Çin Vatandaşları Yerli COVID-19 Aşılarına Güvenmiyor: ‘Önce Liderler Yaptırsın’

Potansiyel COVID-19 aşısı CoronaVac’ın şırıngaları, 24 Eylül 2020’de Pekin’deki Sinovac Biotech’te gerçekleştirilen basın toplantısındaki bir masada. (Kevin Frayer / Getty Images)

Çin Komünist Partisi (ÇKP) kısa süre önce yerli aşılarını lanse etti ve milyonların ÇKP virüsüne karşı aşılanmasını zorunlu kıldı.

Ancak, uzmanlar da dahil olmak üzere anakara Çin’deki çoğu insan, özellikle de birkaç ilaç şirketi, aşılar için hala klinik deneyler yürüttüğünden, Çin yapımı aşıların güvenliği konusunda endişelerini dile getirdi.

Çin medyası, merkezi hükümetin 50 milyon kişiyi aşılamayı planladığını ve 25 milyon kişiye ilk dozu 15 Ocak 2021’den önce,  ikinci dozu ise 15 Şubat 2021’den önce  yapmayı planladığını bildirdi.

The Epoch Times tarafından yayınlanan bir rapora göre, Jiangsu Eyaleti, Zhenjiang şehrindeki yerel yetkililer, bölge sakinlerinin aşı olması gerektiğini belirttikten sonra COVID-19 aşısını kendileri yaptırmadı. Şanghay’da da sağlık personeli ile birlikte sıradan vatandaşlar aşının güvenliğinden endişe duyuyor.

Şangay Yangpu Bölgesi Geleneksel Çin Tıbbı Hastanesindeki sağlık personelinin yüzde 90’ından fazlası aşıları almayı reddetti.

Çin‘in internet gazetelerinden National Daily Business’in haberine göre Şanghay’daki Fudan Üniversitesi’ne bağlı Huashan Hastanesi Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü yöneticisi Zhang Wenhong, 22 Aralık’ta yaptığı bir toplantıda, birçok sağlık çalışanının aşı olmayı reddettiğini söyledi ve aşı olmayı red eden kişileri “ilk önce aşı olması gereken kadroların başında gelen kişiler” olarak nitelendirdi.

Pek çok Çinli internet kullanıcısı, bulaşıcı hastalıklar uzmanının “Önce lider aşı olsun!” ifadesini tekrarlıyor. Peki, bu ifadenin arkasında ne var?

Birincisi, Çin halkı ÇKP yetkililerine güvenmiyor ve COVID-19 aşısı için denek olmak istemiyor. Bir aşının geliştirilmesi genellikle üç aşamalı klinik denemeleri içerir. Denemelere kaç kişi katıldı, ayrıntılı sonuçlar nelerdir gibi sorular hala cevapsız bir şekilde duruyor. Buna ragmen Çinli yetkililer, klinik deneylerin son aşaması tamamlanmadan önce Temmuz 2020’de COVID-19 aşılarının kullanımını onayladı.

Devlet tarafından işletilen Sinopharm firması, klinik deney verilerinin herhangi bir dökümünü sağlamadı ve COVID-19 aşısı için test örneğinin boyutunu açıklamadı. Lancet, Pekin merkezli ilaç şirketi Sinovac tarafından geliştirilen bir COVID-19 aşısı olan CoronaVac hakkında bir rapor yayınladı; bu raporda klinik araştırma verilerinin belirsizliği dikkat çekiyordu.

İkincisi, eski ABD Ordusu mikrobiyoloğu ve Walter Reed Ordu Araştırma Enstitüsü’ndeki viral hastalık şubesinin eski laboratuar direktörü Dr. Sean Lin, The Epoch Times’a Çin’in inaktive edilmiş aşılarını vaktinden önce piyasaya sürmesinin çok riskli olduğunu çünkü Çin’de geliştirilen tüm aşıların hala  klinik deneme safhasında olduğunu belirtti.

Dr. Lin, “Aktive edilmemiş aşılar çok risklidir. Tüm virüsler öldürülecek mi? Öldürme sürecinde birçok kimyasal bileşen eklenir. Bu kimyasalların yan etkileri nelerdir? ” dedi. Başka bir deyişle, “inaktive aşılar” canlı virüsü doğrudan insan vücuduna enjekte edebilir veya toksik yan etkilere neden olabilir.

Sinovac tarafından yapılan bir başka Çin yapımı COVID-19 aşısı halihazırda kullanımda ama henüz onaylanmadı. Paketindeki onay kodu “TBA – Duyurulacak” olarak görünüyor. Aralık 2020. (The Epoch Times)

Tayvan, Taipei’deki Academia Sinica bünyesindeki Biyomedikal Bilimler Enstitüsü’nden epidemiyolog Dr. Mei-Shang Ho, The Epoch Times’a, inaktif aşıların bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Ho, Tayvan’ın 2003 yılındaki SARS (şiddetli akut solunum sendromu) aşı araştırmasının bir parçasıydı ve aktive edilmemiş tam virüs aşılarının geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyordu.  Dr. Ho hastaların aşılandıktan sonra Antikora Bağımlı Güçlendirme (ADE) gösterdiğini buldu, bu da aşıların enfeksiyonu güçlendirdiği veya zararlı immünopatolojiyi tetiklediği anlamına geliyor.

Tayvan’ın bu tam virüs aşılarını asla geliştirmeyeceğini ve kullanmayacağını söyledi.

Üçüncü olarak, Çin yapımı aşıların etkinliği ve yan etkileri hakkındaki bilgilerin yetkililer tarafından geniş çapta yayınlanmamış olması.

