AYM Başkanı Zühtü Arslan: “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağlar”dedi.
Anayasa Mahkemesi Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, Arslan, Yüksek Mahkemede staj gören hukuk fakültesi öğrencileri için düzenlenen sertifika töreninde bir konuşma yaptı. Keyfi tutumların ülkeyi kuralsızlık girdabına sürükleyeceği uyarısı yapan AYM Başkanı Arslan, bireysel başvuru hakkının etkililiğini kaybetmesi ihtimalinin bile yargı mensuplarını teyakkuza geçirmesi gerektiğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği ikinci hak ihlali kararının da Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından tanımamasının ardından AYM Başkanı Zühtü Arslan, “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağlar” dedi. Arslan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır.
Anayasa Mahkemesi’nin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz. Bazı kararlara uyulmaması bireysel başvuru hakkını zedelemektedir.
Anayasa’nın 148. maddesine göre bireysel başvuru kural olarak olağan kanun yolları tüketildikten, başka bir ifadeyle nihai karardan sonra kullanılabilen bir hak arama yoludur. Nitekim Anayasa koyucunun 148. maddeye ilişkin gerekçesine göre ‘Bireysel başvuru ya da anayasa şikâyeti, kamu gücü tarafından, temel hak ve özgürlükleri ihlâl edilen bireylerin başvurdukları olağanüstü bir kanun yolu olarak tanımlanmaktadır.‘”
İhlal kararlarına uyulmamasının bir diğer gerekçesi olarak “yorum farklılığı” gösterilmektedir…Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşındığında Anayasa’yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir. Tam da bu nedenle Anayasa’nın 153. maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını özel olarak düzenlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağlar.“ ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.