Pazar/lık

Bu güzel pazar gününüzü bana ayırır mıydınız bayım?
Sizinle yeni bir pazar günü üretsek?
Şimdiye kadarki hiç bir pazar gününüze benzemese, pazar günlerinizin anlamı başkalaşsa…
İster miydiniz?
Zaten senede toplasan elli iki pazar günü var, onu da yalan dolan yaşıyoruz.
Ya da uyuyor, uyuşturuyoruz pazarlarımızı.

Gelin bir pazar/lık edelim sizinle.

Vazgeçin şimdiye kadar ne yaşadıysanız, üstelemeyin, üstü kalsın. Tamam, iyi kötü yaşadık. Tamam, acemisiydik yaşamanın. Neler olup bittiğini anlayana kadar yaşlandık.
Ama artık yeter, hesabı kapatalım. Hayata bir yerinden fena başlamışız ve ne çok yanlış anlamışız yaşamayı.
Böyle bir şey olmasa gerek yaşamak.

Modern çağ, tüketim alışkanlıkları, kapitalizm… Alışveriş merkezleri kültürü, ‘fitness center’lar ve konserve beyinlerde üretilen ve pazarlanan sanat… İçine hapsolduğumuz arabalarda rehin kaldığımız trafik keşmekeşi… Birine içimizi dökmek adına profesyonel yardım almak, dert anlatmak için para ödemek…
Aklımızın, insanlığımızın, medeniyetimizin bizi ulaştıracağı, bizi yüceltecek hayat tasavvurumuz buncacık mı?
-Hayır, cacıkla ilgisi yok sözlerimin, bir kez olsun düşünün, bir kez olsun doğru anlayın.-

Yani bütün bir kâinat, kozmos, evren, adına ne derseniz… Yani güneş ve yıldızlar, yağmur ve gökkuşağı… Her bahar kendini tazeleyen yapraklar yani, yani bir annenin doğum sırasındaki alnındaki boncuk boncuk terler… Yani bunca telaşı karıncanın ve bunca sükûneti yalçın dağların…
Biz böyle bir hayatı yaşayalım diye mi var?

Ölüm  diye bir gerçek var bayım, bunu tartışmayalım.
Ve ölümdür hayatı anlamlı kılan.

Ölüme rağmen yaşamaktır aslolan…

Hayat denilen şey ne kadar yaşadığınızla değil, ne yaşadığınızla ölçülür.

İlk izlenim için tek şansınız vardır, hayat için de öyle. Bir dahası yok.

Hakkını verelim bize sunulan hayatın, yaşadım diyebilelim yolun sonunda.

Yaşamak nefes alıp vermekten ibaret değildir.

Şuurla yaşamak diyorum bayım, şiirle yaşamak, kalbinle yaşamak, vicdanınla, ruhunla , her hücrenle …

….

Bir çocuğun gülüşünün peşine takılsak diyorum bayım, bir uğur böceğinin estetiğine.
Bu pazar bir yetimi anlamaya başlasak, bir yetim olduğumuzu anlasak.
Bir anneden dua alsak, gelinlik bir kızın umudu olsak.
Bir dedeye yeni bir baston yontsak, el ayak olsak…

Rahmet diye bir şey var bayım, duymuş muydunuz?
Rahmet diye bir şey, plazalarda pek farkına varılmaz… Bayım, yeniden başlasak olmaz mı?
Hem şunun şurasında kaç pazarımız var?

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.