MHP Lideri Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni’nde Konuştu

Fotoğraf:MHP X

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 19. dönem Sertifika Töreni’nde konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu’nun19. dönem Sertifika Töreni’nde konuştu. Bahçeli, gündemdeki tartışmalı konularla ilgili konuştu.Konuşmasında son dönemdeki ‘hilafet’ tartışmalarına değinen Bahçeli, Galata Köprüsü’nde düzenlenen Filistin yürüyüşünde hilafet bayrağı açan şahsa yumruk atan Ege A.yı “meczup” olarak niteledi. Bahçeli, “Anıtkabir’de “Kahrolsun Cumhuriyet, şeriat gelecek” diyerek bağıran bir sapığın provokasyonu ile Galata Köprüsü’nde düzenlenen yürüyüşte Kelime-i Tevhid taşıdığını iddia ettiği masum insanımıza saldıran meczubun eylemi zaman itibarıyla tesadüf değildir” diye konuştu.

Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:”Türkiye Cumhuriyeti’nin rejim sorunu yoktur, olması düşünülemez” diyen Bahçeli, “Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli Marşı İstiklal marşıdır. Başkenti Ankara’dır. Hilavet tartışmasını istismar edenlerin hepsi birden hastalıklıdır. Aklı rehin alınmış neye hizmet ettikleri belirgin olan, partimizin sembolü olan 3 hilali kullananların hangi faaliyette olduğu görülmektedir. Devlete ve millete karşı siyaset yapılamaz. Yapılırsa siyasetle değil ihanetle anılacaktır.

Türk futbolunda olmayan şey futboldur. TFF süreci yönetemediği gibi, FB ve GS yönetimi süreci yönetememiştir. Süper Kupa finalinin oynanması için niçin Riyad’ın çekildiği kadar protokole neden uyulmadığı bir muammadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye demektir, istiklal, istikbal demektir, biz demektir.

En başta TFF Başkanı olmak üzere krize neden olan kim varsa kuru bir özürle hiçbir şey olamamış gibi davranamaz. TFF süreci yönetememiş, spor kulüpleri soğuk kanlı olmamıştır.


Türkiye’de diktatörlük olsaydı, Can Atalay davasıyla ilgili devlete meydan okuyanlar, bölücüleri destekleyenler, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek için vızır vızır ortalıkta gezenler nasıl tutunacaklardı. Diktatörlük olsaydı, cezaevindeki bir terörist Türk Devleti’ne nasıl ‘işgalci’ diyecekti. Anayasa Mahkemesi milletimizin gasp edilen haklarını nasıl savunacak? Bütün dayatmalara ve baskılara direnerek Türk adaletinin onurunu müdafaa eden Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin şerefli hakimlerini de yürekten kutluyor ve aldıkları bu kararı destekliyoruz.” ifadelerinikullandı.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.