‘Buda’nın Sonsuz Lütfu’ NTD Yarışmasında
Kurtuluş ve lanetlenme hikâyesini anlatan büyük ölçekli bir tablo üçlemesi, NTD Uluslararası Figür Resim Yarışması’nda sergilendi.
Altıncı NTD Uluslararası Figür Resim Yarışması (NTD International Figure Painting Competition – NIFPC) geçtiğimiz günlerde New York’ta gerçekleştirildi. Finalist sergisine girenler, en arkadaki duvarın cennet gibi bir ışıkla kaplandığını gördüler.
“Buda’nın Sonsuz Lütfu” tablo üçlemesi, aynı stüdyoda çalışan üç sanatçı tarafından üretildi. Neredeyse üç metre yüksekliğindeki göz alıcı eser, New York City’deki Salmagundi Club’da 19 Ocak’a kadar sergilendi.
Shao-Han Tsai’nin yarışmaya sunacağı eser için cüretkâr bir fikri vardı. Bu fikir, düzinelerce figürden oluşan üç panelli bir tabloyla sonuçlandı. Sanatçı, eseri hakkında “Hepimiz inançlı insanlarız. Ben de günlük yaşamın ötesinde bir şeyler tasvir etmek istedim” diyor.
Günümüzde sanatçıların bu tema ve ölçekte bir eser üretmesi nadirdir. Ancak bu sanatçılar, sanatta “saf güzelliği, saf nezaketi, saf özgünlüğü” yeniden canlandırma misyonuna sahip bir etkinlik için, bu temanın uygun olduğunu düşündüler.
2007 yılında başlayan NIFPC, geleneksel Çin kültürünü canlandırmayı amaçlayan bir dizi kültürel etkinliğin bir parçasıdır. The Epoch Times’ın kardeş medyası olan NTD’nin adı, eski Çin uygarlığının altın çağına gönderme yapar ve “Yeni Tang Hanedanlığı” anlamına gelir.
Genç Sanatçılar
26 yaşındaki Tsai, tablo üçlemesinin sağ panelinin ressamıdır. Öğretmeni Yuan Li’nin aklına, tamamlayıcı bir parça olarak Yaratıcı’yı resmetme fikri geldi. Ardından, fikirler geliştikçe Tsai’nin meslektaşı Hung-Yu Chen de, soldaki üçüncü parçayla projeye dâhil oldu.
Tsai, çalışmanın salgından önce olduğunu ve üzerinden yaklaşık beş yıl geçtiğini söylüyor. 2019 yarışmasına yetişecek şekilde bitirilmesi planlamıştı. Ancak projenin tamamlanması yaklaşık iki yıl sürdü.
Yuan Li, NIFPC’nin açılış yılındaki ilk altın madalyanın sahibi olmuştu. Tsai ve şu anda 25 yaşında olan Chen, ortaokulda Li’nin gözetiminde aynı sanat dersini almışlardı. 14 kişilik sınıf arkadaşları grubu, yükseköğrenimde ayrı kariyer yolları ve çalışmalar sürdürmeye karar verdiler. Buna rağmen aynı stüdyoda resim yapmak için yıllar boyunca birlikte kaldılar.
Li, bu yıl New York City’deki yarışma etkinliklerine katılmadı. Ancak Tsai ve Chen, şehre ilk kez geldiler ve uluslararası bir sanat yarışmasına ilk kez katıldılar. İkili, başkanlık seçimlerinde oy kullandıktan sonra Tayvan’dan uçmuş ve serginin açılış törenine tam zamanında ulaşmışlardı.
İlham
Tsai, “Bu çalışmayı oluştururken ne anlatmak istediğimi çok düşündüm. Geçmişte, antik Yunandan aziz hikâyelerine kadar pek çok sanat eserinde tanrılar ve cennet tasvir edilmiştir” dedi. “Biz de bunun 21. yüzyıla nasıl uygulanabileceğini düşündük.”
Tsai derin, anlamlı ve kendi inancını yansıtan bir eser yaratmak istedi. Bu yüzden evrensel bir kavramda karar kıldı.
“Hem Doğunun hem de Batının kültürleri ve halkları, bir Yaratıcı hakkında hikâyeler paylaşıyor” diye ekledi.
Tsai “Bu hepimizin duyduğu bir hikaye” dedi. Pek çok Barok şapel ve saray tavanında bulunan birçok cennet sahnesinden, Rubens gibi sanatçılardan ve elbette Michelangelo’nun ‘Son Yargı’ sahnelerinden ilham almıştı.
Sağdaki panelde Chen, doğru ve sadık olanların cennete yükseleceğine dair asırlık inancı tasvir etti.
Chen, Falun Gong olarak da bilinen Falun Dafa’yı uyguluyor ve resminde bu isim ve kelimelere yer verdi. Falun Dafa, doğruluk, merhamet ve hoşgörü ilkelerini öğreten manevi bir disiplindir.
“Gerçekten, Batı sanatındaki birçok tavan freskinde bulabileceğiniz ilahi sahnelerden ilham aldım” dedi. “Umarım eseri izleyenler bu eserde, kötülüğe karşı gelen iyiyi hissedebilir ve anlayabilirler.”
Resmin üst kısmında cennetteki varlıklar ve cennete giren insanlar resmediliyor. Alt kısımda ise yeni inanca ulaşan ancak hayatları boyunca bu fırsatı kaçırdıkları için pişmanlık duyan insanlar görülüyor.
