CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “2009’da 1 Desteyle Alınan Arabanın Bugün 90 Destelik Parasını Bavulla Götürmen Lazım”

CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Emekliler, asgari ücretliler, engelliler, madenciler, doktorlar ve depremzedelerin sorunlarına değinen Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de yanında getirdiği para dolu valizle yanıt verdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İYİ Parti’den istifa eden İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ümit Özlale’ye kürsüde CHP rozetini takan Özel, “Bundan sonra Özlale ile birlikte hem ekonomi takımımız daha güçlü hem İzmir’de daha güçlüyüz. Ailemiz büyümeye devam ediyor” dedi.


Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirerek “HTŞ gibi terör örgütlerinin Suriye’yi geriletme çabalarına temkinli yaklaşılmalıdır” diyen Özgür Özel, Esad’a “Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalı, diyalog başlatılmalı” çağrısı yaparken Erdoğan’a da “Çökmüş Suriye politikanızın üzerinde yıkıntılarla yeni bir siyaset kurmaya çalışmayın, bu maceradan vazgeçin” diye seslendi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, grup toplantısında kendisi hakkında söylediği sözleri hatırlatan Özel, Bahçeli’nin sözlerinin bulunduğu kağıdı yırtarak, “Senin istediğin şeylerin konuşulması dönemi çok gerilerde kaldı” dedi.


Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kendisini ve partisini hedef alan açıklamalarının bulunduğu kağıdı yırtarak, “Devlet Bey istiyor ki bunları konuşayım. Senin istediğin zaman senin istediğin şeylerin konuşulması, Erdoğan’ın işine gelen gündemlerin peşine takılınması dönemi çok gerilerde kaldı. Devlet Bey arabalara meraklı. Şimdi bir Devlet Bey hesabı yapalım. 2009 yılı, Bursa’da yerli bir firma, hepinizin bildiği bu araba 26 bin liraydı, 130 tane 200 liraya alabiliyordunuz. Şimdi o yerli ve milli arabayı almak için, (valizden çıkardığı örnek paraları kule halinde dizerek) bir de Tayyip Bey ‘Kulelerin hesabını versin’ demiştin ya, Tayyip Bey, sen şu para kulesinin hesabını ver. Bir yerli araç bugün 1 milyon 800 bin lira. 90 deste parayı bavulla götürmen lazım. Ülkeyi bu hale getirenler bizi kendi gündemlerinde mahkum edemezler. 30 bin TL asgari ücret, emekliye bir asgari ücret şarttır. Bu talebi yükseltiyoruz. Bizim derdimiz milletin derdidir” ifadelerini kullandı.

“İCRACI ENGELLİLER BAKANLIĞI’NI HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin düzenlediği Görme Engelliler Satranç Turnuvasında dereceye giren satranç oyuncularına kupalarını verdi. Özel, “Değerli grubumuz, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çok değerli misafirlerimiz, bizi televizyonları başında izleyenler, radyolarından dinleyenler, gerçekten onların azimlerini, kararlılıklarını, engellerle mücadele güçlerini gördükçe karşılaştığımız, bize göre engel olan, canımızı sıkan şeylerin ne kadar önemsiz olduğunu görüyoruz. Onların yaşama sevincinin, azimlerinin, mücadelelerinin önünde saygı ile eğiliyorum. Dünya Engelliler Günü ile ilgili söyleyeceklerim var. Ama önce biraz daha büyüyelim, biraz daha güçlenelim” dedi.

En düşük engelli aylığı söylemeye utanıyorum 280 lira, en fazlası da 5 bin lira. birileri engellilerin 280 lirayla dezavantajlarını ortadan kaldırdıklarını iddia ediyor. Güçlü ve icracı bir Engelli Bakanlığı, iktidarımızın ilk günlerinde hayata geçecek. Dün engellilerle bir araya geldiğimde hiç korkmadan ‘Belediyelerinden memnun musunuz’ diye sordum. Memnuniyetlerini anlattılar. İktidara geldiğimizde de ‘İktidarınızdan memnun musunuz’ diye soracağım ve onları memnun edecek uygulamaları hayata geçireceğiz.


“AK PARTİ DÖNEMİNDE SOMA’NIN ÜZERİNE ALTI SOMA DAHA YAŞADIK”

2002’den bugüne kadar, AK Parti döneminde 2 bin 79 madenci hayatını kaybetti, Soma’nın üzerine tam 6 Soma daha yaşandı. Ölürken bile teker teker ölünce madenciler haklarını alamıyor. Bütün madencilere ve emekçilere sesleniyorum; en kötü örgüt örgütsüzlükten daha iyidir. Örgütlenin, sendikalaşın, haklarınıza sahip çıkın. Dünya Madenciler Günü’nde bütün madencilere ve bütün emekçilere diyorum ki, ‘En kötü örgüt, örgütsüzlükten iyidir. Örgütlenin, sendikalı olun, mücadele edin, haklarınızı arayın ve savunun.”

