Fiziksel ve Duygusal Dağınıklık
Kısa bir süre önce, bir emlakçı yıllık mahalle garaj satışı planlarını açıklayan bir broşür bıraktı.
Broşürde: “Bunu gelmiş geçmiş en büyük satış yapmak için bize katılın!” yazıyordu.
Colorado’ya taşındığımızdan beri bu her sene yapılan ritüele hiç katılmadık. Bu yılki planımız da farklı değildi. Dürtüsel bir alışveriş tutkunu için eşyaların yeni ya da “özenle kullanılmış” olmasının pek bir fark yaratmanıdığını zor yoldan öğrendim. İhtiyacım olan son şey, evimizde aşırı yer kaplayacak olan komşularımızın fazla eşyalarıydı.
Broşürü çöpe atarken, sokağın aşağısında yaşayan bir aileyi gözümde canlandırmadan edemedim. Garajlarında o kadar çok eşya var ki kapıyı zar zor kapatabiliyorlar. Her yıl o gün, bir günlük bu büyük etkinlik için her şeyi ön bahçeye sererler. Sonra, güneş batarken, her şeyi tekrar yerine sıkıştırmak için insan ayakkabı çekeceklerine dönüşürler ve gelecek yıl aynı dönem gelene kadar kadar burada kalırlar.
Yazar ve temizlik uzmanı Don Aslett (“Clutter’s Last Stand” Writers Digest Books, 1984), onlarla ilgilenmek çok fazla zaman gerektirdiğinden kullanılmayan şeylerin bizim özgürlüğümüzden çaldığını söylüyor. Evlerimiz, çekmecelerimiz, dolaplarımız, araçlarımız o kadar kalabalık ki nefes alamıyoruz. Bundan daha kötü olan şey ise, zihnimizi, duygularımızı ve ilişkilerimizi de sıkıcı ve hareketsiz hale getiren şeyler.
Bir fincan kahve doldururken, aklım garaj satışı modunda takılı kaldı. Yılda bir kez sadece evlerimizi değil, hayatımızı da karmaşık hale getiren her şeyi boşaltabilsek güzel olmaz mıydı?
Endişe
Her zaman kötü bir şey değildir. Endişelenirseniz ve bir eylem planının gerekli olduğunu kabul ederseniz ve harekete geçerseniz, endişe eylemi tetikleyebilir. Ancak endişe, hayal gücünüzü her türden korkunç olasılıkla doldurabilir ve gerçek bir travmanın tüm zararlı kimyasal ve fiziksel değişimleriyle de bunu destekleyebilir.
Uzmanlar, endişelendiğimiz çoğu şeyin asla gerçekleşmediğini söylüyor. Bu, asla kullanmadığımız şeylerden kurtulmanın evlerimizi ferahlatması gibi. Zararlı endişelerden kurtulmanın da zihnimizi ve ruhumuzu temizlemenin iyi bir yolu olduğu anlamına gelir.
Şiddetli Arzu
”Hemen sahip olumam gerek” tavrına sahipseniz, özlem duyma dönemlerinin yerini anlık hazlar alır. Ve bu çok kötü çünkü özlem karakteri oluşturur. Beklemek zorunda olmak bizi güçlü ve esnek yapar. Bize sabrı öğretir.
Ancak aşırı uç noktada, özlem korkunç derecede yıkıcı olabilir. Açgözlülüğe ve kıskançlığa dönüşebilir. Elinizde olmayan şeylere odaklanmak, memnuniyet duygunuzu sizden çalar çünkü kalbiniz ve zihniniz gelecekte sıkışıp kalır ve her zaman her şeyi elde etmeye çalışır.
Sahip olmadığınız şeyleri istemekle o kadar meşgulseniz şimdiki anın neşesinden fedakarlık ediyorsunuz demektir ve bu bir problem. Kurtulmanız gereken dağınıklık budur.
Onay
Başarılı olma ve diğer insanlar tarafından onaylanma arzusu kötü bir şey değildir. Kişiliğinizi inşa edebilir. Ama hayatınız başkalarının beklentileri üzerine kurulu olduğunda ve sadece iyi olarak algılanmak için bir şeyler yaptığınızda, çizgiyi aştınız demektir. Başkalarının onayını almak, hayatınızı darma-dağın etmektir; duygusal dağınıklık yaratır.
Hayatınızda duygusal dağınıklığın nasıl bir biçim aldığını bilmiyorum ama şunu biliyorum: Onu toparlamak, dışarı çekmek ve ondan sonsuza dek kurtulmak için bugünden daha iyi bir zaman olamaz.
Yazan: Mary Hunt
Çeviri: Manolya Serra
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.