Avrupa Parlamentosu, Çin Halk Cumhuriyeti’nde uygulanan zorunlu organ nakillerinin kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Fransa’nın Strazburg kentinde Perşembe günü Parlamento kararı geçirildi. Parlamenterler uzun yıllar Çin devleti tarafından sistematik bir şekilde tutuklu insanlardan zorla organ alarak, devletin organ ticareti yaptığını ve bu iddia ile ilgili güvenilir kaynaklar olduğunu ifade ederek, endişelerini dile getirdiler. Uzun yıllar Çin devleti tarafından sistematik bir şekilde yürütülen, halen devam eden ve binlerce insanın öldürüldüğü bu işkencenin mağdurları başta Falun Gong uygulayıcıları olmak üzere farklı inanç ve etnik gruplara ait üyelerden oluşmakta.
Alınan kararda, Çin Hükümeti’nin derhal kendi vatandaşlarına yaptığı bu işkenceyi durdurması, insan hakları ihlalleri ile ilgili inceleme başlatması için BM raportörlerine izin vermesi ve haksız sebeple tutuklu Falun Gong uygulayıcılarının da dahil olduğu tüm inanç gruplarının serbest bırakılması istendi.
Alınan karar ile Avrupa Birliği ve üye ülkelerinin Çin’deki yasadışı organ ticaretinin açıkça kınanması ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne giden AB vatandaşlarının bu konuda bilinçlendirilmesi tavsiye edildi. Karara göre AB’nin Çin’deki yasadışı organ ticareti ile ilgili kapsamlı ve şeffaf bir inceleme başlatması ve etik olmayan bu uygulamaya karışmış kişilerin yargılanması istendi.
Alınan kararda bu işkencenin esas mağdurları da açıklanıyor: “Temmuz 1999’da Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) tüm ülkede spiritüel bir uygulama olan Falun Gong’u yok etmek için başlattığı işkence sonucu yüzbinlerce Falun Gong uygulayıcısı tutuklanmıştır… zorunlu organ nakline maruz kalan diğer gruplar ise Uygur Türkleri ve Tibetli tutuklulardır.”
İspanya Ulusal Organ Nakil Organizasyonu direktörü Doktor Rafael Matesanz “AB Parlamentosu kararı çok önemlidir. 28 AB ülkesi vatandaşı Çin hükümetine karşı birlik olup, etik olmayan bu işkenceyi derhal durdurmasını istemiştir” dedi.
Falun Dafa Bilgi Merkezi sözcüsü Erping Zhang kararla ilgili “Avrupa Birliği ÇKP rejimine bu tür insanlık dışı cinayetlerin medeni toplumlar tarafından kabul edilemez olduğunu açık bir mesaj ile bildirmiştir” dedi.
Minesota Üniversitesi İnsan Hakları ve Sağlığı programı direktörü Kirk Allison ise AB kararının önemli bir adım olduğunu belirtip “Devam eden insan hakları ihlaline ilişkin belgeleri resmi olarak kabul ederek… tartışma artık bundan sonra bir aksiyona dönüştürülecektir” dedi.
Haberi hazırlayan: Stephen Gregory, Epoch Times