Hayata Başlamak Hataya Başlamaktır

Ben eyledim sen etme
Kul kusursuz olur mu

Neşet Ertaş

Mükemmeliyetçilik diye bir tanımlama var; iri bir laf, kulağa milliyetçilik gibi tınlıyor. Kimi insanlar bilirim, kabara kabara, oturduğu koltukta kaykılarak “Ben mükemmeliyetçiyim arkadaş!” diye ahkâm keserler. Bunu bir maharet ya da karşı konulmaz bir kadermiş gibi ifade ederler. Üzülürüm böylelerine; acırım. Mükemmeliyeti bir insanı kastederek cümle içinde kullanmak bile ne büyük iddia, nasıl bir gaflet!

Tarih boyunca mükemmel bir insan yaşadı mı sizce? Bütün kararlarında tam isabet kaydeden, her sözü, her davranışı kusursuz olan, hiç hata yapmayan… Bildiniz, cevap: Hayır! İnsan hatadan berî değildir; bu mümkün değildir; tanrılık iddiasıdır. İnsanın çabası ve iddiası mükemmel olmaya çalışmak değil, içinde bulunduğu şartlarda elinden gelenin en iyisini yapmak olmalı. Fıkrayı bilirsiniz: İki arkadaş Afrika’da ansızın karşılarına çıkan aç, yırtıcı kaplandan dehşet içinde kaçmaya başlarlar. Biri diğerine: “Boşuna uğraşmayalım.” der. “Ne yapsak kaplandan hızlı koşamayız; sonunda yakalanacağız.” Diğeri şöyle cevaplar: “Kaplandan hızlı koşmaya çalışmıyorum, senden hızlı koşmam yeterli. Kaplan seni yakalarsa ben kurtulurum.” Kabul, örneği doğru seçememiş olabilirim – sonuçta ben de hatasız değilim – ama fıkradaki ikinci kişi, içinde bulunduğu şartlar altında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmakta, öyle değil mi?

Meşhur sözü bilirsiniz: “Her şey zıddıyla kaimdir.“ Bu söz “Her şey zıddıyla anlaşılır.” şeklinde de kullanılır. Öyle ya, karanlığın varlığı ışığın yokluğuyla, sağlığın değeri ise hastalık başa geldiğinde idrak edilir. Buradan hareketle, yanlışa düşmek doğruya yönelmenin, hata yapmak hatadan ders çıkararak kendini onarmanın başlangıcı olabilir. Hatalarımız tecrübedir bir yönüyle. Hatalarımız sonucunda başımıza gelen belalar da iyi birer öğretmene dönüşebilir. Bu durumu da “ Bir musibet bin nasihatten iyidir.” sözüyle atalarımız kayıt altına almıştır. Hata yapmak acı çekmeyi, utanç duymayı, üzüntüyü de doğurur; ama acı çekmenin, utanç duymanın, üzülmenin tamamen kötü bir şey olduğunu kim söyledi ki? İnsan olmak, olgunlaşmak, böyle duyguları yaşayarak gelişen bir süreçtir sonuçta. Hata, aynı zamanda, bağışlamak ve bağışlanmak kavramlarını da gündemimize taşır.

İlk hata, ilk insanla başlar, bilirsiniz. Cennette, yani hiçbir eksiğin, çirkinliğin olmadığı o ideal hayatta. İlk atamız önemli bir kuralı ihlal etmiştir yasak bölgeye sokulmakla. Ve bu yanlış biz insanların dünya macerasının / çilesinin başlama nedenidir. İnsan hayata başladığı andan itibaren hatayla da karşı karşıyadır. Hata / yanlış yapa yapa doğruya, en azından kendi doğrusuna ulaşmaya çabalar. Kaldı ki bunu da “deneme – yanılma yöntemi” adı altında sistemleştirmeyi de akıl etmiştir.

Kazankcakis’in ünlü romanı Zorba’daki karakterlerden, ihtiyar dul Madam Ortans ölüm döşeğindedir. Girit’in ileri gelenlerinden biri şu cümleleri söyler ona: “Senin hakkında zaman zaman ileri geri konuştuğum oldu; insanız, affet!”

Evet insanız, mükemmel değiliz, hata yaparız. Bundan pişmanlık duymak ve hatamızı telafi etmeye çalışmak bizi daha iyi insan kılar; belki o hatadan önce olduğumuzdan daha da iyi bir insan…

Ve affetmeyi de böyle öğreniriz; hem başkalarını, hem de kendimizi affetmeyi…

İnsan için hata, pişmanlığı da beraberinde getirir ve pişmanlık da fena bir şey değildir. Hatta Hadis-i Şerifte de şöyle buyurulur: “Her pişmanlık tövbedir.” Elbette insan pişmanlık ve üzüntü aşamasına takılmamalı, o girdapta vakit kaybetmemelidir. Hatasını anlayıp, gerekli dersi çıkarıp yoluna devam etmelidir. Öyle zamanlar gelir ki pişman olduğumuza da pişman oluruz; bu da insanın gelişmesi yönünde bir aşamadır.

Lafı uzatarak ayrı bir hataya düşmek istemiyorum. Özetle şu hususlar üzerinde düşünmemizi öneriyorum: Hatalar insan olmanın bir parçasıdır ve aslında insanı geliştirebilir. Hatalarımızdan dolayı elbette canımız sıkılmalı ama bu ruh halinde dönüp durmamalı, zaman kaybetmemeli, bir an önce doğruya yönelmeliyiz. Ve artık o yanlışı tekrarlamamalıyız.

Son sözü son devrin en büyük İslam bilgelerinden biri olan Abdulhakim Arvasi Hazretleri söylesin: “Ahmaklık, hatada ısrar etmektir.”

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.