Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, eski başbakan Binali Yıldırım’ın oğluyla ilgili yeni video yayımladı.
Sedat Peker, Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım uyuşturucu işlerinin önemli isimlerinden birisi olduğunu belirten bir açıklama yaptı.
İşte Sedat Peker’in açıklamaları:
“Erkam Yıldırım, Halil Falyalı’nın otelinde veya casinosunda misafiriydi. Mehmet Ağar bu senkronizenin ortasında. Erkam Yıldırım’ın Süleyman Soylu ile çevresinde bu konularla ilgili dostluğuna bakın.
Kokain önceden Kolombiya üzerinden geliyordu. Geçen seni haziran ayında 4 ton 900 kilo yakalandı. Sonra yeni güzergah çalışması yapıldı. Çünkü Amerika Uyuşturucuyla Mücadele, çok güçlü orada, sürekli üstlerinde. 800 kilometre Venezüella’yla sınırları var. Oraya geçirmek kolay çünkü Amerika’nın kontrolü yok. Suriye Lazkiye de Amerika kontrolünde değil. Bu mal yakalandıktan sonra yeni bir güzergah kurmak için Venezüella’ya kim gitti?
Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım. Ocak ayında ve Şubat ayında gidip 4 gün kaldı.
Hep böyle yapıyorlar, vatanseverlik ile milleti coşturuyorlar herkesi birbirine sokuyorlar. Şimdi diyecekler niye anlatmadın? Lan neyi anlatayım siz gördüğünüz her şeyi anlatıyor musunuz?
Mehmet Ağar, tüm uyuşturucu işi yapanlar bunun arkadaşı. Kürt iş adamları diyorlar ya… Hayır uyuşturucu işi yapıyorlardı hepsi. Hepsinden para aldı ve tüm işlerini hallediyordu.”
“Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bursa’da Köfteci Yusuf’a çökmeye çalışıyorlar. Operasyonu başlattım” şeklindeki ifadesi hakkında konuşan Peker, şunları söyledi:
Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım. Köfte yemedim Süleyman. Köfte Süleyman. Bizim atalarımızın sürgünüyle ilgili Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir anma etkinliği yapıldı. Ben oraya geldim, duyuru yapıldı. 15 bin kişi parkın içinde, internet görüntülerine bakabilirsiniz, 15 bin kişi de yukarıda konuşma yapacağım yerde bekliyor. Yer gök insan.
Ben oraya gitmeden önce, gidenler aradılar. Köfteci Yusuf var senin hayranın tanışmak ister misin diye sordular. Ayıp olmasın nezaketen tanıştık. Kapattık. Başka ne hayatımda Köfteci Yusuf gördüm, ne köfte yedim ne bir şey yaptım. Sonra bu 4 arkadaş kim biliyor musunuz? Bir tanesi Afyon’un en zengin ailesi. Bilmem kaç bin tane daireleri, et kesim fabrikaları vardır, öbürü gazeteciler bilmem neyin yetkilisi ismi aklıma gelmiyor, öbür bir tanesi de diş malzemeleri ihraççısı. Bunlar hayatta sabıkaları olmayan, varlıklı arkadaşlar. Bu arkadaşlar demişler Köfteci Yusuf’a ‘Bizim et kesim yerimiz var, onu alır mısın? Değeri bu kadar, eksper değeri, biz sana daha ucuza verelim’ Bu da bunlar benim yakın diye çekinmiş birine demiş, emniyete gitmiş. Benim ne adım var, ne sanım var, ne de haberim var. Bu arkadaşları polis gözaltına almış şimdi hepsi serbest. Araştırıyoruz sonradan bu dosyanın içine bu şahıs bir daha gidiyor, ’Ben diyor Sedat Peker’den de davacıyım’ Telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Farz edelim ki ben demiş olsam git yerini buna sat, eksper değerinden daha düşük, suç yok. Ama böyle de bir şey yok.
Bir tane yeni savcı, üzerinde zan bırakmak için demiyorum ama bu kadar tesadüf kafa karıştırıcı. Avukatlıktan savcı olup aynı anda da özel yetkili, örgütlü suçlara bakan, benim dosya bir anda bu beyefendinin önünde. Vallahi zan altında bırakmak istemiyorum. Belki gerçek meslek adabı olan bir insandır bilmiyorum. Çünkü halen daha bu dosyayla ilgili aranmam yok. Yalancı bir adam yönetiyor İçişleri Bakanlığı’nı. Ben Köfteci Yusuf’un köftesini ne yapayım? 30 bin kişi Gürsu’da var. 10 tane köfte tezgâhı kurarım 30 bin kişiye satsam, Köfteci Yusuf’un bütün hasılatından daha çok param olur.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.