Bu Şehir’de Çernobil İddiasına Rosatom’dan Cevap; Herhangi Bir Virüs Yok
Rusya’nın İran’ın Buşehir kentinde inşa ettiği nükleer santrale İsrail-Amerikan yapımı Stuxnet virüsü bulaştığı iddiasını Rosatom Sözcüsü Sergey Novikov yalanladı.
Uluslararası basında Rus nükleer bilim adamları halen Rusya’nın teknik kontrolünde olan santralde ikinci bir Çernobil faciasının yaşanabileceği uyarısı yaptığı yönündeki iddiaları cevaplayan Novikov, “Nükleer istasyonunun bilgi işleminde herhangi bir virüs yok. Santraldeki bilgisayarlar dış kaynaklardan tamamı ile izole edilmiş durumda…” dedi. Interfax’a konuşan Novikov elektrik enerjisi üretimine önümüzdeki dönemde başlayacak santralde herhangi bir takvim değişikliği olmadığını da vurguladı.
Amerikalı uzmanların da katkısı ile İsrail’in ürettiği bir yazılım olduğu iddia edilen Stuxnet virüsünün İran nükleer programının sürdürüldüğü Natanz bölgesindeki tesislerin bilgi işlemlerine bulaştığı kaydedilmişti. Uranyum zenginleştirme sistemini etkileyen virüsün yanlış veriler göndererek sorunların görülmesini engellediği ve uranyum zenginleştirmede kullanılan motorların daha hızlı dönmesini sağlayarak sistemin zarar görmesine neden olduğu belirtiliyor.
Uluslararası basında Natanz’daki virüsün benzerinin Buşehir’de de olduğu ve Rus uzmanların ikinci bir Çernobil faciasının yaşanabileceği yönünde Kremlin’i uyardığı bilgileri yer almıştı. The Daily Telgraph basit temel testlere rağmen, Rus uzmanların Buşehir nükleer santralin güvenliğini garanti etmediğini duyurdu. Gazeteye göre Rus uzmanlar, Kremlin’den en azından 2011 sonuna kadar üretim konusunda acele edilmemesini istediği kaydediliyor.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Stuxnet virüsünün İran’ın nükleer programını bir kaç yıl erteleyebileceğini ifade etmişti.
Almanlar tarafından ilk kez 1974’de inşasına başlayan Buşehir nükleer santral, İran devriminin ardından inşaat çalışmaları durdurulmuştu. Tahran’la santralin inşası konusunda anlaşma sağlayan Moskova eski alt yapının üzerine santrali kurdu. Santralin her aşamasında İran Atom Enerjisi Kurumu’nun (İAEK) izni alınarak ilerleme sağlanıyor. İran tarihi olarak değerlendirdiği santralin çalışmaya başlamasını, ‘düşmanlara karşı kazanılmış bir zafer’ olarak niteliyor.