Japonların Başarılarının Sırrı Uyguladıkları Yöntemde Gizli
Bir ağaç nasıl büyür, ya da bir başka canlı. Tohumdan ya da embriyodan. Bir bitkinin ya da bir canlının nasıl büyüdüğü gözle görülmez. Davranışlarındaki değişimden anlaşılır büyüdüğü. Bir gün bir bakarsınız küçük bir filiz yeşermiş toprağın üstünde, sonra ufacık çiçekler, derken yapraklar ve en sonunda meyve verir yavaş yavaş.
Ya da bir insan… En başında anneden başkası hissedemez onun büyüdüğünü. Belki ultrasonda görürsünüz kalbinin atışını. Küçük beyaz bir ışık kalbin atışıyla birlikte hareket halindedir. Dokuz ayın sonunda doğduğunda o hala küçüktür insanın gözünde. Geçirdiği onca değişime rağmen.
Bebeğin ne kadar hızla büyüdüğü gözle görülmez. En fazla hız birimi neyse bu dünyada , bebek ondan daha hızlı büyümektedir. Sonra bir gün ayağa kalkar, sıralamaya başlar derken adım atar. Yürür, koşar, boyu uzar. Dış görünümündeki ve davranışlarındaki değişim anlatır büyüdüğünü. Gelişim bir sırayı takip eder.
Aslında Japonlar da doğayı takip ederek o sihirli formülü bulmuşlar. Yaşamın küçük karelerden oluştuğunu keşfetmişler. Bir binayı inşa etmek için kullanılan küçük tuğlalar gibi. Daha büyük adımların küçük adımlardan oluştuğunu…
Yaşadığımız çevre, doğa en büyük öğretmen. Doğru yere bakabilene, görebilene tabi .ki ..
Japonlar öyle yapmışlar, çıplak gözle bakmışlar. Herhangi bir duygusallık ve inanç yüklemeden, olduğu gibi görmeye çalışmışlar. Öyle olduğu için de bu gün onların bunca yeni şeyi keşfetmelerini sağlayan KAİZEN metodunu bulmuşlar.
Nedir KAİZEN metodu? Kısaca küçük adımlarla gerçekleşen sürekli değişim. Yaşamın durmadan devam eden döngüsü gibi.
Bize Türkçe derslerinde öğretilen ancak sadece bir cümleden ibaret kalan ve anlamı üzerinde yeterince konuşulmayan ‘’damlaya damlaya göl olur’’ deyimi gibi.
Değişim bir anda gerçekleşmez. Onun için büyük değişimlerin küçük ve sürekli adımlarla olacağına inanılır. Bu metot kilo vermekten tutun, ekonomi yapmaya, bina inşa etmeye kadar her konuda işe yarar.
*Kaizen metodunda sorunu tespit ve kabul etmek önemli yer tutar.
*Başkalarına değil kendi problemlerine odaklanmak, sorunun tespit etmede önemlidir.
*Deneyim önemlidir, tek kazanç para değildir.
*Yapılacak iş için öncelikler önemlidir.
*Çok para gerektirmeyen işler seçilmelidir. Projeyi kalite, maliyet , üretim dağıtım gibi unsurlara dayalı yürütmelidir.
*PUKÖ yani planla, uygula, kontrol et, önlem al döngüsüne uyulmalıdır.
*Doğru çözümler saptanmalı uygulanmalıdır.
Kaizen metodu çalışanın kendisini değerli hissettirecek motivasyonunu arttıracak yönlere de sahip.
Bu metoda göre herkesin fikri değerlidir. Bir şirket düşünün, hangi konumda çalışırsanız çalışın, işle ilgili yeni bir fikriniz varsa bunu aracı olmadan en üst düzey yetkiliye direkt olarak iletebilirsiniz. Fikriniz mutlaka incelenir ve işe yarayacaksa hayata geçirilir.
Oradaki hiyerarşi bizdeki gibi dikey değil, yani işçi, memur, şef, müdür, başkan vs gibi değil, yataydır. Yani herkesin yaptığı iş önemli ve herkes bir şefe danışmadan müdür ya da başkan hatta genel müdürle görüşebilir.
Bu çalışanların motivasyonunu da arttırır. Herkesin hangi konumda olursa olsun, yaptığı en küçük işte bile bütüne katkısı olduğunu düşünürse kendisini değerli görmesine neden olur.
Kaizen metodu bana göre çocukluk yaşlardan itibaren çocukların gerek tutumlu olması gerekse yaptıkları işte azimli olmayı öğrenmeleri açısından eğitim metodu olarak da kullanılabilir. Yapılan yanlışların bir gün daha büyük sorunlara yol açabileceğini öğrenen çocuklar hata yapmama, yaptıkları hataları düzeltme ya da önlem alma, bozulmama, daha iyiye gitme konusunda daha duyarlı yetişebilirler.