“GİZLİ TANIK, İFTİRANIN ADI OLMUŞ”


Belediyelerimizin çoğunda örgütlü olan Genel-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Remzi Çalışkan, emek mücadelesinin önemli isimlerinden biri. Remzi başkanı ‘gizli tanık’ ile tutukladılar. Ahmet Özer’de de var gizli tanık. Kişinin üzerine atılan suçun adı oldu gizli tanık, söylediği doğru mu değil mi belli değil. Remzi Çalışkan yalnız değil, hepimiz arkasındayız. Nasuh Mahruki tutuklu. Görüşlerini beyan etmiş, Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklu. Böyle birisinin hapiste tutulması saray rejiminin ayıbıdır. ‘Gemiler Hayfa’ya değil, Gazze’ye’ diyen çocukları yaka paça dışarı attılar. Demokrasi protestoları güvece altına alır. 9 arkadaşımızı Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla tutukladılar. Bunun neresi Cumhurbaşkanına hakaret. Bunu hakaret olarak kabul ediyorsa tarafı bu taraf zaten.

Bir diğer tarafta; Nasuh Mahruki, 20 Kasım’dan beri tutuklu. Ne demiş? Sadece görüşlerini beyan etmiş. Efendim ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten aldılar ve içeri koydular. Nasuh Mahruki, annesini kaybettiğinde ‘Ölen öldü, ben bu enkazın altından birinin annesini çıkarırım’ diye dört gün enkazdan çıkmamış biridir. Böyle insan sevgisi olan birinin hapiste tutulması, içinde bulunduğumuz saray rejiminin bir diğer büyük ayıbıdır.”

“BU KADAR HUKUKSUZLUK SIRTINDAYKEN BAROYA KAYDOLAMAZ’ DİYORLAR”

Silivri Cezaevinde tutuluyor. Kendisini ziyaret ettim, selamlarını getirdim. Kayyım siyasetinin Akın Gürlek denilen adalet celladınca yürütüldüğünü biliyoruz. Ona ‘Bırak bu mesleği, git avukatlık yap’ dedim. Bundan bazı avukatlar alınmış. Cümlem tamamen yanlış yere çekildi.


İstanbul Barosu‘nun açıklamasını okurken, çok önemli bir eksik yaptığımı fark ettim. Diyorlar ki, İstanbul Barosu, ’Avukatlık andına aykırı hareket eden savcı ve yargıçların avukatlığa kabul koşulundan yoksundurlar.’ Yani diyor ki ‘Akın Gürlek bir gün sizin dediğiniz gibi istifa ederse ya da emekli olursa bu kadar ayıp, bu kadar yanlış, bu kadar hukuksuzluk sırtındayken gelip de Baro’ya da kaydolamaz, avukatlık böyle bir meslek değildir’ diyorlar. Bu düzeltme için ve bunu bütün Türkiye’ye hatırlattıkları için İstanbul Barosu’na çok teşekkür ediyorum. Başta biricik evladım, hukuk fakültesinden mezun ve gönlünü adalet dağıtmaya, adalet aramaya adayan herkesin önünde saygıyla eğiliyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.Bunu hatırlattıkları için teşekkür ediyorum.

“SIRF SEÇİM KAZANMAK İÇİN ATTIĞIN BU YALANIN ALTINDA KALDIN”


Bütün Türkiye’de 10 kişiden 8’i konteynerda, çadırda, gurbette. Yaptım diyeceğine dönüyor CHP’ye sataşıyor. Sen depremzedelere, sırf seçim kazanmak için attığın yalanın altında kaldın. Bu evler teslim edilene kadar her hafta depremzedelerin hakkını savunacağız. Mücbir sebep hali uygulaması 30 Kasım’da bitti, ama hayat normale dönmedi. Esnafımızın arkasındayız, mücbir sebep uygulaması yeniden hayata geçirilmeli.

