Mersin Kültür Mozaği Toplum Gönüllüleri Projesine İlham Oldu
Toplum Gönüllüleri Vakfının (TGV)gönüllüleri tarafından çeşitli illerde projelendirilen ve ismine harekete geçme anlamında atak adı verilen kısa dönemli sosyal sorumluluk projelerinin bir tanesi bu sene Mersin’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin 123 yerindeki TGV örgütlenmesi tarafından her sene sunulan projeler arasından bu sene sadece dört tanesi kabul edildi ve bu proje de Mersin Toplum Gönüllüleri gençler tarafından yapılan Mersin Kültür Mozaiği projesi oldu.
Çatışma ortamında toplumsal barış düşüncesini hedefleyerek yola çıkan Mersin Toplum Gönüllüleri Mersin’in mozaik yapısını da göz önünde bulundurarak burada bir arada yaşayan kültürüler üzerine bir proje hazırladı. Projenin içeriğine Toplum Gönüllüleri Vakfı yetkilileri ile beraber son şeklini verdikten sonra katılımcıları belirleyen genç gönüllüler projelerini geçtiğimi günlerde gerçekleştirdi.
4 günde beş ayrı kültür ile buluşma
Projenin ilk gününde Türkiye’nin 40 ilinden gelen 42 üniversite öğrencisi gençle birlikte Mersin gönüllüleri Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından Mersin’in kültür mozağini yansıtan belgeseli seyredip ardından söyleşide bulundular.
Projenin ikinci gününde Kürt vatandaşların yoğun alarak yaşadığı Güneş mahallesini ziyaret ederek burada Dengbej kültürü de dahil olmak üzere Kürt vatandaşların kültürlerine v gelenek ve göreneklerine yakından tanık oldular.
Daha sonraki gün Kazanlı ilçesine giderek Arap Alevilerini ziyaret eden grup burada Arap Alevi topluluğunun kültürlerine ve inanışlarına tanık oldular. Pek çok insanın düşündüğünün tersine Arap Alevilerinin namaz kılmalarına ve diğer yanlış bilinen önyargıların aslında öyle olmadığına tanık oldular. Aynı gün içerisinde Katolik kilisesini de ziyaret eden gençler burada da bir söyleşi gerçekleştirdiler. Aynı günün akşamında da yöresel kıyafetleri içerisinde yapılan bir Kürt kına gecesine katıldılar.
Projenin 3. gününde Yörükleri görmeye İnsu yaylasında giden grup burada da Yörüklerin misafiri olarak hem Yörüklerin yemeklerini tattılar hem de Yörük kültürünü yakından tanıma fırsatı buldular.
Atağın son gününde ise katılımcılar Romanların kültürüne tanık olmak için Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu’nu ziyaret ettiler. Federasyon binasında başkan Ali Daylam ile sohbet eden genç gönüllüler burada Roman kültürü hakkında bilgi aldıktan sonra Roman kadınların çalıştığı kargı atölyesini gezdiler. Binaya geri dönen genç gönüllüler burada davul zurna eşliğinde Roman havasında göbek attıktan sonra Roman çocuklar ile bir araya gelerek bez üzerine renkli el baskısı yaptılar.
Önyargılı olduğum insanların yemeğini yedim, suyunu içtim
Atağın bitmesinin ardından bir araya gelen gençler dört gün boyunca yaşadıklarını paylaşmak için toplandılar. İsteyen her genç iki dakika konuşma alarak diğer gençlerle yaşadıklarını paylaştı. Gençler Mersin’de geçirdikleri zamanın ve bir arada olmanın gerçekten kendileri için çok güzel ve değerli olduğunu ifade ettiler. Gönüllülerden Canan Adıgüzel bu etkinliğin en önemli tarafının birbirlerinden öğrenip birbirlerine öğretmek olduğunu ifade ederken, Düzce’den gelen Ahmet Metin’in sözleri etkinliğin amacına ulaştığını gösterdi. Ahmet Metin; “Önyargılı olduğum insanların yemeğini yedim, suyunu içtim” diyerek bu etkinliğin önyargıları kırmakta ne kadar başarılı olduğunu gösterdi.
Kültürler arası etkileşimin gençler tarafından sahiplenilmesi harika
TGV Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Elektronik Bölümü öğrencisi Berk Kaya vakfın genel yapısının gençler ile birlikte ilerleyebilmesinin önemli olduğunu ve bu kadar dinamik ve değişken bir alanın da genç kalmasının önemli olduğunu belirtti. Bu sebeple TGV’nin mütevelli heyetinden gelen yönetim kurulunun yanında bir de sahadaki örgütlenmelerinin belirlediği temsilcilerden oluşan bir yönetim kurulu daha olduğunu ve kendisinin de bu kurulun bir üyesi olduğunu belirten Berk Kaya; “Kurumumuzun ilkelerini aslında gerçekten buradaki gençler yaşatıyor. Kültürler arası etkileşim ile ilgili böyle bir işi yapmaları bizi de çok etkiledi. Her ne kadar kültürler arası etkileşimi destekliyor olsak da buradaki gençlerin bu düşünceye bu kadar sahip çıkmaları bizi çok etkiledi. Farklılıklara saygı olarak adlandırdığımız şeyin birebir buradaki gençler tarafından yaşatıldığını, kendi etnik, dini veya ideolojik yapılarını geride bırakarak öncelik olarak gençlik adı altında birleşmeleri ve bunları bir çeşitlilik ve zenginlik olarak görerek ortak bir yapıda ve kollektif bir çabada ortaya koymaları çok harika. Bu projeyi bir sivil toplum örgütü ya da bir proje şirketi de yapabilirdi. Ama bütün bunların en ufak detayına kadar gönüllü gençler tarafından yapılması da bizim inandığımız değerlerin hala gençler tarafından sahip çıkıldığını gösteriyor. ” diyerek projeden duydukları memnuniyeti dile getirdi.