi, enerji, ticaret ve teknoloji v.s. gibi bir dizi konu hakkında konuştular. Görüşmenin ardından bir dizi anlaşmaya varıldı. Buna yeni bir gaz anlaşması dahil. Anlaşmaya göre, Rusya önümüzdeki dönemde, Çin’e yeni bir boru hattı aracılığıyla yılda 10 milyar metreküpten fazla gaz tedarik edecek. Bu da, Çin’in 12 yıldır devam eden bir süre zarfında, Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olmaya devam ettiği anlamına geliyor.
Bu durumu, Çin Ticaret Bakanlığı’ndan bir yetkili, geçen Aralık ayında düzenlediği basın toplantısında teyit etmişti.
Gümrük verileri, Çin’in enerji ve mineral ürünleri ithalatının yüzde 70’inin Rusya’dan temin ettiğini gösteriyor.
Dustin Walker, American Enterprise Institute’da konuk araştırmacıdır. “Voice of America” ile yaptığı röportajda, olası bir Rus-Ukrayna çatışmasının Pekin-Moskova ilişkilerini de zorlayacağı ve test edebileceğini söyledi.
Çin, kendi ekonomisini cezalardan korumak için Batı yaptırımlarına katılmaya karar verirse, Moskova Pekin hakkındaki fikrini değiştirebilir ve Çin Hükümetini güvenilmez bir ortak olarak görebilir. Rusya’nın yanında yer almak, Çin’in aleyhine bir durum olabilir.
Çin’in Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmalar sırasında geride durması sebepsiz yere değil. Rusya’nın yanında yer almak, Pekin için büyük kayıplar anlamına gelebilir.
Çin’in, nüfusunu beslemek için Ukrayna’dan gelen mısıra ve buğdaya ihtiyacı var. Çin, 2011 yılında Ukrayna ile stratejik bir ortaklığa girdi. Ukrayna dünyadaki en verimli topraklardan bazılarına sahiptir. Bunlar, ülke yüzeyinin üçte ikisini oluşturuyor. Her yıl yüz milyon tondan fazla tahıl ithal eden Çin için ortaklık vazgeçilmez gibi görünüyor.
2013 yılında Çin, tahıl ekimi ve domuz yetiştiriciliği için yaklaşık 100.000 hektar Ukrayna ekilebilir arazisini 50 yıllığına kiralamak için bir sözleşme imzaladı. Çin’in hedefi, yaklaşık 3 milyon hektarlık Ukrayna tarım arazisinin ortak kalkınmasıdır. Peki Ukrayna bunun karşılığında ne alıyor? Bu bir takastır. Ukrayna tarım arazisi sunarken, Çin karşılığında teknoloji sağlıyor.
Anlaşma şartlarına göre, mahsuller tercihli fiyatlarla Çin’e ihraç edilecek. İşbirliği anlaşması, bunun ‘Çin’in gıda güvenliği programının önemli bir parçası’ olduğunu belirtiyor. 2018’den bu yana, ABD-Çin ticaret savaşı, Pekin’i Ukrayna ile ikili ticareti genişletmeye teşvik etti.
Geçmişte Çin’in mısır ithalatının yüzde 100’ü ABD’den geliyordu. Ancak 2019 itibariyle, bunun yaklaşık yüzde 80’i Ukrayna’ya taşındı. 2020 yılında Çin, Ukrayna’nın en büyük ikinci tahıl ihracat pazarı ve böylece en büyük ticaret ortağı oldu.
Çin’in ABD ile çatışmasının yanı sıra Avustralya ile yaşanan sorunlar da rol oynuyor. Bu da Ukrayna ile olan ortaklığı daha önemli hala getiriyor. Çin’in bu ülkeler ile arasındaki ticaret çatışması, Ukrayna’yı Çin için önemli bir buğday ve kömür kaynağı haline getirdi. Ukrayna’dan gelen kömür, geçen yıl Çin’in toplam kömür ithalatının üçte ikisini oluşturdu. Ayrıca Ukrayna, Pekin’in “Kuşak ve Yol” altyapı girişimi için de önemli bir ortaktır. Ülke, Çinli şirketler için Avrupa’ya köprü görevi görüyor.
2020 yılında Çin ve Ukrayna Yeni İpek Yolu Anlaşmaları imzaladı. 2021’de altyapıyı geliştirmek için başka anlaşmalar da imzaladılar.
Yani; Çin şu anda zor bir kararla karşı karşıya, kimi desteklemeli, Rusya mı Ukrayna mı? Yoksa hiç mi? Pekin ne karar verirse versin, ülkeye zarar verebilir.
Haber: NTD News
Çeviri: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.