Biz Türkiye’nin 1. partisiyiz ve bu ülkenin de bu partinin de kurucusu bize bir dış politika mirası bıraktı. 2010’lardan itibaren Emevi camiinde namaza gitmeler, selefi grupları getirip eğit, donat, savaştır gibi işler yapmalar… Atatürk ne dediyse tersini yaptılar. Milyonlarca sığınmacı ülkeye geldi, ne huzurları var ne huzur veriyorlar. Bu bölgenin en önemli aktörü Türkiye’dir. İlk seçimde iktidara gelecek partisi olarak kayıtsız kalamayız. Dış politikaya yaz boz tahtası gibi bakamayız. Şeffaf samimi bir iletişimin partilerle kurulmasını TBMM’nin bilgilendirilmesini istiyoruz. Suriye’nin istikrarsız hali en çok Türkiye’ye Suriye’de istikrarın sağlanması, terör tehdidinin son bulmasıdır. HTŞ gibi terör örgütlerinin Suriye’yi geriletme çabalarına temkinli yaklaşılmalıdır. İran’ın bölgede zayıflatılması mezhep savaşlarının körüklenmesi, İsrail’in hakimiyetinin artması ve güvenliğinin sağlanması Ankara’nın önceliği olmamalıdır. Öte yandan, Rusya’nın mevzi kaybetmemesi, İran’ın yeniden toparlanması da Ankara’nın oyun planı olamaz. Bizim safımız vatandaşımızın güvenliği neredeyse o taraftır. Bu macerada feda edilecek 1 tane bile Mehmet’imiz yoktur. Bir elinde HTŞ’yi bir elinde YPG’yi tutanların planının parçası olamaz. Suriye’yi bölmeye yönelik planlardan uzak durun. Tüm komşularımızla iyi ilişkide olması zorunludur. ne BOP’un eş başkanı gibi hareket edebiliriz ne de batıdaki yurttaşlarımızın zor durumda kalacağı angajmanlara yedeklenebiliriz. Sayın Esad’a da çağrımızdır, herkes gittiğimde biz burada olmaya devam edeceğiz. Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalı, diyalog başlatılmalıdır. Bunun için CHP üzerine düşen her şeyi yapacaktır. Erdoğan’ı da uyarıyorum, çökmüş Suriye politikanızın üzerinde yıkıntılarla yeni bir siyaset kurmaya çalışmayın. 10 Ekim katliamını hatırlayın, sınırın zafiyete uğramasının neye mal olduğunu hatırlayın. Bu maceradan vazgeçin, bu maceradan geri dönün.

Geldik konuşmanın en kritik kısmına. Sayın Bahçeli’nin bana söyledikleri… Hakaretler hakaretler hakaretler. Kendi düştüğü durma bakmaz neler söylüyor neler… Devlet Bey istiyor ki bunları konuşayım. Senin istediğin zaman senin istediğin şeylerin konuşulması çok gerilerde kaldı.

”ASGARİ ÜCRETE YAPILACAK ZAM”

Bu milletin gündemi ekonomi. Önümüzdeki hafta bütçe görüşmeleri asgari ücret toplantıları başlıyor. Türkiye’de asgari ücret ücretlilerin yüzde 57’sine ulaşmış durumda. Seçim öncesi asgari ücrete 3-4 kez enflasyon iyileştirmesi yapacağız diyenler 1 yıl zam yapmadı. 17 bin lira, yıl sonunda 10 bin liraya düşmüş olacak. 11 aydır zam yapmıyorsun, enflasyon düşüyor mu? Asgari ücrete yapılacak zam enflasyonu binde 0.7 etkiliyor. ‘Enflasyonu artırır’ demek kandırmacadan ibaret. Emekçiye kazık atmaya çalışıyorlar. Asgari ücret talebimiz 30 bunun altında biz yokuz. TÜİK hesabına göre bile hedef yine tutmayacak. Yüzde 47’lik zam yerine yüzde 25-30 vermeye çalışıyorlar. Asgari ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 78 artış var. Onu verirseniz 30 oluyor, vermezseniz yoksulluk oluyor. Devletin kasasına 1 trilyon fazladan SGK prim geliri giriyor. Asgari ücret alan için çok düşük, veren için çok yüksek bir noktaya geldi, desteklenmesi lazım.

Birileri diyor ki, ‘Emekli maaşları ve altın hesabı AK Parti’nin kimyasını bozmuş’, bozsun. Hep sen mi milletin kimyasını bozacaksın. Kırk haramilere bütçe yapmayın, emekçilere bütçe yapın. Emekliye geçim haktır, 1 asgari ücret şarttır.

Ekonomide en kötü gündeler geride kaldı dediler. Yüzde 48 enflasyon hiçbir düşme eğilimi göstermiyor. Bu gördüğünüz 200 liralık banknot. Çıktığı 1 Ocak 2009 günü Erdoğan ‘Para tıpkı bayrak gibidir’ diyordu. Çıktığı gün 132 dolar ediyordu, bugün 6 dolar etmiyor. Parayı pul ettiler.

Devlet Bey arabalara meraklı. Bu da Devlet Bey’e hediyem olsun, 2019 yılı Bursa’da yerli bir firma 2009’da 26 bin TL idi, şimdi o yerli araba 1.8 milyon TL’ye alınıyor. (Bir bavul parayı Meclis kürsüsüne dizdi) Para kulesi soruyorlardı ya, al sana para kulesi. (Paraları tek tek valizden çıkaran Özel, ‘Valizi Devlet Bey isterse gönderin arkadaşlar’ dedi.) Bizi bu hale getirenler bizi kendi istedikleri gündeme getiremezler. Devlet Bey’in değil, Tayyip Bey’in değil halkın gündemini konuşuyoruz.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.