Türk Turist Nepal’deki Dehşet Anlarını Anlattı
Arkadaşlarıyla tatil için gittiği Nepal’de depreme yakalanan Hazal Akkarpat dehşet anlarını anlattı.
Güney Asya ülkesi Nepal’in başkenti Katmandu’nun yaklaşık 80 kilometre kuzeybatısında meydana gelen 7.9 şiddetindeki binlerce insanın ölümüne yol açan deprem Nepal tarihinin 80 yılın en büyük felaketi olarak kayıtlara geçti.
İstanbul’da uluslararası bir firmada çalışan ve tatil için gittiği Nepal’de depreme yakalanan Hazal Akkarpat, yaşadığı o anları anlattı. 4 arkadaşıyla birlikte gittiği Nepal tatilinin ikinci gününde depremin yaşandığını söyleyen Akkarpat, “Tamamen turistik sebeplerden dolayı oradaydık. Dört kişi birlikteydik. O gün tapınaklar bölgesini ziyaret ettikten sonra otele döndük. Bizi şehir merkezine götürecek olan aracı beklerken otelde birbirimize fotoğrafları gösteriyorduk. Sanki dışarıdan traktör ya da bir römorkör gibi bir şey geçiyor zannettik. Sonra arkadaşım ayaklandı pencereye doğru gitti. Diğer arkadaşımı görmedim, arkamda kaldı. Karşımda oturan arkadaşımla bakıştık. Hemen o anda sehpanın altına doğru eğildik, anladığımız anda ‘deprem oluyor, hemen eğilin’ dediler. Ben masanın altına girdim. İki arkadaşım arkada kaldı. Sıvalar dökülmeye başladı. O zaman işin ciddi olduğunu anladık. Artık birbirimize, ‘deprem geçmesini bekleyip biter bitmez dışarı çıkıyoruz’ diye telkinde bulunduk. Deprem biter bitmez ben hemen çantamı alıp dışarı fırladım. Ayakkabı falan almadan çoraplarımla çıktım. Diğer arkadaşlarımın gelmesini bekledim. Bulunduğumuz yer şehir merkezinden biraz yüksek. Şehir merkezinden çıkan dumanı orada gördüm. O zaman gerçekten çok etkilendiğini anladık. Çünkü bizim etrafımızda aslında yıkılan bir yer olmadı” dedi.
“BİR YERE KIPIRDAYAMADIK”
Depremin ardından otel görevlilerinin çok soğukkanlı bir şekilde kendilerini yönlendirdiğini söyleyen Akkarpat, “Deprem sonrasında zaten artçılar olmaya devam etti. O yüzden bir yere kıpırdayamadık. Otelin interneti hala çalışırken ailemize haber vermek istedik. Büyük ihtimalle deprem haberi duyulmadan önce biz ailemizi aramıştık. Otel çalışanları çok bilinçliydi. Daha önce deprem yaşadıklarını zannetmiyorum ama süreci çok iyi yönettiler. Bizi güvenli alana yönlendirdiler ve binaya girmemiz ve onların gözü önünde durmamız konusunda bizi çok doğru yönlendirdiler. Konsolosluğu aramak aklımıza bekleme alanında geldi ve aradık. Ne yazık ki Nepal’de bir temsilciliğimiz yok. En yakın yer Yeni Delhi’de. Oradan bize ulaştılar. Onlarla telefonda görüştük. Onlar çok yardımcı olmaya çalıştılar. Bu arada çok teşekkür etmek istiyorum, telefon operatörümüz bize ücretsiz telefon açma hakkı verdi. Onun da yardımı oldu. Oradaki fahri konsolos bizi aradı ve havaalanına gitmemizi, şu anda orada uçak olduğunu ve bizi o uçağa aldırmaya çalışacağını söyledi. Biraz uğraşarak uçağa bindik. Sonrası zaten çok hızlı gelişti” diye konuştu.
“İNSANIN AKLINA İLK GELEN…”
Deprem sonrasında yaşadıklarını da anlatan Hazal Akkarpat, “İnsanın aklına ilk gelen ‘bir helikopter gelsin ip sallandırsın ve bizi oradan alsın’ en büyük beklenti oydu. Ama onun olmayacağını biliyorduk. En azından oraya giden ve kalkan uçak firmasının orada kaç tane Türk vatandaşı olduğunu biliyorlardı. Gerçekten çok az sayıda kişiydik. ‘Orada uçağımız var. Havaalanına gelin. Uygun olursa sizi uçağa alacağız’ gibi bir bilgi vermesini beklerdik. Nasıl ki telefon operatörü veya diğerleri ulaşabiliyorsa aynı şekilde havayolları firmasının da davranması gerçekten önemli. Bu şekilde davranmasını beklerdik. Gerçekten çok az kişiydik ve öyle bir beklenti vardı. Umarım bir daha böyle şeyler yaşanmaz. Ama yaşandı ve yaşanacak da. Başka yerlerde başka felaketler olabilir. Onun için söylüyorum. Bu şekilde davranılması gerekliydi” dedi.
İHA