Yaşayan İnsan Hazinesi Neşet Ertaş’a Veda
Bozkırın Tezenesi, Bozlak Ustası Büyük Ozan Neşet Ertaş, Kırşehir’de babasının mezarına defnedilecek.
Tedavi gördüğü hastanede dün sabah vefat eden Ozan Neşet Ertaş’ın cenazesi defnedilmek üzere, memleketi Kırşehir’e götürülmek için THY’ye ait tarifeli uçakla Ankara’ya getirildi.
Havaalanında gazetecilere açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “binbir renkli kültür gök kubbemizin en yüce direklerinden birisi” olarak nitelendirdiği Neşet Ertaş’ın, fani dünyadan ayrıldığını belirterek, “Bütün kalbimle şuna inanıyorum, sesiyle, sazıyla, sözüyle, şiiriyle, duygularıyla, muhayyilesiyle ülkelerin, toplumların kültür yaşamına büyük eserler katmış insanlar sadece bu yalan dünyadan ayrılırlar, ölmezler. Onu bugün gerçek anlamıyla ebediyete uğurladığımızı düşünüyorum, sonsuz rahmet diliyorum. Ailesine, bütün sevenlerine dayanma gücü, sabır diliyorum” dedi.
Neşet Ertaş’ın oğlu Hüseyin Ertaş ise “Bütün sevenleri sağ olsun, var olsun. O bizden çıktık artık” diye konuştu. Ertaş, babası Neşet Ertaş’ın cenazesine gösterilen ilgiden dolayı da teşekkür etti.
Babası saz ustası Muharrem Ertaş’ın oğlu olarak 1938 yılında Kırşehir’de doğan Neşet Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Neşet Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile bunu şu şekilde ifade eder; “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.“
Ozan Neşet Ertaş kimdir?
Neşet Ertaş, 1950’li yılların sonunda İstanbul’a gelerek ilk plağını “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adı ile babası Muharrem Ertaş’a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip eder. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara’ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya’ya gider. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya’da kalan Neşet Ertaş, 2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle sahne hayatına geri dönmüştür.
Demirel zamanında kendisine sunulan ‘devlet sanatçılığı’ ünvanını; “O dönem Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım“ diyerek geri çevirmiştir. Fakat halk büyük destek vermiş ve Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane olmuştur. Unesco tarafından yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüştür.
25 Eylül 2012 tarihinde Neşet Ertaş İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir.