Büyücüler: Gerçekten Yaşadılar mı?
Dünyanın her yerinde efsanelerde ve halk arasında anlatılan hikayelerde, aramızdan gelip geçmiş doğaüstü kabiliyetleri olan insanlar anlatılır. Onların yetenekleri Tanrıya, şeytana, doğaya ya da bazı başka kaynaklara dayandırılsa da, antik dünyada çok sayıda insanın büyücülük yaptığı anlatılan kayıtlar vardır. Tarih “büyücü” kelimesine karşı nazik değildir. Bu kelimeyi duyduğumuzda peri masalı ya da hayal ürünü olduğunu düşünürüz. Ancak bir dinde bu tür güçlere sahip insanlar gördüğümüzde, onları azizler ve Tanrının peygamberleri olarak adlandırmak isteriz. Azizlere inanmaya hazırızdır ancak büyücüleri görmek istemeyiz. Bu neden böyle olur?
Bu yazıda sihirli güçleri olan insanların, “büyücü” olarak nitelendirildiği birkaç tarihi olayı inceleyeceğiz. Bu yazı, onlardan birinin pek çok kitaba konu olduğu olayların kısa bir tarihidir. Tarihte sihirbaz (ya da benzer bir tanımlama) sınıfına yükselen çok daha fazla insan var. Ancak burada bu kişilerin gerçekten var olup olmadığı ve gerçekten güçleri olup olmadığı sorusunu gündeme getirmek için sadece birkaç örnek seçtik.
Kasandra (Yunan Mitolojisi)
Antik Yunan mitolojisinde Kasandra Truva’nın, geleceği önceden haber verebilme yeteneğine sahip bir prensesiydi. Apollo’yu reddettiğinde, Apollo onu, kehanetlerine hiç kimsenin inanmaması için lanetledi. Truva Atında saklanan orduyu önceden haber verdiğinde kimse ona inanmadı ve Truva düştü. Hayatı trajik bir şekilde devam etti. Cinsel saldırıya uğradı, Kral Agamemnon’un metresi olmaya zorlandı ve sonunda Agamemnon’un kötü eşi Klytaimnestra tarafından düzenlenen bir suikasta kurban gitti. Kasandra hayatını önceden gördüğü felaketleri önlemeye çalışarak geçirdi, ama hiç kimse onun kehanetlerine inanmadı.
Endor Cadısı (M.Ö. 1079 – 1007)
Eski Ahit’te anlatıldığına göre Kral Saul (Talut), cadıları krallığından sürgün etmesi ile ünlüydü, ama onların güçlerini kendi amaçları için kullanmaktan da geri kalmıyordu. Saul merhum akıl hocası peygamber Davut’a (Samuel) bazı konularda danışmak istediğinde, Endor Cadısını onları bir araya getirmesi için kandırdı. Endor Cadısı bir medyumdu, yani ölülerle iletişim kurabiliyordu ve Samuel’in hayaletini ortaya çıkardı. O da Saul’un geleceğinde pek hoş olmayan olaylar hakkında kehanetlerde bulundu. Her ne kadar Endor Cadısı güçlerini kullanmak için kandırılmış, ölülerden bir peygamberi ortaya çıkartmış ve Kral Saul’a yardım etmiş olsa da, onun yeteneklerini kötülük amacıyla kullandığını gösteren hiçbir kanıt yoktur.
Büyücü Simon Magus (İsa’nın Çağdaşı)
Yeni Ahit’te anlatılanlara göre, İsa’nın döneminde, Simon büyük sihir becerileri gösteriyor ve şöyle bir şöhret kazanıyordu: “En küçüğünden en büyüğüne herkesin önemsediği bu adam için denir ki, ‘Bu adam Tanrı’nın büyük gücüdür’.” (Acts 8:10, Kral James). Simon, vaftiz eyleminin daha fazla insanı Kutsal Ruh’a ulaştırmanın bir yolu olduğunu söyleyerek insanları etkiledi. Vaftiz yapma gücü ve bilgisi için havari Peter’a para vermeyi teklif etti. Peter, Tanrı’nın armağanının parayla satın alınamayacağını söyleyerek bu teklifi reddetti. İncil’de yer almayan olayın iki tanığın anlattıklarına göre, Simon’un ölümünün havaya yükselmişken gerçekleşmiştir. Peter ve Paul büyüyü bozmak için dua ederek Simon’un düşmesine ve ölümcül yaralarla yaralanmasına neden olmuşlardır. Simon hakkındaki diğer olumsuz hikayelerden ya da efsanelerden geriye, kendi zaman periyoduna ait güvenilir hiçbir bilgi kalmamıştır. İsa’nın havarileri ile anlaşmazlıkları olduğu görülse de, güçlerini kötülük için kullandığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Yine de o “büyücü” olarak anılır.