Ayrıca Tsai de bir Falun Dafa uygulayıcısıdır. Chen gibi o da herkesin uygulayıcı olduğu bir ailede büyüdü. Ancak ortaokula kadar kendi yaşam yolunu düşünüp seçmediğini söylüyor. İşte o zaman sanatın peşinde koşmayı seçti. Aynı zamanda sanat yaratmak için zengin bir manevi yaşamın gerekli olduğunu fark etti.
Çincede bu tür manevi uygulamalara kişinin karakterinin veya kalbinin “yetiştirilmesi” adı verilir. Tsai, yetiştirme ve sanatın hemen hemen aynı olduğunu söyledi. “Başkalarına ilham verebilecek bir şey yaratmak için kişinin kendi üzerinde çalışması gerekir.”
‘Yaratım’ Diyebileceğimiz Bir Eser
Elbette seçtiği yolun kolay olmadığı birçok kez kendisine söylendi. Örneğin eserin yapımı sırasında bazı haftalar boyunca, hiçbir ilerleme kaydetmediğini hissetti. Bu dönemlerde, düşündüğünden daha fazlasını yapabilip yapamayacağını merak ediyordu. Ne Tsai ne de Chen daha önce bu kadar büyük bir resim yapmıştı. Üstelik canlı modellerden tasvir edilen, bu kadar çok figürlü bir kompozisyon üzerinde çalışmamışlardı.
Ayrıca çalışmaları sırasında, daha önce hiç karşılaşmadıkları zorluklarla da karşılaştılar. Örneğin göksel ışığın nasıl tasvir edileceği, önemli bir problem oldu. Bu kesinlikle fotoğraf ya da resim halinde, benzer bir referans bulunabilecek bir şey değildi. Sanatçıların her biri 25 ila 30 taslak hazırladı. Ayrıca Chen, malzemeleriyle ilgili bir aksilikten sonra, tüm eserini yeniden boyamak zorunda kaldı. Li, sürecin bir bölümünde eserinin tüm arka planını yeniden yaptı. Ancak inançlarını dünyayla paylaşma ve vizyonuna şekil verme fırsatı, insanın karşısına her gün çıkmıyor. Bu yüzden bu fırsatı düşünmek, göksel sahneyi tuval üzerinde tamamlama kararlılığını tazeledi.
Tsai, “Daha önceki çalışmalarım, daha çok öğrenci çalışmalarıydı. Eksiksiz bir çalışmanın tasarım ve yaratıcı vizyonundan yoksundu. … İlk defa gerçekten ‘yaratım’ diyebileceğim bir eser ortaya çıkarma fırsatı buldum” şeklinde konuştu.
“Günümüzde pek çok görsel sanat (film, animasyon) gerçekten heyecan verici güzellikte sergileniyor. Yapmaya çalıştığım tek şey izleyicileri görsel olarak uyarmak olsa, cennet sahneleri zaten yapıldı. Görsel etki konusunda diğerleriyle gerçekten rekabet edemezsiniz. Bu yüzden anlamlı bir eser paylaşmak, anlamlı bir duyguyu iletmek benim için önemliydi” dedi.
“Umarım bu çalışma, izleyicinin dikkatini günlük yaşamdan alıp, inanç, hayat, hayatın anlamı ve yaşamda neyi seçtiğimiz gibi daha derin sorulara çevirmesine yardımcı olur.”
En sağdaki Tsai’nin panelinde, Chen’in eserinin tam tersi gösteriliyor. Varlıklar cennete doğru yükselmek yerine, insan dünyasına ve aşağıya düşmekteler.
Tsai, resmin üst kısmındaki büyük, dairesel sembolün “Falun” olduğunu söyledi. Falun’un Falun Dafa’daki anlamının, evrenin görsel bir sembolü olduğunu açıkladı.
Yapıt
Evren aşamalardan ve döngülerden geçer. “Yıkım” evresinde ya da birçok kültürün “son dönem” olarak adlandırdığı evrede, kozmos kargaşa içindedir. Bozulmuş olan göksel varlıklar aşağıya düşmüştür. Resmin alt kısmında, insan âlemine yakın bir yerde, komünizmi temsil eden yanan bir çekiç ve orak sembolü görülebilir. Tsai, komünizmin temelinde Tanrı karşıtı bir ideoloji olduğunu açıkladı. Bu nedenle zamanın sonunda insanlığı yok eden şeyi temsil etmesinin uygun olduğunu düşündüğünü söyledi.
Ancak evren burada, bu yıkımla sona ermez. Yaratıcı’nın ortaya çıkışı, yenilenme ve yeniden doğmayı müjdeler.
Hem Chen’in hem de Tsai’nin resimlerinde Yaratıcı’nın varlığına işaret eden tek şey, çok yukarıdaki parlak ışıktır. Ortadaki en büyük tabloda Li, kıyamet sonrası dönemde sonsuz lütfunu gösteren Yaratıcı görüntüsünü tasvir etmiştir.
“Çok geniş kapsamlı şefkat, tüm evrende parlar ve kurtuluş getirir. Birçok toplum, Tanrı’nın ve Buda’nın yeryüzüne ineceği ve yaratıcının insanları kurtaracağı inancını nesilden nesile aktarmıştır. Bu aynı zamanda, seküler seviyeyi aşan iyi ve kötü arasındaki nihai savaşla da ilgilidir.”
Birçoğumuz 19 Ocak’ta sona eren New York’taki sergiye gidemedik. Ancak NIFPC görselleri internet üzerinden erişime açtı:
Yazan: Catherine Yang, The Epoch Times
Çeviren: Şendağ Gökçe, The Epoch Times, Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.