Çin Devlet Konseyi, 31 Aralık 2020’de düzenlediği basın toplantısında, Sinopharm’ın etkisizleştirilmiş aşısının Çin İlaç İdaresi tarafından “şartlı onay” aldığını duyurdu. Eyalet medyası raporlarına göre aşının etkililik oranı yüzde 79.34’tü. Bu bilginin güvenilirliği ve aşının yan etkilerinin ne olduğu konusundaki bilgiler ise belirsiz.

Brezilya’da yakın zamanda yapılan bir CoronaVac denemesinin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından düzenleyici onay için belirlenen yüzde 50 eşiğini geçmeye yetecek kadar, yalnızca yaklaşık yüzde 50,4 etkili oran bildirmesi ise bir başka dikkat çekici konu.

5 Ocak’ta, Çinli aşı uzmanı Tao Lina, Sinopharm’ın, 73 yan etkinin listelendiği Weibo üzerindeki COVID-19 aşı talimatlarının bir fotoğrafını yayınladı; Çin aşısını dünyadaki en güvensiz aşı olarak adlandırdı. Weibo gönderisi o zamandan beri sansürcüler tarafından silindi.

Çin yapımı aşılarla ilgili endişeler sağlam temellere dayanmaktadır. Özgür Asya Radyosu’na göre Aralık ayında, Angola’daki Lunda Norte Eyaletinde bulunan devlete ait büyük bir işletmeden en az 16 Çinli çalışan ÇKP virüsü ile enfekte oldu ve hepsi de Sinopharm tarafından geliştirilen aşıları aldı. Raporda, Tianjin Electric Power Construction Co.’dan yaklaşık 300 Çinli işçiye aynı zamanlarda Sırbistan’ın Pančevo kentinde COVID-19 teşhisi konuldu.

Enfekte işçilerin çoğu, Çin’den ayrılmadan önce Sinopharm tarafından yapılan aşıları aldı. Aşı yaptırmak, yurtdışında çalışan Çin vatandaşları için bir gereklilikti.

Son zamanlarda Çinli yetkililer, aşıların ücretsiz olarak uygulanacağını duyurdu. Ancak, burada bir sorun vardı.. Devlet tarafından işletilen ilaç üreticisi Sinovac Biotech tarafından üretilen yeni bir aşı olan CoronaVac, 18 ile 59 yaş arasındaki kişilerin aşı almasına izin veren bir yaş sınırı belirledi. Yetkililer, aşının “başka klinik deneyler” beklediğini iddia etti. Bu hareket, evde üretilen aşıların güvenliği ve etkinliği hakkında bir kez daha soruları gündeme getirdi.

Dördüncüsü, bir aşının geliştirilmesinin, üretilmesinin, taşınmasının ve depolanmasının her adımı çok önemlidir ve sıkı bir düzenleme gerektirir. Ancak Çin’in komünist toplumu tepeden tırnağa yolsuzluğa battı ve yetkililerin şeffaf olmaması halk arasında güvensizliğe neden oldu. Herhangi bir tedavi veya önleyici tedavi garanti edilemez hale geldi.

2007 ile 2018 arasında en az dört büyük aşı skandalı ortaya çıktı: 2010 Shanxi aşısı; Çin’in güneyinde bebeklerin yaralanmasına ve ölümüne yol açan 2013 hepatit B aşısı; 2016 Shandong’da kullanılan bozuk aşı; ve 2018 Changsheng Bio-Technology aşı skandalı. Çin’de sorunlu aşılar bir norm haline geldi.

Komünist elitler siyaset çalışmakla, politikalar oluşturmakla ve yolsuzluk yoluyla para kazanmakla meşguller. Doğru şeyi yapacak zamanları, enerjileri veya zihinsel yapıları yok. ÇKP rejiminde ise sahtekarlık çok yaygın hale geldi.

Bu nedenle, Çinli liderler “önce aşı vurulacak” olsalar bile, onlara gerçek aşı değil, sadece glikoz veya tuzlu su enjekte edilebilir.

“Önce liderler olsun” ifadesi daha önce de duyulmuştu ve Sincan’daki Karamay şehrinin peşini bırakmayan bir cümle.

8 Aralık 1994’te Karamay’da bir tiyatroda üst düzey yetkililer, yerel yetkililer ve öğrencilerin katıldığı bir gösteri sırasında yangın çıktı. Tanıklar, etkinliğin düzenlenmesine yardımcı olan ve muhtemelen bir hükümet yetkilisi olan bir kadının tiyatrodaki herkese şunu söylediğini iddia etti: “Önce liderler çıksın!” Sonuç olarak, tüm hükümet yetkilileri hayatta kaldı.

Ancak aralarında 288 ilk ve ortaokul öğrencisi olan 322 kişi hayatta kalamadı. Bir CCTV muhabirinin olayı 12 yıl sonra ifşa etmesinden sonra, gazetecinin yangınla ilgili belgesel filmi sansürlendi ve Çin makamları tarafından kamuya açık yayınlanması yasaklandı.

İnsanlar ÇKP liderlerinin utanmazlığına ve soğukluğuna tanık oldular.

Artık Çinli yetkililer, COVID-19 ülkede yükselmeye devam ederken vatandaşların aşılanmasını talep ettiğine göre, insanlar liderlerine aşıyı önce kendilerinin yaptırmasını söylüyor. Bu durumda Çinli insanların liderlerine güvenmediğine dair güçlü bir sinyal gönderiyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ” Onların [ÇKP] söylediği en büyük yalan, onların gözetim altında tutulan, ezilen ve konuşmaktan korkan 1,4 milyar insan adına konuştuklarını düşünmek.” dedi.

Tüm Çin nüfusunun bu noktayı anlamasının zamanı geldi.

Haber: Huang Tse

Çeviri: G. Hakan Koçman

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.