Merlin (6. Yüzyıl)
Merlin, belki de tüm sihirbazların en ünlüsü, ama aynı zamanda, hizmet ettiği Camelot Kralı Arthur’la birlikte varlığı en çok tartışılanıdır. Bununla birlikte, Merlin’in tarihsel gerçekliği lehine ciddi kanıtlar vardır. Yaşadığı iddia edilen zamandan kalma, bir parşömen üzerine yazılmış bir şiir vardı. Bu şiir Ambrosius adlı bir büyücü hakkındaydı. Bu büyücü “Kartal” adıyla anıldı ki bu da “Merlin” olarak tercüme edilir. Ambrosius’un varlığını biliyoruz çünkü eski evinin yeri Kuzey Galler’deki Llangollen yakınları olarak biliniyor. M.S. 600’den kalma olduğu doğrulanmış Gal dilinde bir belge, Merlin’in Galce formu olan Myrddin adında, görülemeyen şeyleri görebilen birinden bahsediyor. Merlin’in varlığı hakkında, “gerçek” tarih kitaplarındaki bazı insanlar için olduğu kadar çok kanıt var. Ama o bir sihirbaz olduğu için, bir efsane olarak kabul edilir.
Väinämöinen (9. Yüzyıl)
Modern zamanlarda bu Finlandiyalı, farklı isimler altında pek çok maceranın kahramanı olarak anılmıştır. İlk doğrulanabilir yazılı öyküleri, 16. yüzyılda kaydedilmesine rağmen onun, aslında 9. yüzyılda yaşadığına inanılır. Finlandiya’nın yazıya dökülmemiş halk hikayelerindeki soylu maceralarda, neredeyse sınırsız seviyede büyüler yapmak için şarkıların gücünü kullanarak, ülkeyi gezdiği anlatılır. Väinämöinen, modern fantastik kurgu dünyasının sihirbaz modeline ilham kaynağı olmuştur. Ne zaman bir yazar hikayesine sihir eklemek için yaşlı bir büyücüye ihtiyaç duysa, yaratacağı karakterde genellikle Väinämöinen’den esinlenir. Hatta J.R.R. Tolkien’in ünlü sihirbazı Gandalf, doğrudan Väinämöinen’e benzetilerek yaratıldı. Väinämöinen’in hikayeleri onu hikayelerinin kahramanı olarak tasvir eder. Ancak günümüzde ilham kaynağı olduğu büyücüler, diğer kahramanlara yardım eden ikincil rollerde tasvir ediliyor.
Johann Reuchlin (1455 –1522)
Johann tanınmış bir Alman bilim adamı, dilbilimci, tarihçi, okutman ve yazardı. İbranice dili üzerine yaptığı çalışmalar sırasında, isimleri oluşturan harfleri ve diğer ipuçlarını, meleklerle iletişim kurma yollarını çözmek ve Tanrı’nın sözünü insanlara vermek için kullandı. Daha sonra bu konuyla ilgili iki kitap yazdı. Melekleri çağırabilme yeteneği ile itibar kazandı, ancak bu güce sahip olduğunu iddia ettiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Onun amacı, insanların Tanrı’nın iradesini daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktı, ama çoğu zaman doğaüstü yetenekleri olan biri olduğunu reddetti.
Michel de Nostredame (Nostradamus) (1503 -1566)
Nostradamus, dörtlüklerinin geleceği söylediğine hâlâ inanılan, popüler bir Fransız kahindi. Bazıları onun 950 kehanetinin çok belirsiz olduğunu, sonradan anlaşılan faydaları ile neredeyse her olayı tahmin etmenin mümkün olduğunu iddia eder. Ancak yaşamı boyunca gerçekleştirdiği bazı kehanetler çok iyi belgelendirilmiştir. Nostradamus bir gün Peretti adındaki alçakgönüllü bir keşişin önünde diz çökmüş, bu keşişin papa olacağını söylemiştir. 32 yıl sonra o keşiş, Papa V. Sixtus olmuştur. Nostradamus, sadece Fransa Kralı II. Henry’nin gözündeki bir kıymıktan öleceğiyle ilgili şifreli bir kehanet yazmadı. Aynı zamanda Kral’a kehanetinin tuhaf bir atlı mızrak dövüşü kazasına dayandığını açıkladı. Bu kaza daha sonra tıpkı onun öngördüğü şekilde gerçekleşti. Nostradamus’un kehanetlerinin çoğunun açık ve net yapısı nedeniyle, o genellikle resimlerde ve filmlerde karanlıkta ve kötü bir insan olarak tasvir edilir. Ama o sadece geleceği gördü ve insanları uyardı. Hiçbir zaman bir zarara neden olmadı.
Bu yazı Paranormal Derneği’nin izni ile yeniden yayınlanmıştır. Dr. Paul Paranormal Derneği’nin paranormal hakkındaki beş kitabının yazarıdır.
Yeni bilim sınırlarını keşfetmeye devam etmek için websitemizi ve Facebook’daki Epoch Times Türkiye sayfasını ziyaret edin!
Epoch Times, mevcut bilgilerimize meydan okuyan olaylar ve teoriler ile ilgili araştırmaları ve söylentileri araştırıyor. Biz, hayal gücümüzü canlandıracak ve yeni olanaklar yaratacak fikirleri araştırıyoruz. Facebook sayfamızdan, bazen tartışmalı da olabilen konular hakkında düşüncelerinizi bizimle paylaşın.
Haberi yazan: Dr. Paul, Epochtimes
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.