Merhaba

Yanlış hayat doğru yaşanmaz.-Theodor Adorno

“Yazmaya başlayınca en güç şey samimi olmaktır.” demişti günlüğünde Andre Gide.

Bense samimi olmayan bir yazı yazmakta güçlük çekiyorum. İstiyorum ki kalem ruhumdan çeksin kelimeleri , düşüncelerim kağıdı rahmetin toprağı öptüğü gibi yağmurlasın. Hesapsız yazmayı seviyorum, arkama dönüp bakmamayı. Fiyakalı bir veda bakışında, artistik bir kapıyı çekişte samimiyet bulmuyorum.

Ben size hayatın sırrını vermeyeceğim sevgili okur, zaten bende de yok, olsa dükkan sizin. Ama belki ‘yaşamanın’, insana yakışır şekilde yaşamanın, birkaç sırrını birlikte keşfedebiliriz. Ya da yaşamayı daha değerli, daha anlamlı kılmanın yollarını birlikte yürüyebiliriz.

Ben sizin kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayamam sevgili okur. Ama size ‘kendinizi hissetmenizi’, kalbinizi hatırlamanızı sağlayabilirim. Ama peşin söyleyeyim bu işler biraz çaba gerektirir. Yani yüzmeyi kitaptan öğrenemezsiniz, video izleyerek başaramazsınız, illa o denize, havuza, göle… girmeniz, kulaç atmanız, su yutmanız gerekir.

Ben size iri laflar, sloganlar, genelgeçer klişeler, incir çekirdeğine ziyan cümleler söylemeyeceğim sevgili okur.

Dünya barışından, caretta carettaları korumaktan, fokların neslinin tükenmesinden, küresel ısınmadan, global savaşlardan bahsetmeyeceğim. Bunları konu edinen yeterince kişi var.

Ben insanın kendiyle savaşından, insan olma mücadelesinden söz edebilirim.

Yani ‘küçük’ meseleleri çözmeye cirmimce cüret edebilirim.

Artık hiç kimsenin hiçbir şeyi bilmediği bir dünyada değiliz, çoğu insan birçok şeyi biliyor, hatta bazıları her şeyi (!) biliyor. O yüzden ben size bilmediğiniz bir şey söylemeyeceğim. Ama belki unuttuğunuz, belki es geçtiğiniz , ıskaladığınız, üzerinde durmadığınız şeylerden bahsedebilirim.

Mesela teferruat dediğimiz şeylerden.

(Bahis açmışken , teferruatın ne olduğunu anlayalım. Teferruat, önemsiz demek değildir. Esasa ilişkin olmayan, detay demektir ve detaylar önemlidir aslında. Mesela gözlükte esas olan camdır, çerçeve teferruattır. Gözlük cam için alınır, çerçeve metal , plastik, kemik… olabilir, bunlar esası etkilemez. Ama çerçevesiz gözlük de olmaz.)

Şayet imkan bulursak haftada bir buluşacağız burada. Bir şarkı içimi, bir bulut geçimi sürede birbirimize yoldaşlık, rehberlik edeceğiz hayat denen bu karmaşık yolculukta. Yola bakacağız, yolculuğa, yolda önümüze çıkanlara, yoldan çıkanlara, yolu tıkayanlara, yoldan geçenlere, yoldan geçenlere bakanlara…

Kimi zaman bir mısranın peşine düşüp , mısranın ışık düşürdüğü anlamı hazmetmeye çalışacağız, kimi zaman bir ünlünün, ya da sıradan bir insanın hayatının bir dilimini zihnimize katık edeceğiz, kimi zaman bir fıkranın neşesinde soluklanacağız, kimi zaman yanlış anladığımız şeyleri onarmak için kan ter içinde kalacağız.

Yani yaşayacağız.

Geçenlerde izlediğim bir dizide karakterin biri: ”Zorlu bir mücadele bizi bekliyor.” demişti.

Esas oğlan şöyle cevaplamıştı: “Bütün mücadeleler zorludur, o yüzden mücadele denir.”

Temel’e sormuşlar; “Bir kadının eli neden öpülür?” diye.

Şöyle cevaplamış; “ E bi yerden başlamak lazım.”

Ne duruyoruz, başlayalım o zaman.

Merhaba!..

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.