Türkiye’yi en çok yıpratan olayların ilk sıralarında yer alan darbelerden biri olan 12 Eylül darbesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi.
12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen askerî darbe, 12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, resmî isimlendirmeleriyle 12 Eylül 1980 Harekâtı veya Bayrak Harekâtı ismiyle tarihe geçiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleştirilen 12 Eylül darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde üçüncü müdahalesini yaşadı.
Önceki darbeler ise 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırası idi.
12 Eylül müdahalesi ile Başbakan koltuğunda bulunan Süleyman Demirel, görevinden alındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümsüz kılındı. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başlatıldı.
Dokuz yıl süren bu dönemde partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
2010 anayasa referandumunda, değişikliklerin kabul edilmesiyle 13 Eylül 2010 tarihinde çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve dernekler ile darbe mağduru kişiler 12 Eylül darbesini yapanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Bütün bu suç duyuruları toplanıp Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7 Nisan 2011 yılında ilk soruşturma açıldı. Darbenin üzerinden geçen 31 yıl sonunda açılabilen ilk soruşturmadır.
Dava sonucunda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK’nın “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Darbe Nedenleri
12 Eylül 1980 askerî darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler ve 6 Eylül günü Konya’da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği Kudüs Mitingi gösterildi. Konya mitingi olarak da bilinen bu mitingde topluluk İstiklal Marşı sırasında yerlere oturmuş ve İstiklal Marşı’nı yuhalamış, miting sırasında sürekli şeriat çağrısı yapılmış, devlet protesto edilmiştir.
12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel’in “70 sente muhtacız” sözü ile özetlenen dış ticaret açığındaki artış ve döviz darboğazı; işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile beraber ekonomik sebepleri oluşturur. Fabrikalarda grevlerin artması huzursuzluğu artıran nedenler arasındaydı.
12 Eylül öncesi ülkede ciddi bir güvenlik sorunu vardı. Yükseköğretim Kurumlarında değişik siyasi görüşler tarafından art arda basılır ve öğrencilerin üniversiteyi boykot etmeleri için baskı uygulardı. Darbe gününden bir gün önceki gazeteler Eskişehir’de kahvenin tarandığını ve bir kişinin öldüğünü, Ankara’da ev basan teröristlerin 2 kişiyi öldürdüğünü, Mersin’de sinema kuyruğunun tarandığını ve 4 kişinin öldüğünü, İstanbul, Gaziantep ve Malatya’da birer kişinin öldürüldüğünü yazar.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.